Virolog – İmmünolog: SARS-CoV2 diye bir Virüs Yok

Virolog – İmmünolog: SARS-CoV2 diye bir Virüs Yok

Viroloji ve immünoloji doktoralı, Hint asıllı akademisyen Poorniam Wagh, teknoloji, medya, çokuluslu şirketler ve dünya istihbarat birimlerinin yardımıyla dünya popülasyonunun başına örülmüş gelmiş geçmiş en kapsamlı ve koordinasyonu yüksek komploda kral çıplak diyebilen ve bu yüzden cezalandırılan şerefli akademisyenler arasındaki yerini alıyor.

Sunum yaptığı videonun kısa versiyonunu altyazılı olarak izleyebilirsiniz. Videonun uzun versiyonu yazı sonunda verilmiş olup, sunumun içeriği Wagh’ın yorumları ve bizlerin eklediği genişletilmiş açıklamalar ile birlikte birkaç bölüm halinde sitemizden sunulacaktır.

Ne dersiniz? Daha fazla kanıta ihtiyacımız var mı?
Virüs… Var mı yok mu?


Wagh’ın sunum slaytları ve videoda yapmış olduğu yorumlar ile birlikte Türkçeleştirilerek aktarılmıştır.

Wuhan ve ardından dünyanın geri kalanında kurgulanan oyunda neler yaşandı:

2019 Aralık ayında, Wuhan’da deniz ürünleri satan bir pazaryerinden alışveriş yapan 198 kişinin, yarasa-karıncayiyen virüsü olduğu iddia edilen bir virüs nedeniyle hasta düştüğü ve zatürre benzeri belirtiler sergilediği söylendi. Bu 198 kişiden ise inceleme için yalnız 1 kişinin akciğerinden sıvı aspire edildi. NİYE? Hasta grubu içerisinden yalnız 1 kişiden test numunesi alınması gayrı bilimsel olduğu kadar şüphelidir de.

Bu yaptıkları son derece anlamsız, büsbütün tuhaf. Niye 198 kişiyi de test etmiyorsunuz, sadece 1 kişiden numune alıyorsunuz? Bilimsellikle taban taban zıt bir davranış bu. Ortada viral bir salgın olduğunu iddia ediyorsanız, büyükçe bir grup insanda bu virüsü bulup göstermeniz lazım. 


Gen Diziliminde Yapılan El Çabukluğu – Tek Dokunuşla 40’tan 40,000’e Bütünleme Bilimi

Wuhan’daki hastanede bu kişinin ciğerinden çekilen sıvıda topu topu 40 baz çiftlik, inanılmaz kısa RNA iplikçik bölümü bulduklarını söylediler ve buradan bilgisayar programı marifeti ile (“in silico) NOVEL (yeni oluşumlu, daha önce hiç karşılaşmamış olduğumuz) virüs için tam 40 bin baz çiftlik bir gen dizilimi yarattılar, bunu da Blast P gibi dünya genelindeki veritabanlarına yüklediler.

Teknolojik Sihirbazlık Numarası ile Frankenstein Genom Yaratma

Hastadan alınan sıvıdan 40 baz çiftlik “virüs” RNA’sı bölümünü alınıp bilgisayara yüklenir, “alignment” (hizalama) denilen bir işleme tabi tutulur -buna De Novo sequencing process (Yeni genom dizileme işlemi) denmekte. 

Bilgisayar programından, elimizdeki 40 baz çiftlik bölümü sistemine kayıtlı diğer tüm bakteri, “virüs” gen bilgisi ile kabaca birleştirip, buradan bize  “yeni” bir yapboz resmi oluşturmasını, yani ortaya “yeni bir virüs resmi” çıkarmasını isteriz.

Bilgisayar denileni yapar ve ortaya yepyeni, ancak HAYALİ (gerçekte var olmayan) bir SARS-CoV-2 virüsü çıkar. “Çok ölümcül” olduğu söylenir(!).

Bilgisayar marifetiyle oluşturulmuş bu gen dizilimi Blast P’ye yüklenir.

Wagh, tecrübeli ve oldukça fazla sayıda gen dizilimi görmüş bir bilimci olarak dünyaya SARS-CoV-2 genomu diye tanıtılan dizilime ilk baktığında son derece tuhafına gittiğini, şaka mı bu diye düşünmekten kendini alamadığını da ifade ediyor.

2019 Aralığında birden internet, yol ortasında yığılıp kalmış, ağzından kan gelen, epileptik nöbet geçiren Çinli’lerin tuhaf ve daha sonradan sahte olduğu anlaşılan videoları ile doldu. Bunu, İran’dan gelen ve kurgusu birebir aynı videolar izledi; insanlar Tahran’da yol ortasında düşüp ölüyor, ağızlarından burunlarından kan geliyordu. Bu durumun adını Covid koymuşlardı. Batı dünyasının kalbine böylelikle salınan korku ile birlikte, başta ABD olmak üzere ülkeler askeri sıkıyönetimin medikal karşılığı olan ‘tıbbi acil durum’larını ilan etmekte gecikmediler ve bu acil durum halen kaldırılmış değil.

Aralık’ta birden ortaya çıkan bu YouTube videoları Ocak ayına gelindiğinde yine birden yok oluverdi.   

Ardından DSÖ doğrudan Victor Corman ve Christian Drosten adlı Alman iki moleküler biyoloji uzmanı ile iletişime geçerek(!) SARS-CoV-2 için PCR “test”i geliştirmelerini istiyor.

Peki ama niye PCR testi?

Yaptıkları yayında Drosten ve ark., geliştirdikleri RT-PCR “testi“ için, herhangi bir kişinin vücudundan alınarak diğer hertürlü materyalden arındırılmış olarak tek başına ortaya konmuş (izolasyon ve pürifikasyonu yapılmış) ve bu şekilde kimyasal ve morfolojik yapısı tanımlanmış fiziki bir “virüs”ten değil, “in silico”, yani bilgisayar bazlı bir genomdan yola çıkarak hazırlamış olduklarını yazıyor!

Yani bu insanların SARS-CoV-2 denilen virüsü ne mikroskop altında görmüşlükleri var ne de laboratuar ortamında bununla çalışmışlıkları. Ellerinde yalnızca Wuhan’ın kendilerine ilettiği novel (yeni oluşumlu) genom bilgisi var ve bununla kalkıp RT-PCR protokolü hazırlayabiliyorlar.

Wagh’ın yorumu: Bilime daha aykırı yürütülemezdi herhalde işler!

Bilimle hiçbir şekilde bağdaşmayan bu icraatlerini yaptıkları yayında açıkça yazıyorlar da:

“Boşluk kalmamış bir hizalama elde etmek için SARS ve SARS ile bağlantılı koronavirüsleri (daha önce kendi çalışmalarımızdan elde ettiğimiz ve ayrıca literatürde geçen diğer yarasa korona virüslerini) kullandık. Teşhis amaçlı kullanılacak aday RT-PCR assay’lerimizin tasarımı, 2019-nCoV genom diziliminin tamamlanıp açıklanmasından önce hazırdı.” 

Yani, oluşturmak istedikleri yeni “virüs” için daha bilgisayar bir gen haritası oluşturmamışken, Drosten ve ekibinin teşhis amaçlı(!) kullanılacak testi hazır!

DSÖ’nün kendi elleriyle seçmiş olduğu “bilimadamları”, ortada bir virüs var mı yok mu bilmeden, görmeden, hayali virüsün bilgisayar üretimi genomuna bile sahip değilken, tüm dünyada tam da bu “virüs”ü tespit edeceği iddiası ile cihaz, protokol geliştirebiliyor. 

Wagh’ın, doktora sahibi olmanıza gerek yok, okuyan herkesin apaçık hataları görebileceği bir yayın dediği Drosten imzalı belge Avrupa’dan 15 kişilik bağımsız bir ekip tarafından da incelenerek metodolojideki 10 hayati kusur gösteriliyor. Buna rağmen, hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan, anormal derecede fazla yanlış pozitif sonuç üreten bu kusurlu model, hastalık teşhisinde kullanılmaya devam ediyor.


Niye bu kadar çok yanlış pozitif var?

Wagh’a göre, insan vücudunda kan dolaşım sistemi ve lenfatik sistem aracılığıyla sürekli dolaşımda olan RNA ve DNA’lar bulunmakta ve Çin’liler akciğerden aldıkları sıvıda buldukları küçücük bir RNA iplikçiğini alıp, işte aradığımız katil “virüs RNA’sı” bu diyorlar.  

İnsan genomunun parçası olan bu genetik bilgi, buna sahip başka insanlarda da saptandığında, “virüs”e pozitif ilan ediliyorsunuz. Kurgu bu.

Hastayla sadece 2 dakikalık konsültasyonu olan doktorların ise bu tarz ayrıntılar umurunda olmadığı gibi, bilimdeki son gelişmelere, araştırmalara da hakim olmadıklarından, gözlerinin önündeki kurguyu anlamıyorlar dahi.

Durumun vahametini anlatan bir başka örnek daha veriyor Wagh:

2020 Şubat ayında Hintli akademisyenlerin, Çinliler’in tüm dünyaya SARS-CoV-2 genomudur diye servis ettiği dizilimin “HIV virüsü” ile hiç de “tekin olmayan” benzerlikler taşıdığı, bunun izahı mümkün olan bir durum olmadığı ve bu işte bir “bit yeniği” olduğunu ima ettikleri yayınları sahneye çıkıyor.  

Virolog Wagh’ın yorumu, korona virüs ile HIV’nin benzerlik taşımasının mümkün olmadığı, ortada gerçek bir virüs olmayıp Çinliler bilgisayar veritabanlarında kayıtlı karma genetik bilgiden kes-yapıştırla ortaya hayali bir virüse ait uydurma bir genom çıkarmış oldukları için istemeden yakayı ele verecek hataların yaşanmış olduğu yönünde.

Bu noktada konunun daha net anlaşılması için Bilimfili sitesinden “Dizilemeden Sonra Genom Nasıl Birleştirilir?” yazısında Sevkan Uzel’in anlattığı bilgilere yer veriyoruz.



Bu açığı yakalayan Hintli akademisyenler, Amerikan Mikrobiyoloji Derneği’nin baskıları neticesinde yayınlarını 1 ay içinde geri çekmek durumunda bırakılıyor. Retraction.org’da sadece özet bölümü bırakılan yayının içeriği internetten silinmiş durumda. Wagh, yasaklı bu güzelim yayının pdf’ine sahip olduğunu belirtiyor. 


Şu adresten, “Covid 19” ile ilgili yapılmış ancak geri çek(tir)ilmiş bugüne kadarki yayınları görebilirsiniz:

https://retractionwatch.com/retracted-coronavirus-covid-19-papers/


Wagh’ın “virüs” izolasyon, pürifikasyon ve karakterizasyonu ile ilgili açıklamalarının olduğu bir sonraki yayında görüşmek üzere.

Videonun uzun versiyonu:


SARS-CoV-2 diye bir virüs bulunmadığı, ortada 2019 yılında ortaya çıkmış COrona VIrüsüne ait bir hastalık (yani COVID-19) olmadığı, viral bir salgın yaşanmamış olduğu yönünde sürecin başından beri görüş bildirip en ağır şekilde sansüre tabi tutulan yasaklı bilimci ve doktorların sitemizdeki yazılarına şuradan ulaşabilirsiniz:

Tıpta Dolandırıcılık ve Hile: Virüs Nerede?

Virolojinin Gözler Önündeki Büyük Sırrı – İzolasyon Yalanı

Viroloji Yalanları: Varlığı ve Hastalık Yapıcı Özelliği İspatsız Virüs – İşlenen Tıbbi & Bilimsel Suçlar

Yanlış Virüs Teorisi ve Anlamsız PCR Testi – Video

Virüs İzolasyonuna Dair Bildiri

Viroloji ve Aşı Aldatmacası — Koronavirüs Neden Bulaşıcı Değil

Sağlık Bakanlığı’na Sorduk: SARS-CoV-2 İzolatınız Nerede?

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video



Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir:



Covid’den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca Gerekçeler
Kanadalı Hekimler Suskunluğunu Bozuyor

Dr. Stephen Malthouse – British Columbia

Giriş

  • Covid’den neden korkmamamız gerektiği ile ilgili başlıca nedenleri sıralayacağımız”Kanadalı Hekimler Suskunluğunu Bozuyor” başlıklı videomuza hoş geldiniz.
  • Covid veya koronavirüs kelimesini duyarduymaz elimiz kendiliğinden maskeye giderveya kendimizi & ailemizi nasıl koruruz diye bakınır olduk.
  • Kaçacağımız güvenli bir yer de yok gibi gelir oldu.
  • Oysa, Kanadalı tıp doktorları olarak şimdi size, en yüksek kalitede bilim ne diyor, bunu açıklayacağız. Şaşıracak ve sevineceksiniz diye düşünüyoruz.


Son Bilimsel Veriler

  • TV’den sürekli “vaka vaka vaka” yayınları yapılıyor ki kim duysa korkar. Fakat “vaka” dediklerinde hastalık belirtisi gösteren kişileri kastetmiyorlar herzaman.
  • Bu kişilerin önemli kısmının ya çok az bir belirtisi var, ya da hiç yok. Bir tek, pozitif çıkmış PCR testleri var. O PCR testinin hiçbir işe yaramadığı da araştırmalarla gösterilmiş durumda.
  • Testi pozitif olan hastaların ancak %3’ünde hakikaten Covid virüsü bulunuyor.
  • Ölenler oldu, evet… lâkin “vaka sayısı” verilmesi gerçek durumun yanlış aksettirilmesine neden oluyor.
  • Kanada’da Covid için haftalık vaka bildirimlerini gösteren grafiği görüyorsunuz. Ben bile korkarım valla buna bakınca! Fakat bir de haftalık ÖLÜMLERİ girelim bakalım bu grafiğe.
  • “Vaka” eğrisini takip etmesini beklediğimiz bütün o ölümler nerede?
  • Bu işte sağlam bir bityeniği var!

















  • Kanada’da 2001’den bu yana kaydedilmiş senelik ölümlere bakalım.
  • Ortada “pandemi” var demeye bin şahit ister!
  • 2020’de görülen hafif artış da muhtemelen yaşlanan nüfus nedeniyleydi.

  • İyi de hastane yoğun bakımları Covid hastaları ile dolup taşmıyor mu ki?
  • Ontario eyaleti yoğun bakım üniteleri verilerine bakacak olursak,

2020’de yoğun bakıma yatan hasta sayısı, önceki 3 seneden de az!

2017 – %86.66 
2018 – %91.21 
2019 – %83.51
2020 – %80.84 

  • CDC’nin kendi yayımladığı veriler bile Covid’in mevsimsel grip düzeyinde seyrettiğini gösteriyor.
  • Çocuklarda öylesine hafif geçen bir şey ki Covid, ölüm oranı istatistiki olarak SIFIR.
  • 50 yaşın altında, enfeksiyondan sağ kalım oranı %99.98‘in üstünde.
  • 70 yaşın üstündekiler için bu oran, %94.6.
  • Bu da, tedaviye yönelik D ve C vitamini gibi HİÇBİR erken müdahalede bulunulmadığındaki sağ kalım oranları.
  • Yani, gençseniz, hiçbir şeyden endişelenmenize gerek bile yok.
  • Yaşı olanlar, kendinizi nasıl koruyabileceğinizle ilgili müthiş önerilerimiz olacak sizlere, ki bunlar arasında aşı yok.


Dr. Patrick Phillips – Ontario

ASEMPTOMATİK BULAŞ

  • Nisan’da Covid hakkında pek bir şey bilinmiyordu. Öyle olunca da bol keseden ekstra tedbire baş vurulmak durumunda kalındı.
  • O arada sağlıklı insanların etrafına hastalık bulaştırabileceği fikri de benimsendi. Asemptomatik hastalık bulaşması denilen şeydi bu ki düşüncesi bile korkutucu hakikaten.
  • Ve fakat artık 10 milyondan fazla çalışılmış vaka var elimizde ve hem Wuhan’dan gelen hem de Florida Üniversitesi’nin ortaya koyduğu deliller, a-semptomatik ve pre-semptomatik hastalık bulaşının yok denecek kadar az olduğunu gösteriyor.
  • Oyunun kaderini değiştirecek bulgudur bu.
  • Hayatımızı geri alabiliriz demektir bu ve viral enfeksiyonu olan hastalarıma hep verdiğim tıbbi tavsiyeye,
  • “hastaysan evde yat-dinlen” düsturuna geri dönebiliriz demektir.
  • Hasta olan evde kalır, geri kalanlar hayatını yaşamaya devam eder.

Dr. Caroline Turek – Ontario

T-HÜCRESİ İMMÜNİTESİ

  • Size harika haberlerimiz var! Birçoğumuzun T hücrelerimizdeki çapraz reaksiyon sayesinde SARS-CoV-2’ye zaten bağışık olduğumuzu biliyor muydunuz?
  • T hücresi bedenin enfeksiyonla savaşta kullandığı bağışıklık sistemi hücrelerinden.
    Pandemi başında, SARS-CoV-2’ye yeni oluşumlu bir koronavirüs dendi, bu da hiçbirimizin buna bağışıklığı olmadığı, hepimizin de enfeksiyon riski altında olduğumuz anlamına geliyordu.
  • Oysa dünya genelinden immünolog ve virologların ortaya koyduğuna göre, popülasyonun %30 ila %50’sinin, T hücreleri sayesinde halihazırda bu virüse karşı bağışıklığı bulunuyormuş.
  • Bağışıklık nereden ileri geliyor derseniz, koronavirüslerle önceki temaslarımıza bağlı olarak geçirdiğimiz sıradan nezlelerden.
  • Covid’e bağışık mıyız diye anlamak için yapılan testlerle ilgili sorun şu: bunların çoğu serumdan bakılan antikor testleri, ancak bundan T hücrelerdeki yanıt durumunu göremiyoruz.
  • Antikor seviyeleri zamanla düşüş gösterse de, T hücrelerimizce korunmaya devam ederiz.
  • Birçoğumuzun, Covid’e karşı zannettiğimizden çok daha güçlü koruması var esasında, bunu da T hücrelerimize borçluyuz.
  • Harika haber bu, çünkü “toplum bağışıklığı”na zannettiğimizden çok daha yakınız demektir.

Dr. Neda Amani, MD – Ontario

ÇOCUKLAR ve COVID-19

  • Çocukların nasıl da “süper virüs yayıcısı” olduğu anlatıldı duruldu bize. Korkudan ödümüz kopmuş şekilde bu yüzden okulları kapadık, çocuklarımızın güzelim yüzlerini maskeyle örttük ve birbirleriyle görüşüp oynamasına izin vermedik.
  • Çoğu öğretmen sınıfa adım atmaya dahi korkuyor. Oysa bilim bunların HİÇBİRİNE gerek olmadığını gösteriyor.
  • Çocuklar Covid-19 oldu diyelim, hiç semptom dahi vermeyebiliyorlar, hadi verdiler diyelim, çoğu kez hafif oluyor bunlar.
  • Pandemiyi yayan ve taşıyan da çocuklar değil.
  • Epidemiyolojik veriler hastalığın çocuklarda, erişkinlere göre çok daha hafif geçtiğini gösteriyor.
  • Tüm Kanada’da, pandemi başından beri 19 yaş altında yalnız 4 kişi var COVID tanısı ile ölen.
  • 8 m i l y o n çocuk ve ergenden 4’ü sadece.
  • 2018-2019 grip sezonunda bile 10 çocuğun gripten ölmüş olduğu unutulmamalı. Gribin yarattığı senelik ölümler COVID-19’dan fazladır.
  • Hakem kontrolünden geçerek yayımlanmış birçok araştırma gösteriyor ki, çocukların, bilhassa 10 yaş altındakilerin COVID bulaşında önemli bir rolü yok
  • İngiltere, Avustralya, İsviçre, Fransa ve Norveç’te yapılmış araştırmalar, okullarda çocuktan çoğuğa ve çocuktan erişkine hastalık bulaşının minimum düzeyde olduğunu göstermekte.
  • Lancet’ten bir yayın, okulların kapatılmasının tıbben geçerli HİÇBİR nedeninin bulunmadığını gösterdi.
  • Alman ebeveynler ve çocukları ile yürütülen bir diğer araştırma çocukların büyükleri değil, tam tersine, daha ziyade büyüklerin çocukları enfekte ettiğini ortaya koydu.
  • Giderek artmakta olan bilimsel kanıtlar ışığında korkuyu yenip çocuklarımızın yeniden çocuk gibi yaşamalarına izin vermemiz gerekir.
  • Okula da gidebilirler, arkadaşlarıyla biraraya gelip oyun da oynayabilir, sevdikleri şeyleri de yapabilirler.
  • Çocuklarımıza hayatlarını, çocukluklarını geri vermenin zamanıdır.

Dr. Dorle Kneifel – British Columbia

HASTALIĞI ÖNLEME

  • Bu koranavirüsten korkmuyorum, sizin de korkmanıza gerek yok.
  • Binlerce, onbinlerce yıldır bu tür respiratuar virüslerle evrilerek geldik bugünlere. Bu sayede de muazzam akıllı ve sofistike bir bağışıklık sistemine kavuşmuş olduk.
  • Besleyici yiyecekler yediğimizde bağışıklık sistemimizi desteklemiş, kuvvetlendirmiş oluruz.
  • Fiziksel aktivitede bulunduğumuzda, doğada vakit geçirip yaşamın bizi desteklediğini hissettiğimizde bağışıklık dirayetimiz de artar.
  • D vitamini bağışıklık sistemimiz için KRİTİK önemde bir besin öğesidir.

    C vitamini, çinko, magnezyum desteği yaptığımızda bağışıklık sistemimizi tam teçhizat donatmış, harekete geçmeye hazır hale getirmiş oluruz.
  • Popülasyonun besleyici değeri olmayan yeme alışkanlıkları ve yaygın D vit eksikliğine rağmen koronavirüsle karşılaşan çoğu kimse için hastane yatışı gerekmemekte, hastalığı evde kendi kendilerine atlatmaktadırlar.
  • Ben kendim 11 ay önce geçirdim COVID-19’u ve viral belirtiler başlar başlamaz da HERZAMANKİ çarelere başvurdum.
  • Semptomlar gidene kadar hergün 60 bin IU’luk D vitaminimi aldım. 2 günde geçti.
  • Şu anda burada, sizinle konuşalabiliyor olmam gösteriyor ki BEDENLERİMİZ NE YAPMASI GEREKTİĞİNİ GAYET İYİ BİLİYOR.

Dr Bill Code – British Columbia

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

  • Kanada’da 40 yılın üzerinde hekimlik yapmış biriyim. Bunun da en az 30 yılı anestezi uzmanlığı ile geçti.
  • Anestezistler hekimler arasında klinik farmakologlar olarak kabul görür, bunun da nedeni, ilaçların risk/fayda oranından anlamamızdır.
  • Eskiden beri güvenle kullanılagelmiş ilaçlar, Covid gibi yeni bir problemde fazlasıyla işe yarayabilir.
  • Bu bilgiden hareketle, literatürü de gözden geçirmiş biri olarak ben hastalarımı Covid-19’un hemen başında Quercetin, çinko, C vitamini, D vitamini ile tedavi ediyorum.
  • Reçete ettirebilenlere de hidroksiklorokin (5 gün boyunca 400 mg/gün) ve azitromisin (5 gün boyunca 500 mg/gün) öneriyorum.
  • Ayrıca, Covid sonrası ortaya çıkan belirtilerde Ivermectin‘in (1. gün ve 3. günde alınmak üzere kilogram başına 0.2 mg; yani 60 kg’lık biri için ,12 mg) işe yaradığını gördüm.
  • Gerekli durumlarda hastaya burundan oksijen veriyoruz, buna da, edinmenizi tavsiye ettiğim oksimetrenizdeki değere göre karar veriyoruz.
  • Baktığım tüm hastalarda bu rejimen gayet işe yaradı, hastaneye yatması gereken kimse de olmadı.
  • Kendim geçtiğimiz kasımda {2020] Covid-19 geçirdim. Listesini verdiğim bu ajanları (bu dozlarda) bizzat kendim kullandım ve 7 ila 10 günde ayağa kalkmamı sağladılar.
  • Özetle diyeceğim o ki, şu korkuyu bir geride bırakın.
  • İyi değil bu.
  • İyileşmek için yapabileceğimiz ÇOK şey var, yedekte de hastane seçeneği var zaten.

Dr. Stephen Malthouse – British Columbia

“VARYANLAR”

  • Korkudan ödünüz patlasın diye icat edilmiş şu şeyi duymuşsunuzdur: Her Allahın günü saat başı TV’lerden pompalanıp duran şey hani…. Tehlikeli virüs varyantlarından bahsediyoruz, evet.
  • Alın size şaşıracağınız bir şey: Dünyanın emeği verilerek [zar-zor] hafif değişime uğramış bir varyant yaratılabilmiş durumda. Nerede? Fare deneyinde!
  • Bu “varyant”ların TEKİ bile insanda bulunmuş değil bugüne kadar.
  • Bu fare deneyini takiben birtakım matematik modellemeler ve kod yazılımları ile yapılmış yayınlar çıktı, hiçbiri gerçek yaşamda gözlemlenmiş bir duruma dair değildi.
  • Varyantın yayılımı ve ne şiddette bir hastalık yaratacağı ile ilgili TAHMİNDEN öte bir şey değildi bu yayınlar.
  • İnsanda yapılmış gerçek manada bir araştırma yok ortada.
  • Televizyondan duyduğunuz her şeyin temeli işte bu!
  • Virüsler zamanla kendiliğinden değişime gider ve yeni suşlar gelişir.
  • Virüs dediğimiz şey insan hücresi olmadan yaşayamayacağına göre yaşam ortamını ortadan kaldırmanın saçmalığından hareketle, bunun giderek daha az zararlı hale geleceğini anlayabiliriz.
  • Bir virüs çok daha çabuk yayılabiliyor hale gelip de doğru dürüst hasta dahi edemeyecek hale dönüşüyorsa, işler “toplumsal bağışıklığa” doğru gayet güzel ve olağan seyrinde ilerliyor demektir.
  • Durum Covid virüsü için de farklı değil.
  • Bunca zamandır virüsler üzerine yapılmış tüm çalışmalar da AYNEN böyle olacağını gösteriyor zaten: virüsler DAİMA insana, insanlar da DAİMA virüslere adapte olur!
  • Artık hepimiz bir sakinleşebiliriz. Çünkü VİRÜS denilen şeyler zaman içinde İLLE daha az tehlikeli hale gelir.


HEPİMİZ İÇİN BU İŞTEN ÇIKIŞ YOLU

  • Duruma bütün olarak baktığınızda, COVID’den korkMAMAK için pekçok neden var elimizde.
  • COVID ile ilgili mevcut kanıtlara samimiyetle bakıp, korkudan da sıyrıldığımızda hayatı yeniden TAM manasıyla yaşamaya, ailemizin ve toplumun keyfi yerinde bir üyesi olmaya başlayabiliriz.
  • Eve kapanıp saklanmaya, diğer insanlardan kaçınmaya filan gerek yok.
  • İnsan sosyal bir varlıktır, tecrit halinde sonu pek iyi olmaz.
  • Hücre hapsi de, korku da bağışıklık sisteminize zarar verir.
  • Günde 4 kucaklaşma, minimumda yapılması gereken hakikaten de budur.
  • O yüzden, beslenmenize dikkat edin ve kışın bağışıklık sisteminizi optimize etmek için D vitamini almayı ihmal etmeyin.
  • Kanadalı erişkinlerde günde 4 bin IU D-vitamini karardır.
  • Aylık kan tahlili de yaptırararak doğru dozda mısınız değil misiniz anlayabilirsiniz.
  • D vitamini güvenlidir, ucuzdur; COVID de dahil olmak züere, virüs kaynaklı solunum yolları rahatsızlıklarına karşı direnci artırdığı bilimsel olarak gösterilmiştir.
  • Unutmayın: ASIL VİRÜS KORKUDUR.
  • İnsanın doğru düşünemez hale getirir.
  • Artık TV’yi kapatıp, aklınızı kullanmayı öğrenmenin vaktidir.
  • Ne doktorun söylemesine gerek var bunu ne de üstün bir bilimadamı filan olmanız lazım anlamak için.
  • Çıkın evinizin önüne bir bakın etrafa, gerçekte ne olup bittiğini gözünüzle görün.
  • Deliller açık ve net.
  • Küçücük COVID virüsünden korkmanıza gerek yok.




RT-PCR KORONAVİRÜS TESTİ İLE İLGİLİ TÜM HUSUSLAR

RT-PCR KORONAVİRÜS TESTİ İLE İLGİLİ TÜM HUSUSLAR

David Crowe
23 Nisan 2020
Versiyon 3

Bu, RT-PCR teknolojisine istinaden yapılan sözde koronavirüs testinin bir analizidir. Bu çalışma önemli ölçüde, dünya çapında bir uzman olan Profesör Stephen Bustin‘ın RT-PCR ile ilgili olası sorunlar üzerine olan 2017 tarihli bir makalesini okumama, son zamanlarda onunla birlikte yürüttüğüm bir podcast’e ve RT-PCR verilerinin işlenmesi ve raporlanmasına dair MIQE yönergelerine dayanmaktadır. Bu makale, testte kullanılan RNA’nın viral mi yoksa endojen mi olduğunu sorgulamamaktadır.  RNA viral değilse, RT-PCR koronavirüs testinin hiçbir değeri olmadığı açıktır. Bu belgede billimsel referans verilmemiştir, ilgili yayınlar için Koronavirüs Paniği Kritiği başlıklı yazımıza bakılmalıdır.

PCR DÖNGÜ SAYISI


PCR algoritması döngüseldir. Her döngüde DNA (RT-PCR içerisinde sürecin başlatıldığı RNA’ya karşılık gelen) miktarının yaklaşık iki katını üretir. Test olarak kullanıldığında, başlangıç ​​materyalinin miktarını bilmezsiniz fakat her döngünün sonundaki DNA miktarı problara bağlanan floresan moleküller tarafından dolaylı olarak gösterilecektir.O zaman her adımdan sonra üretilen ışık miktarı yaklaşık olarak iki katına çıkar ve belli bir yoğunluğa ulaşınca işlem sonlandırılır, numune pozitif ilan edilir (numunenin enfekte olduğu kastedilir). Belli bir döngü sayısına ulaştıktan sonra hala yeterli DNA yoksa numune negatif ilan edilir (enfekte olmadığı anlamında). Pozitif ve negatifi ayırmak için kullanılan bu döngü eşik değeri (Ct) keyfidir ve testi yapan her kuruluş için aynı değildir. Örneğin, 36’yı pozitif için sona erme noktası, 37-39’u belirsiz, yani daha fazla test yapılmasını gerektiren ve 39’u negatif olarak rapor eden bir makale yayınlandı. Başka bir çalışma ise, ara alan olmadan, kesme noktası olarak 37’yi kullandı. Amerikan FDA tarafından onaylanan test kitlerinin olduğu listede, 30, 31, 35, 36, 37, 38 ve 39 döngülerinin her biri için bir üretici önerisi vardı,12 üretici tarafından seçilen 40 döngü sayısı ise en popüler olandı, 43 ve 45 döngü sayıları için ise birer üretici önerisi mevcuttu.

DÖNGÜ EŞİK DEĞERİNİN (Ct) MANASI

Ct değeri kullanırken varsayılan şey, kullanılan RNA miktarı aslına yaklaşık olursa (iki ile çarpımda) yine aynı Ct değerini vereceğidir. Oysa RT-PCR’de birçok yoldan hata oluşabilmektedir. RNA ekstraksiyon aşaması bile verimde bir sürü kayba gebeyken, RNA’nın komplemeter DNA’ya dönüştürülmesi aşamasında etkinlik bakımından verilecek fire daha da büyüktür (Prof. Bustin’e göre yapılan işlemde etkinliğin %50’nin üstüne çıktığı pek vaki olmayıp, rahatlıkla 10 katlık fark oluşabilmektedir) ve tabii PCR işleminin bizzat kendisi etkinlikte kayba yol açmaktadır. Podcast yayınında Bustin, keyfi Ct değerine göre hareket etmenin “tamamen saçmalık” olduğunu, bunun “akıl alır tarafı olmadığı”nı belirtmiştir. Farklı laboratuvarlarda testlerin aynı Ct değerine göre yapılmış olması, başlangıçtaki RNA miktarının aynı olduğu anlamına gelmemektedir.

DÖNGÜ KONUSUNDAKİ KISITLAR

Profesör Bustin 35 kezden fazla döngü yapmanın amaca uygun olmadığını ve mantıksızlığını belirttiği halde, hiç kimsenin bu döngü sayılarını 35 ve altında sınırlandırmadığı görülmektedir (MIQE ilkeleri 40’tan az döngü sayısını önermektedir). Çok fazla döngü yapıldığında arka plan flüorışıma artacağı için, bu durum sahte pozitiflikle sonuçlanabilir.

CT ve POZİTİF ÇIKAN TEST SAYISI


Ct döngü değeri, pozitif testlerin sayısını önemli ölçüde etkileyecektir. Ct 37’den 35’e çekilirse daha az, 39’a çıkarılırsa da daha fazla pozitif sonuç elde edilecektir.

CT döngü değeri belli bir standarda bağlansa bile, farklı laboratuvarlar tarafından kullanılan özel makinalar, kimyasallar ve prosedürlere bağlı olarak farklı anlamlar taşıyabilirler ve hatta aynı laboratuvardaki farklı numune türleri arasında bile değişiklikler bulunabilir. Miktarı belli bir ‘spike’ RNA alınıp iki ayrı makinede eşzamanlı olarak çoğaltıma sokulup çıkan sonuç karşılaştırılmadan, pozitif ve negatifliği tutarlı bir biçimde birbirinden ayırmamızı sağlayacak Ct değerine ulaşılması zordur.

MİKTARIN BİR ANLAMI VAR MI?


Randımanlı bir PCR işleminde dahi oldukça yüksek döngü sayısına rağmen tespit edilen RNA molekülü sayısı topu topu 3’te kalabiliyor. Vücudunda, herhangi bir sağlık sorunu bulunmasa dahi bu kadarcık bir virüs bile taşıyan varsa, onlar da testte pozitif çıkmış oluyor.

VİRÜS FONKSİYONEL Mİ DEĞİL Mİ?


Alınan numunede enfeksiyon kabiliyeti olmayan defektif virüs partikülleri veya virüsün yalnızca bir bölümü varsa bile test yine pozitif verecektir. PCR testi ile virüsün patojenik ve replikasyon kabiliyetine sahip oluop olmadığı anlaşılamaz.

RT-PCR TESTİ İLE ENFEKTE KİŞİYİ ENFEKTE OLMAYANDAN AYIRMAK MÜMKÜN MÜ?

Değildir.

RT-PCR’NİN ÇALIŞMA MEKANİZMASI


PCR ile belli bir RNA’yı aramak için şu işlemler uygulanır:

  1. RNA’nın numuneden çıkarılması (ekstraksiyon) gerekir. DNA karışmamasına çok dikkat edilmeli, bu işlem titizlikle yürütülmelidir. İleriki aşamalarda testin çalışmasını engelleyecek kimyasalların kullanılmaması gerekir. Elde edilenin saf RNA olmasını sağlamak mümkün değildir.

  2. RNA’nın komplementer DNA’ya (cDNA) dönüştürülmesi gerekir. Ters Transkritaz enzimi vasıtasıyla yapılan bu işlem hiçbir zaman yüzde yüz etkin değildir (randıman %50’de kalır). Ortaya ne kadar DNA çıkacağı ise birçok faktöre göre değişiklik gösterir, miktarda 10 katlık farklar gözlemlenebilir (eskiden 100 kat daha az veya daha çok olabiliyordu miktar).

  3. İşin PCR kısmında, primerleri ve probuyla (ve muhtemelen yanında biraz da, ayıklanamadığı için numuneden karışmış kaçak DNA ile birlikte) cDNA vardır sahnede. Primerler, kopyası çıkarılarak çoğaltılmak istenen cDNA’nın başını-sonunu belirler. Prob ise, RNA’nın ancak primerlerle eşleştiği takdirde (ki primerlerin boyu çok çok kısadır) çoğaltıma gitmesini sağlamaya yarar. Her döngüde (PCR proper’da) DNA miktarı yaklaşık iki katına çıkar. Proba floresan marker’ler iliştirilir ki, verdiği ışıktan her adımda kaç DNA üretilmiş olduğu aşağı yukarı anlaşılabilsin.

  4. İstendiği takdirde, bu şekilde üretilmiş DNA sekanslanarak tam olarak hangi bazlardan (dört farklı DNA boncuğundan (bead) müteşekkil yapı) oluştuğu da görülebilir.

Bu işlemlerin her bir aşaması hataya ve randımansızlığa açıktır. Miktarı kestirmek ise reaksiyona başka bir RNA’dan belli bir miktar karıştırılmadan mümkün dahi değildir, kaldı ki o katılan RNA da sonra kopyalanıp çoğaltılmaya başlar. İlk başta elde ne kadar materyal varsa, PCR’nin yapacağı döngü sayısı da kabaca bunun azlığı veya çokluğu ile ilişkili olacaktır.

TESTLERİN SORUNLU OLDUĞU SALT BİR HİPOTEZDEN Mİ İBARET YOKSA ELDE KANIT VAR MI?

Bu testlerin çıkardığı imkansız sonuçları açıkça görebileceğimiz çok sayıda yayın bulunmakta.

Çin’de yapılan bir çalışmada araştırmacılar art arda yapılan test sonuçlarını Negatif (N), Pozitif (P) veya kuşkulu (D, negatif-pozitif arası bir noktada) şeklinde kodluyor. Test edilen 600 hastadan 29’unda çıkan şu sonuçlara hiçbir açıklama getirilemiyor: 1 DDPDD 2 NNPN 3 NNNPN 4 DNPN 5 NNDP 6 NDP 7 DNP 8 NDDPN 9 NNNDPN 10 NNPD 11 DNP 12 NNNP 13 PPNDPN 14 PNPPP 15 DPNPNN 16 PNNP 17 NPNPN 18 PNP 19 NPNP 20 PNPN 21 PNP 22 PNP 23 PNP 24 PNDDP 25 PNPNN 26 PNPP 27 PNP 28 PNPN 29 PNP. 

Singapur’da yapılan bir çalışmada, 18 hasta neredeyse her gün test ediliyor ve çoğu da en az bir kez önce Pozitif sonra Negatif ve ertesi gün tekrar Pozitif çıkıyor. Hatta bir hasta tam dört kez bu patterni gösteriyor.

Çin’de, birbirini izleyen iki negatif testin sonucunda temiz ilan edilen hastaların %5 ila %14 kadarı daha sonra yeniden, çoğunda semptom dahi yokken bir daha pozitif çıkıyor. Güney Kore’de de yakın zamanda bu tür 91 vaka bildirilmiştir. 

68 yaşında bir Çinli semptomları olduğu için hastaneye gidiyor ve testi pozitif çıkıyor. Semptomlar düzeldikten sonra iki negatif test de verince taburcu ediliyor. Bir süre sonraki takip testinde yeniden pozitif çıkınca hastaneye geri alınıyor, düzelince iki negatifle yeniden salınıyor, takip testi bir daha pozitif verince gene yatırılıyor ve ardından üçüncü kez taburcu ediliyor.

SONUÇ


Tüm bunlardan yola çıkarak şu sonucu söylemek mümkündür:

Koronavirüs tespiti için RT-PCR testi kullanımı, mümkün olduğunca çok sayıda pozitif sonuç üretmek için tasarlanmışa benzemektedir. Gerçek pozitifleri kaçırma korkusu o denli büyük ki, RT-PCR’ye dayalı test metodolojisini düzenleyenlerin, yanlış pozitif riskini tamamıyla göz ardı etmiş oldukları görülmektedir. Yanlış pozitiflerle şişirilen salgın ise ekonominin tamamıyla kilit altına alınması, insanların evlerine hapsedilmesi, parkta top oynamak, arkadaşlarıyla kahve içmek, tiyatro veya spor aktivitelerine gitmek, yüzmek veya bir fuara gitmek gibi insalara hayatlarında mutluluk veren her unsurun tahrip edilmesine mazaret olarak kullanılmaktadır.

© Telif Hakkı 16 Mart 2021. David Crowe 

Bu makale Coronaloji sitesi için Sn. Zehra Yıldırım tarafından çevrilmiştir.

Yanlış Virüs Teorisi ve Anlamsız PCR Testi – Video

Yanlış Virüs Teorisi ve Anlamsız PCR Testi – Video

“Viroloji ve aşı bilmi tamamıyla tek bir önerme üzerine kurulu, o da virüslerin hasta edici, enfeksiyöz ajanlar olduğu”, demiştik sitemizdeki bir başka yazıda. Oysa ağdası tıbbın içindekiler bile bakmaya cesaret edemesin diye özellikle koyu tutulmuş jargonu, gözümüzle gördüğümüz gerçeklerle hiçbir şekilde uyuşmasa da dogma adına biat etmeye zorlandığımız temelsiz “teoriler” ve asılsız “varsayımlar” bütünü virolojinin şu an, gen ve bilgisayar teknolojileri ile girdiği dünyaevinin ortaya çıkardığı bilim-kurgu filminin sonu gelmeyen ve ancak bizim sonumuzu getireceği kesin bölümlerinin hiçbir söz hakkı olmayan figüranları durumundayız.

Akla yatkın açıklamaları reddetmeyelim.

Doğruları görmekten ve ifade etmekten çekinmeyelim.

Ezberlerimizi ya şimdi bozalım ya sozsuza dek susalım.

Virüs denilen genetik kod paketleri gerekli anlarda hücremizin yaptığı, vücudumuzun kendini savunma, temizleme, önlem alma ve hücreler-dokular-organlar-sistemler arası haberleşme sisteminin ulakları, mesaj kodları mı? Evet.

Adına ister virüs ister eksozom deyin, bunlar bizi iyileştirmek için var, hasta etmek için değil.

Bulaşmıyorlar; herkes kendi virüsünü (eksozomunu) kendisi yapıyor; gerektiği tipini yapıyor; anında uyarlıyor (kimileri buna “mutasyon” diyor); gerektiği miktarda yapıyor.

Gerçek manada virüs izolasyonu yapılıp, “virüs” tek başına alınıp herhangi bir canlıya tanıtıldığında hasta etmiyor. O yüzden virüsü illâ başka hayvan hücre ve dokuları ile birlikte, içine birtakım antibiyotikler, formaldehid, alüminyum gibi zehirler ilave edip vücuda tanıtıyorlar ki bağışıklık sistemi —virüse değil— bu zehirlere karşı görevini yapsın, alarma geçsin. Saf halde, yalın olarak bir virüs (eksozom) yapısının kimseyi hasta ettiği şu ana kadar ispatlanabilmiş değil.

Sitemizden virüs izolasyonundaki sorunları anlatan yazılar eşliğinde videoyu izlemenizi salık veririz.

.aude sapere.




Korona’nın dayandığı temel çökebilir! PCR Testi, Kıbrıs’ta Dava edildi!

Korona’nın dayandığı temel çökebilir! PCR Testi, Kıbrıs’ta Dava edildi!

 

 

Önümüzdeki günlerde dünyanın bir numaralı dava konusu olacak olan PCR’a ilk dava KKTC’de açıldı. Kızı, ailesi, vatanı ve insanlık için dava açtığını söyleyen Seda OKGÜL’ün iddialarını 28 yıldır KKTC’de avukatlık yapan ve sosyal faaliyetleri ile tanınan Boysan BOYRA savunacak, konuyla ilgili duyarlılığı ve araştırmaları ile tanınan Dr. Nurçin İNCİRLİ’de tanık olarak yer alıyor.

 

https://www.habervakti.com/gundem/korona-nin-dayandigi-temel-cokebilir-pcr-testi-kibris-ta-h137719.html

https://www.5gvirusnews.com/hukuk/pcr-dunyada-ilk-kez-kktcde-yargilanacak-h484.html

 

 

Daha önce Portekiz de 11 Kasım 2020 tarihinde açılan bir davada mahkeme, PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin karar verdi. 23 Kasım 2020 tarihinde ise Berlin’de PCR tanı kitini DSÖ’ye kabul ettiren Christian Drosten’in sahte salgına neden olduğu için hakkında dava açıldı. Bunun üzerien DSÖ, 14 Aralık 2020 ve 20 Ocak 2021 tarihinde PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin açıklama yaptı.

Dünya’da Seda OKGÜL’ün KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davada PCR tanı kiti ilk kez yargılanıyor..

 

 

DAVA METNİ

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.

                                                                                                                      YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

 

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

   Başsavcılığı, Lefkoşa.

                                                                                                           Arasında

Yukarıdaki Davacı Tarafından

TALEP TAKRİRİ

Malumunuz olsun ki, yukarıda adı yazılı davacı aşağıdaki çareler için Mahkemeye başvurur;

Şöyle ki;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının  hükümsüz ve/veya etkisiz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesini;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup , açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının bir ihmal olduğuna ve/veya böyle bir ihmalin yapılmaması gereken bir ihmal olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar yoklukla  maluldur  ve/veya mutlak butlanla sakattır  dolayısı ile mezkur karar etkisiz,  hükümsüz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacak bir karardır ve dolayısı ile iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

İşbu dava masraflarıdır.

İşbu dava KKTC Anayasasının 152. Maddesine, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere istinad eder.

Bu Dava Aşağıdaki Hukuki Esaslara Dayanır:

  1. Davalı dava konusu kararı değerlendirirken ve/veya dava konusu kararı alırken  ihmalde bulundu. Keza davacının haklarını ihlal etmekte ve/veya davacıyı mağdur etmektedir.
  1. Davalının, Dava konusu karar ve/veya işlemleri ve/veya eylemleri Anayasaya ilgili mevzuata ve/veya Doğal Aalet ilkelerine ve/veya Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine aykırı ve/veya gayrı yasaldır ve/veya hükümsüzür.
  1. Davalı 27/02/2021 tarihli kararı istihsal ederken ve/veya ve/veya değerlendirme yaparken ilgili mevzuatı yanlış anlamış ve/veya hatalı uygulamış ve/veya eksik uygulamışdır.
  1. Dava konusu karar ve/veya işlem ve/veya işlemler gerekçeden yoksundur ve/veya keyfidir ve/veya hatalı değerlendirmelere dayanmaktadır ve/veya yasal dayanağı yoktur ve/veya kanunilik ilkesine aykırı bir şekilde karar alınmıştır.  
  1. Davalı, Dava konusu kararı alıırken ve/veya işlemleri yaparken  yeterli inceleme ve/veya araştırma yapmadı  ve/veya eksik ve/veya  hatalı inceleme yaptı . Ayni nedenle bunlar neticesinde  hatalı kararlar istihsal etti ve/veya  işlemler yaptı .
  1. Dava konusu karar alınırken ve/veya işlemler yapılırken davalı yetkilerini aştı  ve/veya yetkisiz olarak karar aldı  ve/veya yetki aşımı ile kararlar aldı ve/veya bu kararlar doğrultusunda işlemler yaptı  ve/veya yetkilerini kötüye kullandı  ve  dava konusu kararları bu suretle istihsal etti.

Bu Davayı Desteklemek İçin Aşağıdaki Olgulara Dayanılır:

  1. Davacı Lefkoşa’da ikamet etmekte olup, takriben ve/veya 19 yıldır Avukatlık mesleği ile iştigal etmektedir.
  1. Davalı No.1, KKTC Bakanlar Kurulu olup, yönetsel faaliyetlerde bulunan ve/veya genel siyaseti belirlemekte ve/veya yasa gücünde kararname çıkarmakta ve/veya Anayasa’da belirtilmiş ve/veya sayılmış görevleri yerine getirmektedir. Davalı No.2 KKTC Sağlık Bakanlığı Anayasanın 45. Maddesi gereğince “herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlama ödevi olan yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir organ ve/veya  makam ve/veya Bakanlıktır ve/veya kamu tüzel kişiliğine haizdir. Davalı No.3 Davalı No.2’ye bağlı olarak faaliyet göstermekte ve/veya 45/2018 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kapsamında kurulan bir kurul ve/veya komitedir.
  1. Takriben ve/veya 2019 yılı sonlarında Çin’de başladığı iddia olunan ve daha sonra dünya genelinde 17 Ocak 2020 tarihinde DSÖ tararından kabul edilen PCR tanı kiti ile  Şubat 2020 yılı itibarı ile dünya genelinde görülmeye başlamış ve Covid-19 olarak isimlendirilmiş ve/veya 12/03/2020  tarihinde de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiştir. Bunun üzerine tüm devletler toplum sağlığı iddiası ile önlem almışlar ve/veya zaman zaman da bu önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmek ve/veya sürece uydurmak adına da farklı önlemler almışlar ve/veya Anayasa’da yer alan kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlamak sureti ile de önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmişlerdir.  
  1. Bu süre içerisinde ve/veya dünya genelinde Covid-19 olarak isimlendirilen virüs sonucu DSÖ tarafından ilan edilen pandemi, PCR testi için boğaz ve burundan sürüntü örneği alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır.
  1. Davacı iddia ve beyan eder ki; süreç içerisinde yapılan çalışmalar ve/veya tıbbi çalışmalar ve/veya gözlemler neticesinde PCR olarak adlandırılan test kitlerinin kullanılması doğru değildir ve/veya hatalıdır. Davalıların bu konudaki kararlarının ayrıca yasal hiçbir zemini de yoktur. Şöyle ki;
  1. YASAL OLARAK:
  1. a) Davacı iddia ve beyan eder ki, PCR test kitleri ile Covid-19 virüsünün tespit edileceğine ve/veya edilmesi gerektiğine dair yasal herhangi bir zorunluluk yoktur ve/veya PCR testinin uygulanacağına ve/veya uygulanmasının zorunlu olacağına dair icbar mümkün değildir ve yasada da düzenlenmiş değildir. Her halukarda 45/2018 sayılı yasaya göre bir kimsenin muayene edilebilmesi için Mahkeme emri dahi aranmaktadır.

Her halukarda Virüsler kan testleri ve sair testlerle ve/veya antijen testleri ile de tespit edilebilecekleri gibi PCR, sürüntü testlerinin yasal olarak yer almaması nedeni ile kullanılmaya mecbur bırakılmasına dair alınmış karar ve/veya kararlar ve bu kararlar nedeni ile yapılan işlemler hatalıdırlar.

b)Davacı iddia ve beyan eder ki, 45/2018 sayılı yasa muayene edilmek hususunda zorunluluk getirmemektedir. Dolayısı ile PCR testleri ile sağlıklı olup olunmadığına dair muayene işlemi zorlanamaz ve/veya zorunlu olarak PCR testleri yapmak hususunda icbar edinilemez. Dolayısı ile Davalıların müştereken ve/veya münferiden PCR testleri ile hastalığın ve/veya Covid-19 virüsünün tespit edilmesi için muayene maksatlı PCR testi yapılmasına dair almış oldukları kararlar hatalıdır.

  1. BİLİMSEL VE/VEYA TIBBİ OLARAK:

a)PCR Testlerinin amacı Virüs Tespit etmek değilidir.

Davacı iddia eder ki, PCR sürüntü testleri genetik hastalıklar ve/veya prenetal tanı, adli tıp, kanser araştırmaları, babalık testleri, DNA analizi gibi analizlerin yapılması için yapılmıştır.

b)Yanlış pozitif çıkarabilir.

PCR Testleri spesifik ve güvenli testler değidir. PCR Testlerinin döngü sayısı DSÖ tarafından 14 Aralık 2020 ve  20 Ocak 2021 tarihinde de Başkan Tedors Adhanom Ghebreyesus’un daha önce kabul edilen  45 döngünün fazla pozitif  bulduğundan aşağı çekilmesi istenmiştir.

Yine alınan numunede başka virüs RNA/DNA’sının olması halinde (Influenza virüsü gibi), bunların döngüye girip kopyalanma ihtimali ve boyamada yanlış pozitif çıkma ihtimali vardır.

c)Davacı iddia eder ki, SARS-CoV2 virüsü izole edilmemiş olduğundan ve DSÖ’nün kabul ettiği (17 Ocak 2020) protokolde bu durum açıkça yazılmış olmasına rağmen test sonuçlarının doğruluk oranını saptamak için kullanılabilecek bir altın standart yoktur, olamazda. O nedenle bu testlerde elde edilecek sonuçlar tümüyle geçersizdir.

Ahar surette;

d)Virüs izolasyonu olduğu kabul edilse bile kullanımda mevcut sürüntü testlerinin hiçbirinin resmi verifikasyon ve validasyonu yoktur ve/veya ruhsatsızdır.

e)Cihazların %99’unda hangi gen diziliminin olduğu bilinmemektedir ve/veya sürüntü testlerinin birçoğunda, taşıdıkları gen dizilimleri (sekansları) deklare edilmiş ve/veya açıklanmış değil.

f)PCR testinin tekrar sayısına göre ölü virüsün geninin de çoğaltılarak, virüs aktifmiş gibi PCR pozitif sonucunu verebilir ancak bu aktif bir enfeksiyonun kanıtı değildir.

g)PCR testleri döngü sayısı göre %63-65 arası pozitif  yakalamaktadır. Sırf bu nedenle dahi güvenilir değildir.

h)PCR testleri sonuçlarını bilimsel olarak zayıf pozitif şeklinde vermez. Oysa bu mümkündür ancak PCR testi buna fırsat tanımaz ve PCR pozitif gösterir.

ı)E, N ve RdRp2 geninin herhangi birinin varlığı halinde yeterli pozitiflik kabul edildiğinden pozitif sayısı fazla görünmektedir. Oysa bu Nisan 2020 tarihine kadar her üç genin de aranması yönünde idi.

i)Virüsün mutasyona uğruyorsa, önceden hazırlanan test kitleri ile bugün mevcut virüsü aramak mantık dışıdır. Yine virüs her ülke ve coğrafyaya göre değişiklik gösterdiği iddia edildiğinden bu test kitleri geçersiz sayılmalıdır.

j)Gen dizilimi için model olarak kullanılan patojenik sıvılarda ne bir virüs titrasyonu ne de kuantifikasyonu yapılmış olduğundan, buradan, o sıvılar dahilinde milyarlarca virüs benzeri partikülün (insan organizmasında doğal olarak bulunan ve patojenik özellik taşımayan ekstraselüler veziküller dahil) bulunduğu anlaşılabilir.

k)Esas itibariyle, farinjiyal veya nazal COVID-19 sürüntü testlerinin hiçbir diyagnostik   değeri bulunmamaktadır.

l)PCR testleri burun içerisine nazofarenks denilen bölgeye kadar inmekte ve sürüntü bu bölgeden alınmaktadır. PCR testleri üzerinde mevcut herhangi bir bakteri bu bölgeye sürüntü testi ile aktarıldığı taktirde kişinin hastalanmasına yol açmaktadır. Dolayısı ile işlemin yapılışı açısından da hatalı ve/veya risklidir.

            C)BİREYSEL OLARAK:

Davacı iddia eder ki, PCR testlerinin üretilmesinin temel amacı virüs tespiti değil, DNA analizidir. Her halukarda PCR testlerinin nasıl imha edildiği belli olmamakla birlikte bir toplumun da DNA örnekleri alınmaktadır. Dolayısı ile aynı zamanda etik de değildir ve/veya kimsenin DNA’sı zorlanmak sureti ile ve/veya alınacak kararlarla ve/veya rızası dışında da temin edilmemelidir. Nitekim Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış olduğu kararlar Davacının DNA’sının da alınması neticesini doğuracaktır ki, Davacının buna rızası yoktur.

  1. Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış oldukları kararlar nedeni ile ve/veya 15 günde bir yenilenmek kaydı ile PCR testi yaptırtmak ile ilgili kararları neticesinde Davacının çalışma hakkı da etkilenmektedir. Davacı PCR testi olmaksızın çalışamama ihtimali ve dolayısı ile kendisini ekonomik olarak geliştirememe ihtimali taşımaktadır ki yasal dayanağı olmayan bir test ile Davacının Anayasal hakları etkilenecektir. Yine bu test ile hatalı pozitif olma ihtimali söz konusu olabilir. Bir kimsenin pozitif çıkması ile kişi Anayasaya aykırı bir şekilde kişi özgürlüğünden yoksun bırakılarak Karantina otellerine yerleştirilmekte ve kendisine derhal tıbbi tedavi uygulanmaya başlanmaktadır. Her halukarda uygulanan tedavinin tedavi protokolü dahi bulunmamaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün uyguladığı tedavi PCR pozitif olup, gerek hatalı, gerekse gerçek pozitif olan kimselerde ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 ve/veya Davalılar müştereken ve/veya münferdien PCR pozitif kimselere hatalı ve/veya yanlış ve/veya gereksiz tedavi de uygulayabilmektedirler. Dolayısı ile muhtemel bir hatalı pozitif, yukarıdaki iddialara halel gelmeksizin bir kişinin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayacağı gibi ve/veya kişi özgürlüğünü sınırlayacağı gibi, ülke içerisinde gereksiz önlemlerin alınmasına sebebiyet vermek sureti ile Anayasa’da yer alan birçok kişi hak ve özgürlüklerinden men edilmesini sağlayacak tedbirler alınması sağlanacak ve/veya kişilerin ve/veya spesifik olarak Davacının Çalışma Hakkı, Hayat ve vücut bütünlüğü hakkı, sağlıklı yaşama hakkı ve/veya sağlık hakkı gibi hakları da etkilenecektir.

7.Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalının yapmış olduğu işlemlerin ve/veya almış oldukları kararlarda ve bu konuda verilmiş olan karar ve/veya yapılmış olan işlem ve/veya eylem ve/veya ihmal tamamen hatalıdır ve/veya yanlıştır. Bu karar ve/veya kararlar Davacıyı zarar ve ziyanlara düçar bırakmakta ve mağdur etmektedir ve dolayısı ile işbu kararın iptal edilmesi gerekmektedir.

8.İşbu YİM konusu karar ve/veya işlemler nedeni ile Davacının işbu YİM davasını dosyalama mecburiyeti hasıl olmuştur ve/veya işbu kararların alınması ve/veya bu hususta yapılan işlemlerin ve/veya 27/02/2019 tarihli karar nedeni ile Davacının münferiden meşru menfaatleri etkilenmektedir ve işbu davayı dosyalamakta da meşru menfaati bulunmaktadır.

İşbu dava Davacı Avukatı Boysan Boyra tarafından tanzim edilmiştir.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa’dır.

                                                              Boysan Boyra

                                                      Davacı Tarafından Avukat

………/….03…../2021 tarihinde

kaydolunup mühürlenmiştir.

                                      Mukayyit.

Not: Bu davaya verilecek bir müdafaanın davanın tebliğ tarihinden itibaren yirmi bir (21) gün zarfında kayıt kalemine bizzat veya Avukat vasıtasıyle verilir ve bir sureti davacıların tebliğ adresine bırakılır.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

                Başsavcılığı  Lefkoşa, KKTC.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                                  

Yukarıdaki Müstedi tarafından yapılmış tek taraflı istida:

Yukarıdaki Müstedi işbu istidası ile;

  1. Esas başvurunun nihai bir karara bağlanmasına ve/veya Muhterem Mahkeme’ce takdir ve tayin edilecek bir tarihe kadar; Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden takriben ve/veya 27/02/2021 tarihinde alınan ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararın icraasını men edici bir emir ve/veya geçici bir ara emri verilmesi ve/veya yürütmenin durdurulmasına dair bir emir verilmesi zımnında bir Mahkeme emri itası;
  1. Muhterem mahkemece uygun görülecek başka bir emir ve/veya çare.
  1. Bu istida masraflarının M/aleyhlere tahmili.

 için gerekli emrin isdarını talep eder.

İşbu başvuru KKTC. Anayasa’sının 152, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere ve Yüksek Mahkeme Tüzüğüne istinad eder.

Bu istidada istinad edilen gerçekler Lefkoşa   sakinlerinden Seda Okgül’ün  ilişikte sunulan  yemin varakasında gösterilmektedir.

 

Bu istida Müstedinin Avukatı Boysan Boyra tarafından yapılmıştır.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı altı, Lefkoşa’dır.

                                                                                                          Boysan Boyra

                                                                                              Müstedi Tarafından Avukat.

2021  senesinin Mart  ayının   2. günü

dosyalanmıştır. Dinlenmesi için  2021 senesi

Mart ayının …………..gününe tayin edilmiştir.                 

                                                                                                                                                                    Mukayyit.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

3.Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle                   Başsavcılık  Lefkoşa.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                           

 

                                                        YEMİN BELGESİ

Ben aşağıda imza sahibi Lefkoşa  sakinlerinden Seda Okgül , yemin eder ve bu yeminimle aşağıda gösterilen hususları beyan ederim.

  1. Yukarıda unvan ve sayısı gösterilen başvuruda davacı ve işbu istidada ise  Müstediyim.
  1. Bu istida maksatları bakımından esas başvurumdaki tüm iddiaları burada aynen tekrarlar ve benimserim.
  1. DSÖ tarafından ilan edilen pandemi nedeni ile Covid-19 virüsünün tespiti bir nevi PCR testlerine bağlanmıştır. Oysa ki PCR testleri dışında başka alternatif testler vardır. Mesela kan testleri ve sair testler uygulanarak virüsler tespit edilebilir. Davamda da açık olarak belirtmiş olduğum gibi, PCR testleri ciddi hatalar vermektedir. Her halukarda özetle;

Bu testlerin yasal dayanağı yoktur. Herhangi bir kimsenin bir başka kimseyi Bulaşıcı Hastalıklar yasası Tahtında muayene edebilmesi için Mahkeme emrine ihtiyaç duyması gerekmekte iken, Davalı/M/aleyhler yasa dışı bir şekilde ve/veya Almış oldukları ve yayınladıkları kararlar ile zorunlu olarak PCR testi yaptırtmak surety ile muayeneye tabi tutmaya çalışmaktadırlar. Ancak az önce bahsettiğim üzere bunu yapabilmek ilgili yasada Mahkeme ermine bağlanmışken, Davalılar yetki aşımı yapmak suretiyle ve icbar ederek, PCR testi vasıtası ile Covid-19 virüsünü tespit etmeye çalışmaktadırlar. Her halukarda mezkur muayeneyi hasta oluğundan şüphelenilen kişiler yerine sağlıklı kişiler üzerinde yapmaktadırlar ki, bu test ve alınan kararlar amacı aşmaktadır.

Yine mezkur testler birçok sebeple hatalı sonuç vermektedirler. Herhangi bir virüsün varlığı ve/veya ölü bir virus varlığı dahi, PCR testlerinin döngüsünde çoğaltılmakta ve aşırı çoğaltmada (-ki döngü sayısı değiştirilmiş olmasına rağmen) Davalılar PCR testlerinin ve/veya ilk nazarda DSÖ nün Kabul edip daha sonra değiştirdiği döngü sayısını uygulamakta ısrar etmekte ve hatalı pozitifler yaratmaktadırlar.

Bir diğer önemli husus ise mezkur testler sürüntü testleri olup, bu testler burun ve akabinde boğaza sürüntü yapılarak yani, tükürük de alınarak yapılmaktadır. İddia ederim ki, PCR testleri DNA analizleri yapmak için kullanılan test türleridir. Davalılar müştereken ve/veya münferiden kararlar almak suretiyle şahsıma ait DNA analizlerini çıkarabileceklerdir. Ancak böyle bir hususa rızam yoktur. Böyle birşey bedenime ait olan anahtarın tümü ile Davalıların eline geçmesine neden olacağından, bedenimin tüm zayıflıklarını tespit edebilme ihtimaline de yol açacaktır. Kaldı ki, mezkur testlerin imha edilip edilmediği, ve/veya nasıl ve ne şekilde imha edildiği belli değildir, hiç açıklanmamıştır. Şahsen bu husus beni ayrıca rahatsız etmektedir.  Kendi bedenim ve sağlığım üzerinde söz hakkım bulunmakta olduğuna inanmaktayım.

  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların bu kararı aynı zamanda Anayasa ile korunma altına alınan kişi hak ve özgürlüklerin özüne dokunmaktadır.
  1. Her halukarda Davalıların baz aldığı bu PCR testleri ifade etmiş olduğum gibi hatalı pozitif vermekte ve/veya bir kimse önce pozitif, sonra negatif veya döngüye göre pozitif vermektedir. Herhangi bir şekilde hatalı pozitif temin edilmesi halinde,  Anayasaya aykırı olduğunu düşündüğüm karantina otellerine kapatılarak tedavi edilmem sonucunu dahi doğurabilecektir ki, Davalı No.2’nin uyguladığı sağlık protokolleri belirsizdir ve/veya yanlış uygulamalar olduğu duyumlarını almaktayım .
  1. Yukarda yer alan tüm nedenlerle  ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar inancım odur ki, yoklukla malul bir karardır ve/veya hatalıdır ve bu nedenle de hükümsüz ve/veya etki doğurmaması gereken bir karardır ve işbu nedenle de iptal edilmesi gerekmektedir.
  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların almış olduğu karar ve/veya işbu karar doğrultusunda yapılan işlemler, açıkça kanuna aykırıdır. Hatta kanuni değildir ve yasal dayanağı yoktur.
  1. Yine,  iddia ve beyan ederim ki, karara bağlanması gereken kony ciddidir ve iddialarımda haklı olduğuma dair belirtiler mevcuttur, keza ara emri verilmez ise ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğması mümkündür. Mesela mezkur karar çalışma hakkımı engellemekte, hatalı bir netice de ortaya koyabileceği ve tedavi görmeme neden olabileceği gibi, DNA mın temin edilmesine de neden olacaktır. Kaldı ki, alınan kararlar gereği PCR testi yaptırmış değilim ve yaptırmak konusunda da rızam yoktur ve/veya yaptırmak zorunda olmadığıma da inanmaktayım. 
  1. Yukarıdakiler gereğince karara bağlanması gereken konunun çok ciddi ve acil olduğu inancındayım ve davanın adilane bir şekilde kararlaştırılabilmesi için böyle bir emrin verilmesine ihtiyaç olduğuna inanmaktayım.
  1. Tüm yukarıda iddia etmiş olduğum sebeplerle bu  istida ile talep edilen emrin verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zarar ziyana uğramam söz konusu olacak, geriye dönüş imkansızlaşacaktır ve/veya çok zorlaşacağına inanmaktayım.
  2. Yukarıda gerçekler ışığında istida da olduğu gibi emir verilmesinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu inancı ile bu doğrultuda talepte bulunurum.

                                                                      Yemin eden

                                                           ……………………………………

Seda Okgül  

2021Yılı Mart ayının 2..günü

yemin ve imza edilmiştir.                   Mukayyit.         

 

 

https://www.habervakti.com/gundem/korona-nin-dayandigi-temel-cokebilir-pcr-testi-kibris-ta-h137719.html

https://www.5gvirusnews.com/hukuk/pcr-dunyada-ilk-kez-kktcde-yargilanacak-h484.html

 

 

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]Dava metninde dünyanın her yerinde olduğu gibi KKTC’de ne işe yaradığı belli olmayan PCR test kiti ile insanların bedenine müdahale edildiği ve bunun da yasalarda yer olmadığı yer aldı.

Daha önce Portekiz de 11 Kasım 2020 tarihinde açılan bir davada mahkeme, PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin karar verdi. 23 Kasım 2020 tarihinde ise Berlin’de PCR tanı kitini DSÖ’ye kabul ettiren Christian Drosten’in sahte salgına neden olduğu için hakkında dava açıldı. Bunun üzerien DSÖ, 14 Aralık 2020 ve 20 Ocak 2021 tarihinde PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin açıklama yaptı.

Dünya’da Seda OKGÜL’ün KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davada PCR tanı kiti ilk kez yargılanıyor..

 

 

DAVA METNİ

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.

                                                                                                                      YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

 

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

   Başsavcılığı, Lefkoşa.

                                                                                                           Arasında

Yukarıdaki Davacı Tarafından

TALEP TAKRİRİ

Malumunuz olsun ki, yukarıda adı yazılı davacı aşağıdaki çareler için Mahkemeye başvurur;

Şöyle ki;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının  hükümsüz ve/veya etkisiz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesini;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup , açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının bir ihmal olduğuna ve/veya böyle bir ihmalin yapılmaması gereken bir ihmal olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar yoklukla  maluldur  ve/veya mutlak butlanla sakattır  dolayısı ile mezkur karar etkisiz,  hükümsüz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacak bir karardır ve dolayısı ile iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

İşbu dava masraflarıdır.

İşbu dava KKTC Anayasasının 152. Maddesine, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere istinad eder.

Bu Dava Aşağıdaki Hukuki Esaslara Dayanır:

  1. Davalı dava konusu kararı değerlendirirken ve/veya dava konusu kararı alırken  ihmalde bulundu. Keza davacının haklarını ihlal etmekte ve/veya davacıyı mağdur etmektedir.
  1. Davalının, Dava konusu karar ve/veya işlemleri ve/veya eylemleri Anayasaya ilgili mevzuata ve/veya Doğal Aalet ilkelerine ve/veya Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine aykırı ve/veya gayrı yasaldır ve/veya hükümsüzür.
  1. Davalı 27/02/2021 tarihli kararı istihsal ederken ve/veya ve/veya değerlendirme yaparken ilgili mevzuatı yanlış anlamış ve/veya hatalı uygulamış ve/veya eksik uygulamışdır.
  1. Dava konusu karar ve/veya işlem ve/veya işlemler gerekçeden yoksundur ve/veya keyfidir ve/veya hatalı değerlendirmelere dayanmaktadır ve/veya yasal dayanağı yoktur ve/veya kanunilik ilkesine aykırı bir şekilde karar alınmıştır.  
  1. Davalı, Dava konusu kararı alıırken ve/veya işlemleri yaparken  yeterli inceleme ve/veya araştırma yapmadı  ve/veya eksik ve/veya  hatalı inceleme yaptı . Ayni nedenle bunlar neticesinde  hatalı kararlar istihsal etti ve/veya  işlemler yaptı .
  1. Dava konusu karar alınırken ve/veya işlemler yapılırken davalı yetkilerini aştı  ve/veya yetkisiz olarak karar aldı  ve/veya yetki aşımı ile kararlar aldı ve/veya bu kararlar doğrultusunda işlemler yaptı  ve/veya yetkilerini kötüye kullandı  ve  dava konusu kararları bu suretle istihsal etti.

Bu Davayı Desteklemek İçin Aşağıdaki Olgulara Dayanılır:

  1. Davacı Lefkoşa’da ikamet etmekte olup, takriben ve/veya 19 yıldır Avukatlık mesleği ile iştigal etmektedir.
  1. Davalı No.1, KKTC Bakanlar Kurulu olup, yönetsel faaliyetlerde bulunan ve/veya genel siyaseti belirlemekte ve/veya yasa gücünde kararname çıkarmakta ve/veya Anayasa’da belirtilmiş ve/veya sayılmış görevleri yerine getirmektedir. Davalı No.2 KKTC Sağlık Bakanlığı Anayasanın 45. Maddesi gereğince “herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlama ödevi olan yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir organ ve/veya  makam ve/veya Bakanlıktır ve/veya kamu tüzel kişiliğine haizdir. Davalı No.3 Davalı No.2’ye bağlı olarak faaliyet göstermekte ve/veya 45/2018 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kapsamında kurulan bir kurul ve/veya komitedir.
  1. Takriben ve/veya 2019 yılı sonlarında Çin’de başladığı iddia olunan ve daha sonra dünya genelinde 17 Ocak 2020 tarihinde DSÖ tararından kabul edilen PCR tanı kiti ile  Şubat 2020 yılı itibarı ile dünya genelinde görülmeye başlamış ve Covid-19 olarak isimlendirilmiş ve/veya 12/03/2020  tarihinde de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiştir. Bunun üzerine tüm devletler toplum sağlığı iddiası ile önlem almışlar ve/veya zaman zaman da bu önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmek ve/veya sürece uydurmak adına da farklı önlemler almışlar ve/veya Anayasa’da yer alan kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlamak sureti ile de önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmişlerdir.  
  1. Bu süre içerisinde ve/veya dünya genelinde Covid-19 olarak isimlendirilen virüs sonucu DSÖ tarafından ilan edilen pandemi, PCR testi için boğaz ve burundan sürüntü örneği alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır.
  1. Davacı iddia ve beyan eder ki; süreç içerisinde yapılan çalışmalar ve/veya tıbbi çalışmalar ve/veya gözlemler neticesinde PCR olarak adlandırılan test kitlerinin kullanılması doğru değildir ve/veya hatalıdır. Davalıların bu konudaki kararlarının ayrıca yasal hiçbir zemini de yoktur. Şöyle ki;
  1. YASAL OLARAK:
  1. a) Davacı iddia ve beyan eder ki, PCR test kitleri ile Covid-19 virüsünün tespit edileceğine ve/veya edilmesi gerektiğine dair yasal herhangi bir zorunluluk yoktur ve/veya PCR testinin uygulanacağına ve/veya uygulanmasının zorunlu olacağına dair icbar mümkün değildir ve yasada da düzenlenmiş değildir. Her halukarda 45/2018 sayılı yasaya göre bir kimsenin muayene edilebilmesi için Mahkeme emri dahi aranmaktadır.

Her halukarda Virüsler kan testleri ve sair testlerle ve/veya antijen testleri ile de tespit edilebilecekleri gibi PCR, sürüntü testlerinin yasal olarak yer almaması nedeni ile kullanılmaya mecbur bırakılmasına dair alınmış karar ve/veya kararlar ve bu kararlar nedeni ile yapılan işlemler hatalıdırlar.

b)Davacı iddia ve beyan eder ki, 45/2018 sayılı yasa muayene edilmek hususunda zorunluluk getirmemektedir. Dolayısı ile PCR testleri ile sağlıklı olup olunmadığına dair muayene işlemi zorlanamaz ve/veya zorunlu olarak PCR testleri yapmak hususunda icbar edinilemez. Dolayısı ile Davalıların müştereken ve/veya münferiden PCR testleri ile hastalığın ve/veya Covid-19 virüsünün tespit edilmesi için muayene maksatlı PCR testi yapılmasına dair almış oldukları kararlar hatalıdır.

  1. BİLİMSEL VE/VEYA TIBBİ OLARAK:

a)PCR Testlerinin amacı Virüs Tespit etmek değilidir.

Davacı iddia eder ki, PCR sürüntü testleri genetik hastalıklar ve/veya prenetal tanı, adli tıp, kanser araştırmaları, babalık testleri, DNA analizi gibi analizlerin yapılması için yapılmıştır.

b)Yanlış pozitif çıkarabilir.

PCR Testleri spesifik ve güvenli testler değidir. PCR Testlerinin döngü sayısı DSÖ tarafından 14 Aralık 2020 ve  20 Ocak 2021 tarihinde de Başkan Tedors Adhanom Ghebreyesus’un daha önce kabul edilen  45 döngünün fazla pozitif  bulduğundan aşağı çekilmesi istenmiştir.

Yine alınan numunede başka virüs RNA/DNA’sının olması halinde (Influenza virüsü gibi), bunların döngüye girip kopyalanma ihtimali ve boyamada yanlış pozitif çıkma ihtimali vardır.

c)Davacı iddia eder ki, SARS-CoV2 virüsü izole edilmemiş olduğundan ve DSÖ’nün kabul ettiği (17 Ocak 2020) protokolde bu durum açıkça yazılmış olmasına rağmen test sonuçlarının doğruluk oranını saptamak için kullanılabilecek bir altın standart yoktur, olamazda. O nedenle bu testlerde elde edilecek sonuçlar tümüyle geçersizdir.

Ahar surette;

d)Virüs izolasyonu olduğu kabul edilse bile kullanımda mevcut sürüntü testlerinin hiçbirinin resmi verifikasyon ve validasyonu yoktur ve/veya ruhsatsızdır.

e)Cihazların %99’unda hangi gen diziliminin olduğu bilinmemektedir ve/veya sürüntü testlerinin birçoğunda, taşıdıkları gen dizilimleri (sekansları) deklare edilmiş ve/veya açıklanmış değil.

f)PCR testinin tekrar sayısına göre ölü virüsün geninin de çoğaltılarak, virüs aktifmiş gibi PCR pozitif sonucunu verebilir ancak bu aktif bir enfeksiyonun kanıtı değildir.

g)PCR testleri döngü sayısı göre %63-65 arası pozitif  yakalamaktadır. Sırf bu nedenle dahi güvenilir değildir.

h)PCR testleri sonuçlarını bilimsel olarak zayıf pozitif şeklinde vermez. Oysa bu mümkündür ancak PCR testi buna fırsat tanımaz ve PCR pozitif gösterir.

ı)E, N ve RdRp2 geninin herhangi birinin varlığı halinde yeterli pozitiflik kabul edildiğinden pozitif sayısı fazla görünmektedir. Oysa bu Nisan 2020 tarihine kadar her üç genin de aranması yönünde idi.

i)Virüsün mutasyona uğruyorsa, önceden hazırlanan test kitleri ile bugün mevcut virüsü aramak mantık dışıdır. Yine virüs her ülke ve coğrafyaya göre değişiklik gösterdiği iddia edildiğinden bu test kitleri geçersiz sayılmalıdır.

j)Gen dizilimi için model olarak kullanılan patojenik sıvılarda ne bir virüs titrasyonu ne de kuantifikasyonu yapılmış olduğundan, buradan, o sıvılar dahilinde milyarlarca virüs benzeri partikülün (insan organizmasında doğal olarak bulunan ve patojenik özellik taşımayan ekstraselüler veziküller dahil) bulunduğu anlaşılabilir.

k)Esas itibariyle, farinjiyal veya nazal COVID-19 sürüntü testlerinin hiçbir diyagnostik   değeri bulunmamaktadır.

l)PCR testleri burun içerisine nazofarenks denilen bölgeye kadar inmekte ve sürüntü bu bölgeden alınmaktadır. PCR testleri üzerinde mevcut herhangi bir bakteri bu bölgeye sürüntü testi ile aktarıldığı taktirde kişinin hastalanmasına yol açmaktadır. Dolayısı ile işlemin yapılışı açısından da hatalı ve/veya risklidir.

            C)BİREYSEL OLARAK:

Davacı iddia eder ki, PCR testlerinin üretilmesinin temel amacı virüs tespiti değil, DNA analizidir. Her halukarda PCR testlerinin nasıl imha edildiği belli olmamakla birlikte bir toplumun da DNA örnekleri alınmaktadır. Dolayısı ile aynı zamanda etik de değildir ve/veya kimsenin DNA’sı zorlanmak sureti ile ve/veya alınacak kararlarla ve/veya rızası dışında da temin edilmemelidir. Nitekim Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış olduğu kararlar Davacının DNA’sının da alınması neticesini doğuracaktır ki, Davacının buna rızası yoktur.

  1. Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış oldukları kararlar nedeni ile ve/veya 15 günde bir yenilenmek kaydı ile PCR testi yaptırtmak ile ilgili kararları neticesinde Davacının çalışma hakkı da etkilenmektedir. Davacı PCR testi olmaksızın çalışamama ihtimali ve dolayısı ile kendisini ekonomik olarak geliştirememe ihtimali taşımaktadır ki yasal dayanağı olmayan bir test ile Davacının Anayasal hakları etkilenecektir. Yine bu test ile hatalı pozitif olma ihtimali söz konusu olabilir. Bir kimsenin pozitif çıkması ile kişi Anayasaya aykırı bir şekilde kişi özgürlüğünden yoksun bırakılarak Karantina otellerine yerleştirilmekte ve kendisine derhal tıbbi tedavi uygulanmaya başlanmaktadır. Her halukarda uygulanan tedavinin tedavi protokolü dahi bulunmamaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün uyguladığı tedavi PCR pozitif olup, gerek hatalı, gerekse gerçek pozitif olan kimselerde ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 ve/veya Davalılar müştereken ve/veya münferdien PCR pozitif kimselere hatalı ve/veya yanlış ve/veya gereksiz tedavi de uygulayabilmektedirler. Dolayısı ile muhtemel bir hatalı pozitif, yukarıdaki iddialara halel gelmeksizin bir kişinin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayacağı gibi ve/veya kişi özgürlüğünü sınırlayacağı gibi, ülke içerisinde gereksiz önlemlerin alınmasına sebebiyet vermek sureti ile Anayasa’da yer alan birçok kişi hak ve özgürlüklerinden men edilmesini sağlayacak tedbirler alınması sağlanacak ve/veya kişilerin ve/veya spesifik olarak Davacının Çalışma Hakkı, Hayat ve vücut bütünlüğü hakkı, sağlıklı yaşama hakkı ve/veya sağlık hakkı gibi hakları da etkilenecektir.

7.Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalının yapmış olduğu işlemlerin ve/veya almış oldukları kararlarda ve bu konuda verilmiş olan karar ve/veya yapılmış olan işlem ve/veya eylem ve/veya ihmal tamamen hatalıdır ve/veya yanlıştır. Bu karar ve/veya kararlar Davacıyı zarar ve ziyanlara düçar bırakmakta ve mağdur etmektedir ve dolayısı ile işbu kararın iptal edilmesi gerekmektedir.

8.İşbu YİM konusu karar ve/veya işlemler nedeni ile Davacının işbu YİM davasını dosyalama mecburiyeti hasıl olmuştur ve/veya işbu kararların alınması ve/veya bu hususta yapılan işlemlerin ve/veya 27/02/2019 tarihli karar nedeni ile Davacının münferiden meşru menfaatleri etkilenmektedir ve işbu davayı dosyalamakta da meşru menfaati bulunmaktadır.

İşbu dava Davacı Avukatı Boysan Boyra tarafından tanzim edilmiştir.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa’dır.

                                                              Boysan Boyra

                                                      Davacı Tarafından Avukat

………/….03…../2021 tarihinde

kaydolunup mühürlenmiştir.

                                      Mukayyit.

Not: Bu davaya verilecek bir müdafaanın davanın tebliğ tarihinden itibaren yirmi bir (21) gün zarfında kayıt kalemine bizzat veya Avukat vasıtasıyle verilir ve bir sureti davacıların tebliğ adresine bırakılır.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

                Başsavcılığı  Lefkoşa, KKTC.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                                  

Yukarıdaki Müstedi tarafından yapılmış tek taraflı istida:

Yukarıdaki Müstedi işbu istidası ile;

  1. Esas başvurunun nihai bir karara bağlanmasına ve/veya Muhterem Mahkeme’ce takdir ve tayin edilecek bir tarihe kadar; Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden takriben ve/veya 27/02/2021 tarihinde alınan ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararın icraasını men edici bir emir ve/veya geçici bir ara emri verilmesi ve/veya yürütmenin durdurulmasına dair bir emir verilmesi zımnında bir Mahkeme emri itası;
  1. Muhterem mahkemece uygun görülecek başka bir emir ve/veya çare.
  1. Bu istida masraflarının M/aleyhlere tahmili.

 için gerekli emrin isdarını talep eder.

İşbu başvuru KKTC. Anayasa’sının 152, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere ve Yüksek Mahkeme Tüzüğüne istinad eder.

Bu istidada istinad edilen gerçekler Lefkoşa   sakinlerinden Seda Okgül’ün  ilişikte sunulan  yemin varakasında gösterilmektedir.

 

Bu istida Müstedinin Avukatı Boysan Boyra tarafından yapılmıştır.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı altı, Lefkoşa’dır.

                                                                                                          Boysan Boyra

                                                                                              Müstedi Tarafından Avukat.

2021  senesinin Mart  ayının   2. günü

dosyalanmıştır. Dinlenmesi için  2021 senesi

Mart ayının …………..gününe tayin edilmiştir.                 

                                                                                                                                                                    Mukayyit.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

3.Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle                   Başsavcılık  Lefkoşa.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                           

 

                                                        YEMİN BELGESİ

Ben aşağıda imza sahibi Lefkoşa  sakinlerinden Seda Okgül , yemin eder ve bu yeminimle aşağıda gösterilen hususları beyan ederim.

  1. Yukarıda unvan ve sayısı gösterilen başvuruda davacı ve işbu istidada ise  Müstediyim.
  1. Bu istida maksatları bakımından esas başvurumdaki tüm iddiaları burada aynen tekrarlar ve benimserim.
  1. DSÖ tarafından ilan edilen pandemi nedeni ile Covid-19 virüsünün tespiti bir nevi PCR testlerine bağlanmıştır. Oysa ki PCR testleri dışında başka alternatif testler vardır. Mesela kan testleri ve sair testler uygulanarak virüsler tespit edilebilir. Davamda da açık olarak belirtmiş olduğum gibi, PCR testleri ciddi hatalar vermektedir. Her halukarda özetle;

Bu testlerin yasal dayanağı yoktur. Herhangi bir kimsenin bir başka kimseyi Bulaşıcı Hastalıklar yasası Tahtında muayene edebilmesi için Mahkeme emrine ihtiyaç duyması gerekmekte iken, Davalı/M/aleyhler yasa dışı bir şekilde ve/veya Almış oldukları ve yayınladıkları kararlar ile zorunlu olarak PCR testi yaptırtmak surety ile muayeneye tabi tutmaya çalışmaktadırlar. Ancak az önce bahsettiğim üzere bunu yapabilmek ilgili yasada Mahkeme ermine bağlanmışken, Davalılar yetki aşımı yapmak suretiyle ve icbar ederek, PCR testi vasıtası ile Covid-19 virüsünü tespit etmeye çalışmaktadırlar. Her halukarda mezkur muayeneyi hasta oluğundan şüphelenilen kişiler yerine sağlıklı kişiler üzerinde yapmaktadırlar ki, bu test ve alınan kararlar amacı aşmaktadır.

Yine mezkur testler birçok sebeple hatalı sonuç vermektedirler. Herhangi bir virüsün varlığı ve/veya ölü bir virus varlığı dahi, PCR testlerinin döngüsünde çoğaltılmakta ve aşırı çoğaltmada (-ki döngü sayısı değiştirilmiş olmasına rağmen) Davalılar PCR testlerinin ve/veya ilk nazarda DSÖ nün Kabul edip daha sonra değiştirdiği döngü sayısını uygulamakta ısrar etmekte ve hatalı pozitifler yaratmaktadırlar.

Bir diğer önemli husus ise mezkur testler sürüntü testleri olup, bu testler burun ve akabinde boğaza sürüntü yapılarak yani, tükürük de alınarak yapılmaktadır. İddia ederim ki, PCR testleri DNA analizleri yapmak için kullanılan test türleridir. Davalılar müştereken ve/veya münferiden kararlar almak suretiyle şahsıma ait DNA analizlerini çıkarabileceklerdir. Ancak böyle bir hususa rızam yoktur. Böyle birşey bedenime ait olan anahtarın tümü ile Davalıların eline geçmesine neden olacağından, bedenimin tüm zayıflıklarını tespit edebilme ihtimaline de yol açacaktır. Kaldı ki, mezkur testlerin imha edilip edilmediği, ve/veya nasıl ve ne şekilde imha edildiği belli değildir, hiç açıklanmamıştır. Şahsen bu husus beni ayrıca rahatsız etmektedir.  Kendi bedenim ve sağlığım üzerinde söz hakkım bulunmakta olduğuna inanmaktayım.

  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların bu kararı aynı zamanda Anayasa ile korunma altına alınan kişi hak ve özgürlüklerin özüne dokunmaktadır.
  1. Her halukarda Davalıların baz aldığı bu PCR testleri ifade etmiş olduğum gibi hatalı pozitif vermekte ve/veya bir kimse önce pozitif, sonra negatif veya döngüye göre pozitif vermektedir. Herhangi bir şekilde hatalı pozitif temin edilmesi halinde,  Anayasaya aykırı olduğunu düşündüğüm karantina otellerine kapatılarak tedavi edilmem sonucunu dahi doğurabilecektir ki, Davalı No.2’nin uyguladığı sağlık protokolleri belirsizdir ve/veya yanlış uygulamalar olduğu duyumlarını almaktayım .
  1. Yukarda yer alan tüm nedenlerle  ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar inancım odur ki, yoklukla malul bir karardır ve/veya hatalıdır ve bu nedenle de hükümsüz ve/veya etki doğurmaması gereken bir karardır ve işbu nedenle de iptal edilmesi gerekmektedir.
  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların almış olduğu karar ve/veya işbu karar doğrultusunda yapılan işlemler, açıkça kanuna aykırıdır. Hatta kanuni değildir ve yasal dayanağı yoktur.
  1. Yine,  iddia ve beyan ederim ki, karara bağlanması gereken kony ciddidir ve iddialarımda haklı olduğuma dair belirtiler mevcuttur, keza ara emri verilmez ise ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğması mümkündür. Mesela mezkur karar çalışma hakkımı engellemekte, hatalı bir netice de ortaya koyabileceği ve tedavi görmeme neden olabileceği gibi, DNA mın temin edilmesine de neden olacaktır. Kaldı ki, alınan kararlar gereği PCR testi yaptırmış değilim ve yaptırmak konusunda da rızam yoktur ve/veya yaptırmak zorunda olmadığıma da inanmaktayım. 
  1. Yukarıdakiler gereğince karara bağlanması gereken konunun çok ciddi ve acil olduğu inancındayım ve davanın adilane bir şekilde kararlaştırılabilmesi için böyle bir emrin verilmesine ihtiyaç olduğuna inanmaktayım.
  1. Tüm yukarıda iddia etmiş olduğum sebeplerle bu  istida ile talep edilen emrin verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zarar ziyana uğramam söz konusu olacak, geriye dönüş imkansızlaşacaktır ve/veya çok zorlaşacağına inanmaktayım.
  2. Yukarıda gerçekler ışığında istida da olduğu gibi emir verilmesinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu inancı ile bu doğrultuda talepte bulunurum.

                                                                      Yemin eden

                                                           ……………………………………

Seda Okgül  

2021Yılı Mart ayının 2..günü

yemin ve imza edilmiştir.                   Mukayyit.         

 

 

https://www.habervakti.com/gundem/korona-nin-dayandigi-temel-cokebilir-pcr-testi-kibris-ta-h137719.html

https://www.5gvirusnews.com/hukuk/pcr-dunyada-ilk-kez-kktcde-yargilanacak-h484.html

 

 

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]Açılan davada COVİD-19 virüsünün İZOLATLARI, yani enfekte olmuş bir kişiden veya doğal ortamdan elde edilmiş, laboratuvar kökenli olmayan, mikrobiyal veya viral anlamda saf bir numune olmadığı halde, PCR tanı kiti ile pozitif sonuç tespit edilerek vaka sayısı oluşturulduğu belgelendi.

Dava metninde dünyanın her yerinde olduğu gibi KKTC’de ne işe yaradığı belli olmayan PCR test kiti ile insanların bedenine müdahale edildiği ve bunun da yasalarda yer olmadığı yer aldı.

Daha önce Portekiz de 11 Kasım 2020 tarihinde açılan bir davada mahkeme, PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin karar verdi. 23 Kasım 2020 tarihinde ise Berlin’de PCR tanı kitini DSÖ’ye kabul ettiren Christian Drosten’in sahte salgına neden olduğu için hakkında dava açıldı. Bunun üzerien DSÖ, 14 Aralık 2020 ve 20 Ocak 2021 tarihinde PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin açıklama yaptı.

Dünya’da Seda OKGÜL’ün KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davada PCR tanı kiti ilk kez yargılanıyor..

 

 

DAVA METNİ

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.

                                                                                                                      YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

 

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

   Başsavcılığı, Lefkoşa.

                                                                                                           Arasında

Yukarıdaki Davacı Tarafından

TALEP TAKRİRİ

Malumunuz olsun ki, yukarıda adı yazılı davacı aşağıdaki çareler için Mahkemeye başvurur;

Şöyle ki;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının  hükümsüz ve/veya etkisiz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesini;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup , açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının bir ihmal olduğuna ve/veya böyle bir ihmalin yapılmaması gereken bir ihmal olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar yoklukla  maluldur  ve/veya mutlak butlanla sakattır  dolayısı ile mezkur karar etkisiz,  hükümsüz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacak bir karardır ve dolayısı ile iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

İşbu dava masraflarıdır.

İşbu dava KKTC Anayasasının 152. Maddesine, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere istinad eder.

Bu Dava Aşağıdaki Hukuki Esaslara Dayanır:

  1. Davalı dava konusu kararı değerlendirirken ve/veya dava konusu kararı alırken  ihmalde bulundu. Keza davacının haklarını ihlal etmekte ve/veya davacıyı mağdur etmektedir.
  1. Davalının, Dava konusu karar ve/veya işlemleri ve/veya eylemleri Anayasaya ilgili mevzuata ve/veya Doğal Aalet ilkelerine ve/veya Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine aykırı ve/veya gayrı yasaldır ve/veya hükümsüzür.
  1. Davalı 27/02/2021 tarihli kararı istihsal ederken ve/veya ve/veya değerlendirme yaparken ilgili mevzuatı yanlış anlamış ve/veya hatalı uygulamış ve/veya eksik uygulamışdır.
  1. Dava konusu karar ve/veya işlem ve/veya işlemler gerekçeden yoksundur ve/veya keyfidir ve/veya hatalı değerlendirmelere dayanmaktadır ve/veya yasal dayanağı yoktur ve/veya kanunilik ilkesine aykırı bir şekilde karar alınmıştır.  
  1. Davalı, Dava konusu kararı alıırken ve/veya işlemleri yaparken  yeterli inceleme ve/veya araştırma yapmadı  ve/veya eksik ve/veya  hatalı inceleme yaptı . Ayni nedenle bunlar neticesinde  hatalı kararlar istihsal etti ve/veya  işlemler yaptı .
  1. Dava konusu karar alınırken ve/veya işlemler yapılırken davalı yetkilerini aştı  ve/veya yetkisiz olarak karar aldı  ve/veya yetki aşımı ile kararlar aldı ve/veya bu kararlar doğrultusunda işlemler yaptı  ve/veya yetkilerini kötüye kullandı  ve  dava konusu kararları bu suretle istihsal etti.

Bu Davayı Desteklemek İçin Aşağıdaki Olgulara Dayanılır:

  1. Davacı Lefkoşa’da ikamet etmekte olup, takriben ve/veya 19 yıldır Avukatlık mesleği ile iştigal etmektedir.
  1. Davalı No.1, KKTC Bakanlar Kurulu olup, yönetsel faaliyetlerde bulunan ve/veya genel siyaseti belirlemekte ve/veya yasa gücünde kararname çıkarmakta ve/veya Anayasa’da belirtilmiş ve/veya sayılmış görevleri yerine getirmektedir. Davalı No.2 KKTC Sağlık Bakanlığı Anayasanın 45. Maddesi gereğince “herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlama ödevi olan yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir organ ve/veya  makam ve/veya Bakanlıktır ve/veya kamu tüzel kişiliğine haizdir. Davalı No.3 Davalı No.2’ye bağlı olarak faaliyet göstermekte ve/veya 45/2018 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kapsamında kurulan bir kurul ve/veya komitedir.
  1. Takriben ve/veya 2019 yılı sonlarında Çin’de başladığı iddia olunan ve daha sonra dünya genelinde 17 Ocak 2020 tarihinde DSÖ tararından kabul edilen PCR tanı kiti ile  Şubat 2020 yılı itibarı ile dünya genelinde görülmeye başlamış ve Covid-19 olarak isimlendirilmiş ve/veya 12/03/2020  tarihinde de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiştir. Bunun üzerine tüm devletler toplum sağlığı iddiası ile önlem almışlar ve/veya zaman zaman da bu önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmek ve/veya sürece uydurmak adına da farklı önlemler almışlar ve/veya Anayasa’da yer alan kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlamak sureti ile de önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmişlerdir.  
  1. Bu süre içerisinde ve/veya dünya genelinde Covid-19 olarak isimlendirilen virüs sonucu DSÖ tarafından ilan edilen pandemi, PCR testi için boğaz ve burundan sürüntü örneği alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır.
  1. Davacı iddia ve beyan eder ki; süreç içerisinde yapılan çalışmalar ve/veya tıbbi çalışmalar ve/veya gözlemler neticesinde PCR olarak adlandırılan test kitlerinin kullanılması doğru değildir ve/veya hatalıdır. Davalıların bu konudaki kararlarının ayrıca yasal hiçbir zemini de yoktur. Şöyle ki;
  1. YASAL OLARAK:
  1. a) Davacı iddia ve beyan eder ki, PCR test kitleri ile Covid-19 virüsünün tespit edileceğine ve/veya edilmesi gerektiğine dair yasal herhangi bir zorunluluk yoktur ve/veya PCR testinin uygulanacağına ve/veya uygulanmasının zorunlu olacağına dair icbar mümkün değildir ve yasada da düzenlenmiş değildir. Her halukarda 45/2018 sayılı yasaya göre bir kimsenin muayene edilebilmesi için Mahkeme emri dahi aranmaktadır.

Her halukarda Virüsler kan testleri ve sair testlerle ve/veya antijen testleri ile de tespit edilebilecekleri gibi PCR, sürüntü testlerinin yasal olarak yer almaması nedeni ile kullanılmaya mecbur bırakılmasına dair alınmış karar ve/veya kararlar ve bu kararlar nedeni ile yapılan işlemler hatalıdırlar.

b)Davacı iddia ve beyan eder ki, 45/2018 sayılı yasa muayene edilmek hususunda zorunluluk getirmemektedir. Dolayısı ile PCR testleri ile sağlıklı olup olunmadığına dair muayene işlemi zorlanamaz ve/veya zorunlu olarak PCR testleri yapmak hususunda icbar edinilemez. Dolayısı ile Davalıların müştereken ve/veya münferiden PCR testleri ile hastalığın ve/veya Covid-19 virüsünün tespit edilmesi için muayene maksatlı PCR testi yapılmasına dair almış oldukları kararlar hatalıdır.

  1. BİLİMSEL VE/VEYA TIBBİ OLARAK:

a)PCR Testlerinin amacı Virüs Tespit etmek değilidir.

Davacı iddia eder ki, PCR sürüntü testleri genetik hastalıklar ve/veya prenetal tanı, adli tıp, kanser araştırmaları, babalık testleri, DNA analizi gibi analizlerin yapılması için yapılmıştır.

b)Yanlış pozitif çıkarabilir.

PCR Testleri spesifik ve güvenli testler değidir. PCR Testlerinin döngü sayısı DSÖ tarafından 14 Aralık 2020 ve  20 Ocak 2021 tarihinde de Başkan Tedors Adhanom Ghebreyesus’un daha önce kabul edilen  45 döngünün fazla pozitif  bulduğundan aşağı çekilmesi istenmiştir.

Yine alınan numunede başka virüs RNA/DNA’sının olması halinde (Influenza virüsü gibi), bunların döngüye girip kopyalanma ihtimali ve boyamada yanlış pozitif çıkma ihtimali vardır.

c)Davacı iddia eder ki, SARS-CoV2 virüsü izole edilmemiş olduğundan ve DSÖ’nün kabul ettiği (17 Ocak 2020) protokolde bu durum açıkça yazılmış olmasına rağmen test sonuçlarının doğruluk oranını saptamak için kullanılabilecek bir altın standart yoktur, olamazda. O nedenle bu testlerde elde edilecek sonuçlar tümüyle geçersizdir.

Ahar surette;

d)Virüs izolasyonu olduğu kabul edilse bile kullanımda mevcut sürüntü testlerinin hiçbirinin resmi verifikasyon ve validasyonu yoktur ve/veya ruhsatsızdır.

e)Cihazların %99’unda hangi gen diziliminin olduğu bilinmemektedir ve/veya sürüntü testlerinin birçoğunda, taşıdıkları gen dizilimleri (sekansları) deklare edilmiş ve/veya açıklanmış değil.

f)PCR testinin tekrar sayısına göre ölü virüsün geninin de çoğaltılarak, virüs aktifmiş gibi PCR pozitif sonucunu verebilir ancak bu aktif bir enfeksiyonun kanıtı değildir.

g)PCR testleri döngü sayısı göre %63-65 arası pozitif  yakalamaktadır. Sırf bu nedenle dahi güvenilir değildir.

h)PCR testleri sonuçlarını bilimsel olarak zayıf pozitif şeklinde vermez. Oysa bu mümkündür ancak PCR testi buna fırsat tanımaz ve PCR pozitif gösterir.

ı)E, N ve RdRp2 geninin herhangi birinin varlığı halinde yeterli pozitiflik kabul edildiğinden pozitif sayısı fazla görünmektedir. Oysa bu Nisan 2020 tarihine kadar her üç genin de aranması yönünde idi.

i)Virüsün mutasyona uğruyorsa, önceden hazırlanan test kitleri ile bugün mevcut virüsü aramak mantık dışıdır. Yine virüs her ülke ve coğrafyaya göre değişiklik gösterdiği iddia edildiğinden bu test kitleri geçersiz sayılmalıdır.

j)Gen dizilimi için model olarak kullanılan patojenik sıvılarda ne bir virüs titrasyonu ne de kuantifikasyonu yapılmış olduğundan, buradan, o sıvılar dahilinde milyarlarca virüs benzeri partikülün (insan organizmasında doğal olarak bulunan ve patojenik özellik taşımayan ekstraselüler veziküller dahil) bulunduğu anlaşılabilir.

k)Esas itibariyle, farinjiyal veya nazal COVID-19 sürüntü testlerinin hiçbir diyagnostik   değeri bulunmamaktadır.

l)PCR testleri burun içerisine nazofarenks denilen bölgeye kadar inmekte ve sürüntü bu bölgeden alınmaktadır. PCR testleri üzerinde mevcut herhangi bir bakteri bu bölgeye sürüntü testi ile aktarıldığı taktirde kişinin hastalanmasına yol açmaktadır. Dolayısı ile işlemin yapılışı açısından da hatalı ve/veya risklidir.

            C)BİREYSEL OLARAK:

Davacı iddia eder ki, PCR testlerinin üretilmesinin temel amacı virüs tespiti değil, DNA analizidir. Her halukarda PCR testlerinin nasıl imha edildiği belli olmamakla birlikte bir toplumun da DNA örnekleri alınmaktadır. Dolayısı ile aynı zamanda etik de değildir ve/veya kimsenin DNA’sı zorlanmak sureti ile ve/veya alınacak kararlarla ve/veya rızası dışında da temin edilmemelidir. Nitekim Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış olduğu kararlar Davacının DNA’sının da alınması neticesini doğuracaktır ki, Davacının buna rızası yoktur.

  1. Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış oldukları kararlar nedeni ile ve/veya 15 günde bir yenilenmek kaydı ile PCR testi yaptırtmak ile ilgili kararları neticesinde Davacının çalışma hakkı da etkilenmektedir. Davacı PCR testi olmaksızın çalışamama ihtimali ve dolayısı ile kendisini ekonomik olarak geliştirememe ihtimali taşımaktadır ki yasal dayanağı olmayan bir test ile Davacının Anayasal hakları etkilenecektir. Yine bu test ile hatalı pozitif olma ihtimali söz konusu olabilir. Bir kimsenin pozitif çıkması ile kişi Anayasaya aykırı bir şekilde kişi özgürlüğünden yoksun bırakılarak Karantina otellerine yerleştirilmekte ve kendisine derhal tıbbi tedavi uygulanmaya başlanmaktadır. Her halukarda uygulanan tedavinin tedavi protokolü dahi bulunmamaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün uyguladığı tedavi PCR pozitif olup, gerek hatalı, gerekse gerçek pozitif olan kimselerde ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 ve/veya Davalılar müştereken ve/veya münferdien PCR pozitif kimselere hatalı ve/veya yanlış ve/veya gereksiz tedavi de uygulayabilmektedirler. Dolayısı ile muhtemel bir hatalı pozitif, yukarıdaki iddialara halel gelmeksizin bir kişinin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayacağı gibi ve/veya kişi özgürlüğünü sınırlayacağı gibi, ülke içerisinde gereksiz önlemlerin alınmasına sebebiyet vermek sureti ile Anayasa’da yer alan birçok kişi hak ve özgürlüklerinden men edilmesini sağlayacak tedbirler alınması sağlanacak ve/veya kişilerin ve/veya spesifik olarak Davacının Çalışma Hakkı, Hayat ve vücut bütünlüğü hakkı, sağlıklı yaşama hakkı ve/veya sağlık hakkı gibi hakları da etkilenecektir.

7.Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalının yapmış olduğu işlemlerin ve/veya almış oldukları kararlarda ve bu konuda verilmiş olan karar ve/veya yapılmış olan işlem ve/veya eylem ve/veya ihmal tamamen hatalıdır ve/veya yanlıştır. Bu karar ve/veya kararlar Davacıyı zarar ve ziyanlara düçar bırakmakta ve mağdur etmektedir ve dolayısı ile işbu kararın iptal edilmesi gerekmektedir.

8.İşbu YİM konusu karar ve/veya işlemler nedeni ile Davacının işbu YİM davasını dosyalama mecburiyeti hasıl olmuştur ve/veya işbu kararların alınması ve/veya bu hususta yapılan işlemlerin ve/veya 27/02/2019 tarihli karar nedeni ile Davacının münferiden meşru menfaatleri etkilenmektedir ve işbu davayı dosyalamakta da meşru menfaati bulunmaktadır.

İşbu dava Davacı Avukatı Boysan Boyra tarafından tanzim edilmiştir.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa’dır.

                                                              Boysan Boyra

                                                      Davacı Tarafından Avukat

………/….03…../2021 tarihinde

kaydolunup mühürlenmiştir.

                                      Mukayyit.

Not: Bu davaya verilecek bir müdafaanın davanın tebliğ tarihinden itibaren yirmi bir (21) gün zarfında kayıt kalemine bizzat veya Avukat vasıtasıyle verilir ve bir sureti davacıların tebliğ adresine bırakılır.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

                Başsavcılığı  Lefkoşa, KKTC.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                                  

Yukarıdaki Müstedi tarafından yapılmış tek taraflı istida:

Yukarıdaki Müstedi işbu istidası ile;

  1. Esas başvurunun nihai bir karara bağlanmasına ve/veya Muhterem Mahkeme’ce takdir ve tayin edilecek bir tarihe kadar; Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden takriben ve/veya 27/02/2021 tarihinde alınan ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararın icraasını men edici bir emir ve/veya geçici bir ara emri verilmesi ve/veya yürütmenin durdurulmasına dair bir emir verilmesi zımnında bir Mahkeme emri itası;
  1. Muhterem mahkemece uygun görülecek başka bir emir ve/veya çare.
  1. Bu istida masraflarının M/aleyhlere tahmili.

 için gerekli emrin isdarını talep eder.

İşbu başvuru KKTC. Anayasa’sının 152, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere ve Yüksek Mahkeme Tüzüğüne istinad eder.

Bu istidada istinad edilen gerçekler Lefkoşa   sakinlerinden Seda Okgül’ün  ilişikte sunulan  yemin varakasında gösterilmektedir.

 

Bu istida Müstedinin Avukatı Boysan Boyra tarafından yapılmıştır.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı altı, Lefkoşa’dır.

                                                                                                          Boysan Boyra

                                                                                              Müstedi Tarafından Avukat.

2021  senesinin Mart  ayının   2. günü

dosyalanmıştır. Dinlenmesi için  2021 senesi

Mart ayının …………..gününe tayin edilmiştir.                 

                                                                                                                                                                    Mukayyit.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

3.Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle                   Başsavcılık  Lefkoşa.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                           

 

                                                        YEMİN BELGESİ

Ben aşağıda imza sahibi Lefkoşa  sakinlerinden Seda Okgül , yemin eder ve bu yeminimle aşağıda gösterilen hususları beyan ederim.

  1. Yukarıda unvan ve sayısı gösterilen başvuruda davacı ve işbu istidada ise  Müstediyim.
  1. Bu istida maksatları bakımından esas başvurumdaki tüm iddiaları burada aynen tekrarlar ve benimserim.
  1. DSÖ tarafından ilan edilen pandemi nedeni ile Covid-19 virüsünün tespiti bir nevi PCR testlerine bağlanmıştır. Oysa ki PCR testleri dışında başka alternatif testler vardır. Mesela kan testleri ve sair testler uygulanarak virüsler tespit edilebilir. Davamda da açık olarak belirtmiş olduğum gibi, PCR testleri ciddi hatalar vermektedir. Her halukarda özetle;

Bu testlerin yasal dayanağı yoktur. Herhangi bir kimsenin bir başka kimseyi Bulaşıcı Hastalıklar yasası Tahtında muayene edebilmesi için Mahkeme emrine ihtiyaç duyması gerekmekte iken, Davalı/M/aleyhler yasa dışı bir şekilde ve/veya Almış oldukları ve yayınladıkları kararlar ile zorunlu olarak PCR testi yaptırtmak surety ile muayeneye tabi tutmaya çalışmaktadırlar. Ancak az önce bahsettiğim üzere bunu yapabilmek ilgili yasada Mahkeme ermine bağlanmışken, Davalılar yetki aşımı yapmak suretiyle ve icbar ederek, PCR testi vasıtası ile Covid-19 virüsünü tespit etmeye çalışmaktadırlar. Her halukarda mezkur muayeneyi hasta oluğundan şüphelenilen kişiler yerine sağlıklı kişiler üzerinde yapmaktadırlar ki, bu test ve alınan kararlar amacı aşmaktadır.

Yine mezkur testler birçok sebeple hatalı sonuç vermektedirler. Herhangi bir virüsün varlığı ve/veya ölü bir virus varlığı dahi, PCR testlerinin döngüsünde çoğaltılmakta ve aşırı çoğaltmada (-ki döngü sayısı değiştirilmiş olmasına rağmen) Davalılar PCR testlerinin ve/veya ilk nazarda DSÖ nün Kabul edip daha sonra değiştirdiği döngü sayısını uygulamakta ısrar etmekte ve hatalı pozitifler yaratmaktadırlar.

Bir diğer önemli husus ise mezkur testler sürüntü testleri olup, bu testler burun ve akabinde boğaza sürüntü yapılarak yani, tükürük de alınarak yapılmaktadır. İddia ederim ki, PCR testleri DNA analizleri yapmak için kullanılan test türleridir. Davalılar müştereken ve/veya münferiden kararlar almak suretiyle şahsıma ait DNA analizlerini çıkarabileceklerdir. Ancak böyle bir hususa rızam yoktur. Böyle birşey bedenime ait olan anahtarın tümü ile Davalıların eline geçmesine neden olacağından, bedenimin tüm zayıflıklarını tespit edebilme ihtimaline de yol açacaktır. Kaldı ki, mezkur testlerin imha edilip edilmediği, ve/veya nasıl ve ne şekilde imha edildiği belli değildir, hiç açıklanmamıştır. Şahsen bu husus beni ayrıca rahatsız etmektedir.  Kendi bedenim ve sağlığım üzerinde söz hakkım bulunmakta olduğuna inanmaktayım.

  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların bu kararı aynı zamanda Anayasa ile korunma altına alınan kişi hak ve özgürlüklerin özüne dokunmaktadır.
  1. Her halukarda Davalıların baz aldığı bu PCR testleri ifade etmiş olduğum gibi hatalı pozitif vermekte ve/veya bir kimse önce pozitif, sonra negatif veya döngüye göre pozitif vermektedir. Herhangi bir şekilde hatalı pozitif temin edilmesi halinde,  Anayasaya aykırı olduğunu düşündüğüm karantina otellerine kapatılarak tedavi edilmem sonucunu dahi doğurabilecektir ki, Davalı No.2’nin uyguladığı sağlık protokolleri belirsizdir ve/veya yanlış uygulamalar olduğu duyumlarını almaktayım .
  1. Yukarda yer alan tüm nedenlerle  ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar inancım odur ki, yoklukla malul bir karardır ve/veya hatalıdır ve bu nedenle de hükümsüz ve/veya etki doğurmaması gereken bir karardır ve işbu nedenle de iptal edilmesi gerekmektedir.
  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların almış olduğu karar ve/veya işbu karar doğrultusunda yapılan işlemler, açıkça kanuna aykırıdır. Hatta kanuni değildir ve yasal dayanağı yoktur.
  1. Yine,  iddia ve beyan ederim ki, karara bağlanması gereken kony ciddidir ve iddialarımda haklı olduğuma dair belirtiler mevcuttur, keza ara emri verilmez ise ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğması mümkündür. Mesela mezkur karar çalışma hakkımı engellemekte, hatalı bir netice de ortaya koyabileceği ve tedavi görmeme neden olabileceği gibi, DNA mın temin edilmesine de neden olacaktır. Kaldı ki, alınan kararlar gereği PCR testi yaptırmış değilim ve yaptırmak konusunda da rızam yoktur ve/veya yaptırmak zorunda olmadığıma da inanmaktayım. 
  1. Yukarıdakiler gereğince karara bağlanması gereken konunun çok ciddi ve acil olduğu inancındayım ve davanın adilane bir şekilde kararlaştırılabilmesi için böyle bir emrin verilmesine ihtiyaç olduğuna inanmaktayım.
  1. Tüm yukarıda iddia etmiş olduğum sebeplerle bu  istida ile talep edilen emrin verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zarar ziyana uğramam söz konusu olacak, geriye dönüş imkansızlaşacaktır ve/veya çok zorlaşacağına inanmaktayım.
  2. Yukarıda gerçekler ışığında istida da olduğu gibi emir verilmesinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu inancı ile bu doğrultuda talepte bulunurum.

                                                                      Yemin eden

                                                           ……………………………………

Seda Okgül  

2021Yılı Mart ayının 2..günü

yemin ve imza edilmiştir.                   Mukayyit.         

 

 

https://www.habervakti.com/gundem/korona-nin-dayandigi-temel-cokebilir-pcr-testi-kibris-ta-h137719.html

https://www.5gvirusnews.com/hukuk/pcr-dunyada-ilk-kez-kktcde-yargilanacak-h484.html

 

 

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]DSÖ’nün 17 Ocak 2020 tarihinde kabul ettiği PCR tanı kiti ile COVİD-19’u dünyaya yaydıktan sonra, 12 Mart 2020 tarihinde ilan ettiği pandeminin bütün şifreleri çözüldü. İşte çözülen bu şifrelerin başında, DSÖ’nün PCR test kiti protoklünü kabul ettiği Berlin Charite Viroloji Enstitüsü Prof. Direktörü Christian Drosten’in yazdığı makalede, Virüs İZOLATLARI ile ilgili elinde materyal olmadığını itiraf etmesi vardı. Dava da izole edilmemiş virus ile var edilen PCR tanı kitiyle test yapılmasına karşı açıldı.

Açılan davada COVİD-19 virüsünün İZOLATLARI, yani enfekte olmuş bir kişiden veya doğal ortamdan elde edilmiş, laboratuvar kökenli olmayan, mikrobiyal veya viral anlamda saf bir numune olmadığı halde, PCR tanı kiti ile pozitif sonuç tespit edilerek vaka sayısı oluşturulduğu belgelendi.

Dava metninde dünyanın her yerinde olduğu gibi KKTC’de ne işe yaradığı belli olmayan PCR test kiti ile insanların bedenine müdahale edildiği ve bunun da yasalarda yer olmadığı yer aldı.

Daha önce Portekiz de 11 Kasım 2020 tarihinde açılan bir davada mahkeme, PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin karar verdi. 23 Kasım 2020 tarihinde ise Berlin’de PCR tanı kitini DSÖ’ye kabul ettiren Christian Drosten’in sahte salgına neden olduğu için hakkında dava açıldı. Bunun üzerien DSÖ, 14 Aralık 2020 ve 20 Ocak 2021 tarihinde PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin açıklama yaptı.

Dünya’da Seda OKGÜL’ün KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davada PCR tanı kiti ilk kez yargılanıyor..

 

 

DAVA METNİ

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.

                                                                                                                      YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

 

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

   Başsavcılığı, Lefkoşa.

                                                                                                           Arasında

Yukarıdaki Davacı Tarafından

TALEP TAKRİRİ

Malumunuz olsun ki, yukarıda adı yazılı davacı aşağıdaki çareler için Mahkemeye başvurur;

Şöyle ki;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının  hükümsüz ve/veya etkisiz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesini;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup , açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının bir ihmal olduğuna ve/veya böyle bir ihmalin yapılmaması gereken bir ihmal olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar yoklukla  maluldur  ve/veya mutlak butlanla sakattır  dolayısı ile mezkur karar etkisiz,  hükümsüz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacak bir karardır ve dolayısı ile iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

İşbu dava masraflarıdır.

İşbu dava KKTC Anayasasının 152. Maddesine, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere istinad eder.

Bu Dava Aşağıdaki Hukuki Esaslara Dayanır:

  1. Davalı dava konusu kararı değerlendirirken ve/veya dava konusu kararı alırken  ihmalde bulundu. Keza davacının haklarını ihlal etmekte ve/veya davacıyı mağdur etmektedir.
  1. Davalının, Dava konusu karar ve/veya işlemleri ve/veya eylemleri Anayasaya ilgili mevzuata ve/veya Doğal Aalet ilkelerine ve/veya Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine aykırı ve/veya gayrı yasaldır ve/veya hükümsüzür.
  1. Davalı 27/02/2021 tarihli kararı istihsal ederken ve/veya ve/veya değerlendirme yaparken ilgili mevzuatı yanlış anlamış ve/veya hatalı uygulamış ve/veya eksik uygulamışdır.
  1. Dava konusu karar ve/veya işlem ve/veya işlemler gerekçeden yoksundur ve/veya keyfidir ve/veya hatalı değerlendirmelere dayanmaktadır ve/veya yasal dayanağı yoktur ve/veya kanunilik ilkesine aykırı bir şekilde karar alınmıştır.  
  1. Davalı, Dava konusu kararı alıırken ve/veya işlemleri yaparken  yeterli inceleme ve/veya araştırma yapmadı  ve/veya eksik ve/veya  hatalı inceleme yaptı . Ayni nedenle bunlar neticesinde  hatalı kararlar istihsal etti ve/veya  işlemler yaptı .
  1. Dava konusu karar alınırken ve/veya işlemler yapılırken davalı yetkilerini aştı  ve/veya yetkisiz olarak karar aldı  ve/veya yetki aşımı ile kararlar aldı ve/veya bu kararlar doğrultusunda işlemler yaptı  ve/veya yetkilerini kötüye kullandı  ve  dava konusu kararları bu suretle istihsal etti.

Bu Davayı Desteklemek İçin Aşağıdaki Olgulara Dayanılır:

  1. Davacı Lefkoşa’da ikamet etmekte olup, takriben ve/veya 19 yıldır Avukatlık mesleği ile iştigal etmektedir.
  1. Davalı No.1, KKTC Bakanlar Kurulu olup, yönetsel faaliyetlerde bulunan ve/veya genel siyaseti belirlemekte ve/veya yasa gücünde kararname çıkarmakta ve/veya Anayasa’da belirtilmiş ve/veya sayılmış görevleri yerine getirmektedir. Davalı No.2 KKTC Sağlık Bakanlığı Anayasanın 45. Maddesi gereğince “herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlama ödevi olan yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir organ ve/veya  makam ve/veya Bakanlıktır ve/veya kamu tüzel kişiliğine haizdir. Davalı No.3 Davalı No.2’ye bağlı olarak faaliyet göstermekte ve/veya 45/2018 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kapsamında kurulan bir kurul ve/veya komitedir.
  1. Takriben ve/veya 2019 yılı sonlarında Çin’de başladığı iddia olunan ve daha sonra dünya genelinde 17 Ocak 2020 tarihinde DSÖ tararından kabul edilen PCR tanı kiti ile  Şubat 2020 yılı itibarı ile dünya genelinde görülmeye başlamış ve Covid-19 olarak isimlendirilmiş ve/veya 12/03/2020  tarihinde de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiştir. Bunun üzerine tüm devletler toplum sağlığı iddiası ile önlem almışlar ve/veya zaman zaman da bu önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmek ve/veya sürece uydurmak adına da farklı önlemler almışlar ve/veya Anayasa’da yer alan kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlamak sureti ile de önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmişlerdir.  
  1. Bu süre içerisinde ve/veya dünya genelinde Covid-19 olarak isimlendirilen virüs sonucu DSÖ tarafından ilan edilen pandemi, PCR testi için boğaz ve burundan sürüntü örneği alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır.
  1. Davacı iddia ve beyan eder ki; süreç içerisinde yapılan çalışmalar ve/veya tıbbi çalışmalar ve/veya gözlemler neticesinde PCR olarak adlandırılan test kitlerinin kullanılması doğru değildir ve/veya hatalıdır. Davalıların bu konudaki kararlarının ayrıca yasal hiçbir zemini de yoktur. Şöyle ki;
  1. YASAL OLARAK:
  1. a) Davacı iddia ve beyan eder ki, PCR test kitleri ile Covid-19 virüsünün tespit edileceğine ve/veya edilmesi gerektiğine dair yasal herhangi bir zorunluluk yoktur ve/veya PCR testinin uygulanacağına ve/veya uygulanmasının zorunlu olacağına dair icbar mümkün değildir ve yasada da düzenlenmiş değildir. Her halukarda 45/2018 sayılı yasaya göre bir kimsenin muayene edilebilmesi için Mahkeme emri dahi aranmaktadır.

Her halukarda Virüsler kan testleri ve sair testlerle ve/veya antijen testleri ile de tespit edilebilecekleri gibi PCR, sürüntü testlerinin yasal olarak yer almaması nedeni ile kullanılmaya mecbur bırakılmasına dair alınmış karar ve/veya kararlar ve bu kararlar nedeni ile yapılan işlemler hatalıdırlar.

b)Davacı iddia ve beyan eder ki, 45/2018 sayılı yasa muayene edilmek hususunda zorunluluk getirmemektedir. Dolayısı ile PCR testleri ile sağlıklı olup olunmadığına dair muayene işlemi zorlanamaz ve/veya zorunlu olarak PCR testleri yapmak hususunda icbar edinilemez. Dolayısı ile Davalıların müştereken ve/veya münferiden PCR testleri ile hastalığın ve/veya Covid-19 virüsünün tespit edilmesi için muayene maksatlı PCR testi yapılmasına dair almış oldukları kararlar hatalıdır.

  1. BİLİMSEL VE/VEYA TIBBİ OLARAK:

a)PCR Testlerinin amacı Virüs Tespit etmek değilidir.

Davacı iddia eder ki, PCR sürüntü testleri genetik hastalıklar ve/veya prenetal tanı, adli tıp, kanser araştırmaları, babalık testleri, DNA analizi gibi analizlerin yapılması için yapılmıştır.

b)Yanlış pozitif çıkarabilir.

PCR Testleri spesifik ve güvenli testler değidir. PCR Testlerinin döngü sayısı DSÖ tarafından 14 Aralık 2020 ve  20 Ocak 2021 tarihinde de Başkan Tedors Adhanom Ghebreyesus’un daha önce kabul edilen  45 döngünün fazla pozitif  bulduğundan aşağı çekilmesi istenmiştir.

Yine alınan numunede başka virüs RNA/DNA’sının olması halinde (Influenza virüsü gibi), bunların döngüye girip kopyalanma ihtimali ve boyamada yanlış pozitif çıkma ihtimali vardır.

c)Davacı iddia eder ki, SARS-CoV2 virüsü izole edilmemiş olduğundan ve DSÖ’nün kabul ettiği (17 Ocak 2020) protokolde bu durum açıkça yazılmış olmasına rağmen test sonuçlarının doğruluk oranını saptamak için kullanılabilecek bir altın standart yoktur, olamazda. O nedenle bu testlerde elde edilecek sonuçlar tümüyle geçersizdir.

Ahar surette;

d)Virüs izolasyonu olduğu kabul edilse bile kullanımda mevcut sürüntü testlerinin hiçbirinin resmi verifikasyon ve validasyonu yoktur ve/veya ruhsatsızdır.

e)Cihazların %99’unda hangi gen diziliminin olduğu bilinmemektedir ve/veya sürüntü testlerinin birçoğunda, taşıdıkları gen dizilimleri (sekansları) deklare edilmiş ve/veya açıklanmış değil.

f)PCR testinin tekrar sayısına göre ölü virüsün geninin de çoğaltılarak, virüs aktifmiş gibi PCR pozitif sonucunu verebilir ancak bu aktif bir enfeksiyonun kanıtı değildir.

g)PCR testleri döngü sayısı göre %63-65 arası pozitif  yakalamaktadır. Sırf bu nedenle dahi güvenilir değildir.

h)PCR testleri sonuçlarını bilimsel olarak zayıf pozitif şeklinde vermez. Oysa bu mümkündür ancak PCR testi buna fırsat tanımaz ve PCR pozitif gösterir.

ı)E, N ve RdRp2 geninin herhangi birinin varlığı halinde yeterli pozitiflik kabul edildiğinden pozitif sayısı fazla görünmektedir. Oysa bu Nisan 2020 tarihine kadar her üç genin de aranması yönünde idi.

i)Virüsün mutasyona uğruyorsa, önceden hazırlanan test kitleri ile bugün mevcut virüsü aramak mantık dışıdır. Yine virüs her ülke ve coğrafyaya göre değişiklik gösterdiği iddia edildiğinden bu test kitleri geçersiz sayılmalıdır.

j)Gen dizilimi için model olarak kullanılan patojenik sıvılarda ne bir virüs titrasyonu ne de kuantifikasyonu yapılmış olduğundan, buradan, o sıvılar dahilinde milyarlarca virüs benzeri partikülün (insan organizmasında doğal olarak bulunan ve patojenik özellik taşımayan ekstraselüler veziküller dahil) bulunduğu anlaşılabilir.

k)Esas itibariyle, farinjiyal veya nazal COVID-19 sürüntü testlerinin hiçbir diyagnostik   değeri bulunmamaktadır.

l)PCR testleri burun içerisine nazofarenks denilen bölgeye kadar inmekte ve sürüntü bu bölgeden alınmaktadır. PCR testleri üzerinde mevcut herhangi bir bakteri bu bölgeye sürüntü testi ile aktarıldığı taktirde kişinin hastalanmasına yol açmaktadır. Dolayısı ile işlemin yapılışı açısından da hatalı ve/veya risklidir.

            C)BİREYSEL OLARAK:

Davacı iddia eder ki, PCR testlerinin üretilmesinin temel amacı virüs tespiti değil, DNA analizidir. Her halukarda PCR testlerinin nasıl imha edildiği belli olmamakla birlikte bir toplumun da DNA örnekleri alınmaktadır. Dolayısı ile aynı zamanda etik de değildir ve/veya kimsenin DNA’sı zorlanmak sureti ile ve/veya alınacak kararlarla ve/veya rızası dışında da temin edilmemelidir. Nitekim Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış olduğu kararlar Davacının DNA’sının da alınması neticesini doğuracaktır ki, Davacının buna rızası yoktur.

  1. Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış oldukları kararlar nedeni ile ve/veya 15 günde bir yenilenmek kaydı ile PCR testi yaptırtmak ile ilgili kararları neticesinde Davacının çalışma hakkı da etkilenmektedir. Davacı PCR testi olmaksızın çalışamama ihtimali ve dolayısı ile kendisini ekonomik olarak geliştirememe ihtimali taşımaktadır ki yasal dayanağı olmayan bir test ile Davacının Anayasal hakları etkilenecektir. Yine bu test ile hatalı pozitif olma ihtimali söz konusu olabilir. Bir kimsenin pozitif çıkması ile kişi Anayasaya aykırı bir şekilde kişi özgürlüğünden yoksun bırakılarak Karantina otellerine yerleştirilmekte ve kendisine derhal tıbbi tedavi uygulanmaya başlanmaktadır. Her halukarda uygulanan tedavinin tedavi protokolü dahi bulunmamaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün uyguladığı tedavi PCR pozitif olup, gerek hatalı, gerekse gerçek pozitif olan kimselerde ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 ve/veya Davalılar müştereken ve/veya münferdien PCR pozitif kimselere hatalı ve/veya yanlış ve/veya gereksiz tedavi de uygulayabilmektedirler. Dolayısı ile muhtemel bir hatalı pozitif, yukarıdaki iddialara halel gelmeksizin bir kişinin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayacağı gibi ve/veya kişi özgürlüğünü sınırlayacağı gibi, ülke içerisinde gereksiz önlemlerin alınmasına sebebiyet vermek sureti ile Anayasa’da yer alan birçok kişi hak ve özgürlüklerinden men edilmesini sağlayacak tedbirler alınması sağlanacak ve/veya kişilerin ve/veya spesifik olarak Davacının Çalışma Hakkı, Hayat ve vücut bütünlüğü hakkı, sağlıklı yaşama hakkı ve/veya sağlık hakkı gibi hakları da etkilenecektir.

7.Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalının yapmış olduğu işlemlerin ve/veya almış oldukları kararlarda ve bu konuda verilmiş olan karar ve/veya yapılmış olan işlem ve/veya eylem ve/veya ihmal tamamen hatalıdır ve/veya yanlıştır. Bu karar ve/veya kararlar Davacıyı zarar ve ziyanlara düçar bırakmakta ve mağdur etmektedir ve dolayısı ile işbu kararın iptal edilmesi gerekmektedir.

8.İşbu YİM konusu karar ve/veya işlemler nedeni ile Davacının işbu YİM davasını dosyalama mecburiyeti hasıl olmuştur ve/veya işbu kararların alınması ve/veya bu hususta yapılan işlemlerin ve/veya 27/02/2019 tarihli karar nedeni ile Davacının münferiden meşru menfaatleri etkilenmektedir ve işbu davayı dosyalamakta da meşru menfaati bulunmaktadır.

İşbu dava Davacı Avukatı Boysan Boyra tarafından tanzim edilmiştir.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa’dır.

                                                              Boysan Boyra

                                                      Davacı Tarafından Avukat

………/….03…../2021 tarihinde

kaydolunup mühürlenmiştir.

                                      Mukayyit.

Not: Bu davaya verilecek bir müdafaanın davanın tebliğ tarihinden itibaren yirmi bir (21) gün zarfında kayıt kalemine bizzat veya Avukat vasıtasıyle verilir ve bir sureti davacıların tebliğ adresine bırakılır.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

                Başsavcılığı  Lefkoşa, KKTC.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                                  

Yukarıdaki Müstedi tarafından yapılmış tek taraflı istida:

Yukarıdaki Müstedi işbu istidası ile;

  1. Esas başvurunun nihai bir karara bağlanmasına ve/veya Muhterem Mahkeme’ce takdir ve tayin edilecek bir tarihe kadar; Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden takriben ve/veya 27/02/2021 tarihinde alınan ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararın icraasını men edici bir emir ve/veya geçici bir ara emri verilmesi ve/veya yürütmenin durdurulmasına dair bir emir verilmesi zımnında bir Mahkeme emri itası;
  1. Muhterem mahkemece uygun görülecek başka bir emir ve/veya çare.
  1. Bu istida masraflarının M/aleyhlere tahmili.

 için gerekli emrin isdarını talep eder.

İşbu başvuru KKTC. Anayasa’sının 152, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere ve Yüksek Mahkeme Tüzüğüne istinad eder.

Bu istidada istinad edilen gerçekler Lefkoşa   sakinlerinden Seda Okgül’ün  ilişikte sunulan  yemin varakasında gösterilmektedir.

 

Bu istida Müstedinin Avukatı Boysan Boyra tarafından yapılmıştır.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı altı, Lefkoşa’dır.

                                                                                                          Boysan Boyra

                                                                                              Müstedi Tarafından Avukat.

2021  senesinin Mart  ayının   2. günü

dosyalanmıştır. Dinlenmesi için  2021 senesi

Mart ayının …………..gününe tayin edilmiştir.                 

                                                                                                                                                                    Mukayyit.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

3.Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle                   Başsavcılık  Lefkoşa.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                           

 

                                                        YEMİN BELGESİ

Ben aşağıda imza sahibi Lefkoşa  sakinlerinden Seda Okgül , yemin eder ve bu yeminimle aşağıda gösterilen hususları beyan ederim.

  1. Yukarıda unvan ve sayısı gösterilen başvuruda davacı ve işbu istidada ise  Müstediyim.
  1. Bu istida maksatları bakımından esas başvurumdaki tüm iddiaları burada aynen tekrarlar ve benimserim.
  1. DSÖ tarafından ilan edilen pandemi nedeni ile Covid-19 virüsünün tespiti bir nevi PCR testlerine bağlanmıştır. Oysa ki PCR testleri dışında başka alternatif testler vardır. Mesela kan testleri ve sair testler uygulanarak virüsler tespit edilebilir. Davamda da açık olarak belirtmiş olduğum gibi, PCR testleri ciddi hatalar vermektedir. Her halukarda özetle;

Bu testlerin yasal dayanağı yoktur. Herhangi bir kimsenin bir başka kimseyi Bulaşıcı Hastalıklar yasası Tahtında muayene edebilmesi için Mahkeme emrine ihtiyaç duyması gerekmekte iken, Davalı/M/aleyhler yasa dışı bir şekilde ve/veya Almış oldukları ve yayınladıkları kararlar ile zorunlu olarak PCR testi yaptırtmak surety ile muayeneye tabi tutmaya çalışmaktadırlar. Ancak az önce bahsettiğim üzere bunu yapabilmek ilgili yasada Mahkeme ermine bağlanmışken, Davalılar yetki aşımı yapmak suretiyle ve icbar ederek, PCR testi vasıtası ile Covid-19 virüsünü tespit etmeye çalışmaktadırlar. Her halukarda mezkur muayeneyi hasta oluğundan şüphelenilen kişiler yerine sağlıklı kişiler üzerinde yapmaktadırlar ki, bu test ve alınan kararlar amacı aşmaktadır.

Yine mezkur testler birçok sebeple hatalı sonuç vermektedirler. Herhangi bir virüsün varlığı ve/veya ölü bir virus varlığı dahi, PCR testlerinin döngüsünde çoğaltılmakta ve aşırı çoğaltmada (-ki döngü sayısı değiştirilmiş olmasına rağmen) Davalılar PCR testlerinin ve/veya ilk nazarda DSÖ nün Kabul edip daha sonra değiştirdiği döngü sayısını uygulamakta ısrar etmekte ve hatalı pozitifler yaratmaktadırlar.

Bir diğer önemli husus ise mezkur testler sürüntü testleri olup, bu testler burun ve akabinde boğaza sürüntü yapılarak yani, tükürük de alınarak yapılmaktadır. İddia ederim ki, PCR testleri DNA analizleri yapmak için kullanılan test türleridir. Davalılar müştereken ve/veya münferiden kararlar almak suretiyle şahsıma ait DNA analizlerini çıkarabileceklerdir. Ancak böyle bir hususa rızam yoktur. Böyle birşey bedenime ait olan anahtarın tümü ile Davalıların eline geçmesine neden olacağından, bedenimin tüm zayıflıklarını tespit edebilme ihtimaline de yol açacaktır. Kaldı ki, mezkur testlerin imha edilip edilmediği, ve/veya nasıl ve ne şekilde imha edildiği belli değildir, hiç açıklanmamıştır. Şahsen bu husus beni ayrıca rahatsız etmektedir.  Kendi bedenim ve sağlığım üzerinde söz hakkım bulunmakta olduğuna inanmaktayım.

  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların bu kararı aynı zamanda Anayasa ile korunma altına alınan kişi hak ve özgürlüklerin özüne dokunmaktadır.
  1. Her halukarda Davalıların baz aldığı bu PCR testleri ifade etmiş olduğum gibi hatalı pozitif vermekte ve/veya bir kimse önce pozitif, sonra negatif veya döngüye göre pozitif vermektedir. Herhangi bir şekilde hatalı pozitif temin edilmesi halinde,  Anayasaya aykırı olduğunu düşündüğüm karantina otellerine kapatılarak tedavi edilmem sonucunu dahi doğurabilecektir ki, Davalı No.2’nin uyguladığı sağlık protokolleri belirsizdir ve/veya yanlış uygulamalar olduğu duyumlarını almaktayım .
  1. Yukarda yer alan tüm nedenlerle  ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar inancım odur ki, yoklukla malul bir karardır ve/veya hatalıdır ve bu nedenle de hükümsüz ve/veya etki doğurmaması gereken bir karardır ve işbu nedenle de iptal edilmesi gerekmektedir.
  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların almış olduğu karar ve/veya işbu karar doğrultusunda yapılan işlemler, açıkça kanuna aykırıdır. Hatta kanuni değildir ve yasal dayanağı yoktur.
  1. Yine,  iddia ve beyan ederim ki, karara bağlanması gereken kony ciddidir ve iddialarımda haklı olduğuma dair belirtiler mevcuttur, keza ara emri verilmez ise ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğması mümkündür. Mesela mezkur karar çalışma hakkımı engellemekte, hatalı bir netice de ortaya koyabileceği ve tedavi görmeme neden olabileceği gibi, DNA mın temin edilmesine de neden olacaktır. Kaldı ki, alınan kararlar gereği PCR testi yaptırmış değilim ve yaptırmak konusunda da rızam yoktur ve/veya yaptırmak zorunda olmadığıma da inanmaktayım. 
  1. Yukarıdakiler gereğince karara bağlanması gereken konunun çok ciddi ve acil olduğu inancındayım ve davanın adilane bir şekilde kararlaştırılabilmesi için böyle bir emrin verilmesine ihtiyaç olduğuna inanmaktayım.
  1. Tüm yukarıda iddia etmiş olduğum sebeplerle bu  istida ile talep edilen emrin verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zarar ziyana uğramam söz konusu olacak, geriye dönüş imkansızlaşacaktır ve/veya çok zorlaşacağına inanmaktayım.
  2. Yukarıda gerçekler ışığında istida da olduğu gibi emir verilmesinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu inancı ile bu doğrultuda talepte bulunurum.

                                                                      Yemin eden

                                                           ……………………………………

Seda Okgül  

2021Yılı Mart ayının 2..günü

yemin ve imza edilmiştir.                   Mukayyit.         

 

 

https://www.habervakti.com/gundem/korona-nin-dayandigi-temel-cokebilir-pcr-testi-kibris-ta-h137719.html

https://www.5gvirusnews.com/hukuk/pcr-dunyada-ilk-kez-kktcde-yargilanacak-h484.html

 

 

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]

 

DSÖ’nün 17 Ocak 2020 tarihinde kabul ettiği PCR tanı kiti ile COVİD-19’u dünyaya yaydıktan sonra, 12 Mart 2020 tarihinde ilan ettiği pandeminin bütün şifreleri çözüldü. İşte çözülen bu şifrelerin başında, DSÖ’nün PCR test kiti protoklünü kabul ettiği Berlin Charite Viroloji Enstitüsü Prof. Direktörü Christian Drosten’in yazdığı makalede, Virüs İZOLATLARI ile ilgili elinde materyal olmadığını itiraf etmesi vardı. Dava da izole edilmemiş virus ile var edilen PCR tanı kitiyle test yapılmasına karşı açıldı.

Açılan davada COVİD-19 virüsünün İZOLATLARI, yani enfekte olmuş bir kişiden veya doğal ortamdan elde edilmiş, laboratuvar kökenli olmayan, mikrobiyal veya viral anlamda saf bir numune olmadığı halde, PCR tanı kiti ile pozitif sonuç tespit edilerek vaka sayısı oluşturulduğu belgelendi.

Dava metninde dünyanın her yerinde olduğu gibi KKTC’de ne işe yaradığı belli olmayan PCR test kiti ile insanların bedenine müdahale edildiği ve bunun da yasalarda yer olmadığı yer aldı.

Daha önce Portekiz de 11 Kasım 2020 tarihinde açılan bir davada mahkeme, PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin karar verdi. 23 Kasım 2020 tarihinde ise Berlin’de PCR tanı kitini DSÖ’ye kabul ettiren Christian Drosten’in sahte salgına neden olduğu için hakkında dava açıldı. Bunun üzerien DSÖ, 14 Aralık 2020 ve 20 Ocak 2021 tarihinde PCR testlerinin döngü sayısının fazla oluşu nedeni ile yanlış pozitif verdiğine ilişkin açıklama yaptı.

Dünya’da Seda OKGÜL’ün KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nde açtığı davada PCR tanı kiti ilk kez yargılanıyor..

 

 

DAVA METNİ

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.

                                                                                                                      YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

 

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

   Başsavcılığı, Lefkoşa.

                                                                                                           Arasında

Yukarıdaki Davacı Tarafından

TALEP TAKRİRİ

Malumunuz olsun ki, yukarıda adı yazılı davacı aşağıdaki çareler için Mahkemeye başvurur;

Şöyle ki;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının  hükümsüz ve/veya etkisiz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacağına dair karar verilmesini;

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup , açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının bir ihmal olduğuna ve/veya böyle bir ihmalin yapılmaması gereken bir ihmal olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararının iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

Davalıların müştereken ve/veya münferiden ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün görüş ve önerisi ile alınmış ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 tarafından alınmış olan 27/02/2021 tarihli olup, açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar yoklukla  maluldur  ve/veya mutlak butlanla sakattır  dolayısı ile mezkur karar etkisiz,  hükümsüz ve/veya herhangi bir sonuç doğurmayacak bir karardır ve dolayısı ile iptal edilmesi gereken bir karar olduğu hususunda bir emir.

İşbu dava masraflarıdır.

İşbu dava KKTC Anayasasının 152. Maddesine, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere istinad eder.

Bu Dava Aşağıdaki Hukuki Esaslara Dayanır:

  1. Davalı dava konusu kararı değerlendirirken ve/veya dava konusu kararı alırken  ihmalde bulundu. Keza davacının haklarını ihlal etmekte ve/veya davacıyı mağdur etmektedir.
  1. Davalının, Dava konusu karar ve/veya işlemleri ve/veya eylemleri Anayasaya ilgili mevzuata ve/veya Doğal Aalet ilkelerine ve/veya Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine aykırı ve/veya gayrı yasaldır ve/veya hükümsüzür.
  1. Davalı 27/02/2021 tarihli kararı istihsal ederken ve/veya ve/veya değerlendirme yaparken ilgili mevzuatı yanlış anlamış ve/veya hatalı uygulamış ve/veya eksik uygulamışdır.
  1. Dava konusu karar ve/veya işlem ve/veya işlemler gerekçeden yoksundur ve/veya keyfidir ve/veya hatalı değerlendirmelere dayanmaktadır ve/veya yasal dayanağı yoktur ve/veya kanunilik ilkesine aykırı bir şekilde karar alınmıştır.  
  1. Davalı, Dava konusu kararı alıırken ve/veya işlemleri yaparken  yeterli inceleme ve/veya araştırma yapmadı  ve/veya eksik ve/veya  hatalı inceleme yaptı . Ayni nedenle bunlar neticesinde  hatalı kararlar istihsal etti ve/veya  işlemler yaptı .
  1. Dava konusu karar alınırken ve/veya işlemler yapılırken davalı yetkilerini aştı  ve/veya yetkisiz olarak karar aldı  ve/veya yetki aşımı ile kararlar aldı ve/veya bu kararlar doğrultusunda işlemler yaptı  ve/veya yetkilerini kötüye kullandı  ve  dava konusu kararları bu suretle istihsal etti.

Bu Davayı Desteklemek İçin Aşağıdaki Olgulara Dayanılır:

  1. Davacı Lefkoşa’da ikamet etmekte olup, takriben ve/veya 19 yıldır Avukatlık mesleği ile iştigal etmektedir.
  1. Davalı No.1, KKTC Bakanlar Kurulu olup, yönetsel faaliyetlerde bulunan ve/veya genel siyaseti belirlemekte ve/veya yasa gücünde kararname çıkarmakta ve/veya Anayasa’da belirtilmiş ve/veya sayılmış görevleri yerine getirmektedir. Davalı No.2 KKTC Sağlık Bakanlığı Anayasanın 45. Maddesi gereğince “herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlama ödevi olan yürütsel ve yönetsel yetki kullanan bir organ ve/veya  makam ve/veya Bakanlıktır ve/veya kamu tüzel kişiliğine haizdir. Davalı No.3 Davalı No.2’ye bağlı olarak faaliyet göstermekte ve/veya 45/2018 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kapsamında kurulan bir kurul ve/veya komitedir.
  1. Takriben ve/veya 2019 yılı sonlarında Çin’de başladığı iddia olunan ve daha sonra dünya genelinde 17 Ocak 2020 tarihinde DSÖ tararından kabul edilen PCR tanı kiti ile  Şubat 2020 yılı itibarı ile dünya genelinde görülmeye başlamış ve Covid-19 olarak isimlendirilmiş ve/veya 12/03/2020  tarihinde de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmiştir. Bunun üzerine tüm devletler toplum sağlığı iddiası ile önlem almışlar ve/veya zaman zaman da bu önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmek ve/veya sürece uydurmak adına da farklı önlemler almışlar ve/veya Anayasa’da yer alan kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlamak sureti ile de önlem ve/veya tedbirlerini değiştirmişlerdir.  
  1. Bu süre içerisinde ve/veya dünya genelinde Covid-19 olarak isimlendirilen virüs sonucu DSÖ tarafından ilan edilen pandemi, PCR testi için boğaz ve burundan sürüntü örneği alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır.
  1. Davacı iddia ve beyan eder ki; süreç içerisinde yapılan çalışmalar ve/veya tıbbi çalışmalar ve/veya gözlemler neticesinde PCR olarak adlandırılan test kitlerinin kullanılması doğru değildir ve/veya hatalıdır. Davalıların bu konudaki kararlarının ayrıca yasal hiçbir zemini de yoktur. Şöyle ki;
  1. YASAL OLARAK:
  1. a) Davacı iddia ve beyan eder ki, PCR test kitleri ile Covid-19 virüsünün tespit edileceğine ve/veya edilmesi gerektiğine dair yasal herhangi bir zorunluluk yoktur ve/veya PCR testinin uygulanacağına ve/veya uygulanmasının zorunlu olacağına dair icbar mümkün değildir ve yasada da düzenlenmiş değildir. Her halukarda 45/2018 sayılı yasaya göre bir kimsenin muayene edilebilmesi için Mahkeme emri dahi aranmaktadır.

Her halukarda Virüsler kan testleri ve sair testlerle ve/veya antijen testleri ile de tespit edilebilecekleri gibi PCR, sürüntü testlerinin yasal olarak yer almaması nedeni ile kullanılmaya mecbur bırakılmasına dair alınmış karar ve/veya kararlar ve bu kararlar nedeni ile yapılan işlemler hatalıdırlar.

b)Davacı iddia ve beyan eder ki, 45/2018 sayılı yasa muayene edilmek hususunda zorunluluk getirmemektedir. Dolayısı ile PCR testleri ile sağlıklı olup olunmadığına dair muayene işlemi zorlanamaz ve/veya zorunlu olarak PCR testleri yapmak hususunda icbar edinilemez. Dolayısı ile Davalıların müştereken ve/veya münferiden PCR testleri ile hastalığın ve/veya Covid-19 virüsünün tespit edilmesi için muayene maksatlı PCR testi yapılmasına dair almış oldukları kararlar hatalıdır.

  1. BİLİMSEL VE/VEYA TIBBİ OLARAK:

a)PCR Testlerinin amacı Virüs Tespit etmek değilidir.

Davacı iddia eder ki, PCR sürüntü testleri genetik hastalıklar ve/veya prenetal tanı, adli tıp, kanser araştırmaları, babalık testleri, DNA analizi gibi analizlerin yapılması için yapılmıştır.

b)Yanlış pozitif çıkarabilir.

PCR Testleri spesifik ve güvenli testler değidir. PCR Testlerinin döngü sayısı DSÖ tarafından 14 Aralık 2020 ve  20 Ocak 2021 tarihinde de Başkan Tedors Adhanom Ghebreyesus’un daha önce kabul edilen  45 döngünün fazla pozitif  bulduğundan aşağı çekilmesi istenmiştir.

Yine alınan numunede başka virüs RNA/DNA’sının olması halinde (Influenza virüsü gibi), bunların döngüye girip kopyalanma ihtimali ve boyamada yanlış pozitif çıkma ihtimali vardır.

c)Davacı iddia eder ki, SARS-CoV2 virüsü izole edilmemiş olduğundan ve DSÖ’nün kabul ettiği (17 Ocak 2020) protokolde bu durum açıkça yazılmış olmasına rağmen test sonuçlarının doğruluk oranını saptamak için kullanılabilecek bir altın standart yoktur, olamazda. O nedenle bu testlerde elde edilecek sonuçlar tümüyle geçersizdir.

Ahar surette;

d)Virüs izolasyonu olduğu kabul edilse bile kullanımda mevcut sürüntü testlerinin hiçbirinin resmi verifikasyon ve validasyonu yoktur ve/veya ruhsatsızdır.

e)Cihazların %99’unda hangi gen diziliminin olduğu bilinmemektedir ve/veya sürüntü testlerinin birçoğunda, taşıdıkları gen dizilimleri (sekansları) deklare edilmiş ve/veya açıklanmış değil.

f)PCR testinin tekrar sayısına göre ölü virüsün geninin de çoğaltılarak, virüs aktifmiş gibi PCR pozitif sonucunu verebilir ancak bu aktif bir enfeksiyonun kanıtı değildir.

g)PCR testleri döngü sayısı göre %63-65 arası pozitif  yakalamaktadır. Sırf bu nedenle dahi güvenilir değildir.

h)PCR testleri sonuçlarını bilimsel olarak zayıf pozitif şeklinde vermez. Oysa bu mümkündür ancak PCR testi buna fırsat tanımaz ve PCR pozitif gösterir.

ı)E, N ve RdRp2 geninin herhangi birinin varlığı halinde yeterli pozitiflik kabul edildiğinden pozitif sayısı fazla görünmektedir. Oysa bu Nisan 2020 tarihine kadar her üç genin de aranması yönünde idi.

i)Virüsün mutasyona uğruyorsa, önceden hazırlanan test kitleri ile bugün mevcut virüsü aramak mantık dışıdır. Yine virüs her ülke ve coğrafyaya göre değişiklik gösterdiği iddia edildiğinden bu test kitleri geçersiz sayılmalıdır.

j)Gen dizilimi için model olarak kullanılan patojenik sıvılarda ne bir virüs titrasyonu ne de kuantifikasyonu yapılmış olduğundan, buradan, o sıvılar dahilinde milyarlarca virüs benzeri partikülün (insan organizmasında doğal olarak bulunan ve patojenik özellik taşımayan ekstraselüler veziküller dahil) bulunduğu anlaşılabilir.

k)Esas itibariyle, farinjiyal veya nazal COVID-19 sürüntü testlerinin hiçbir diyagnostik   değeri bulunmamaktadır.

l)PCR testleri burun içerisine nazofarenks denilen bölgeye kadar inmekte ve sürüntü bu bölgeden alınmaktadır. PCR testleri üzerinde mevcut herhangi bir bakteri bu bölgeye sürüntü testi ile aktarıldığı taktirde kişinin hastalanmasına yol açmaktadır. Dolayısı ile işlemin yapılışı açısından da hatalı ve/veya risklidir.

            C)BİREYSEL OLARAK:

Davacı iddia eder ki, PCR testlerinin üretilmesinin temel amacı virüs tespiti değil, DNA analizidir. Her halukarda PCR testlerinin nasıl imha edildiği belli olmamakla birlikte bir toplumun da DNA örnekleri alınmaktadır. Dolayısı ile aynı zamanda etik de değildir ve/veya kimsenin DNA’sı zorlanmak sureti ile ve/veya alınacak kararlarla ve/veya rızası dışında da temin edilmemelidir. Nitekim Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış olduğu kararlar Davacının DNA’sının da alınması neticesini doğuracaktır ki, Davacının buna rızası yoktur.

  1. Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalıların müştereken ve/veya münferiden almış oldukları kararlar nedeni ile ve/veya 15 günde bir yenilenmek kaydı ile PCR testi yaptırtmak ile ilgili kararları neticesinde Davacının çalışma hakkı da etkilenmektedir. Davacı PCR testi olmaksızın çalışamama ihtimali ve dolayısı ile kendisini ekonomik olarak geliştirememe ihtimali taşımaktadır ki yasal dayanağı olmayan bir test ile Davacının Anayasal hakları etkilenecektir. Yine bu test ile hatalı pozitif olma ihtimali söz konusu olabilir. Bir kimsenin pozitif çıkması ile kişi Anayasaya aykırı bir şekilde kişi özgürlüğünden yoksun bırakılarak Karantina otellerine yerleştirilmekte ve kendisine derhal tıbbi tedavi uygulanmaya başlanmaktadır. Her halukarda uygulanan tedavinin tedavi protokolü dahi bulunmamaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3’ün uyguladığı tedavi PCR pozitif olup, gerek hatalı, gerekse gerçek pozitif olan kimselerde ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır ve/veya Davalı No.2 ve/veya No.3 ve/veya Davalılar müştereken ve/veya münferdien PCR pozitif kimselere hatalı ve/veya yanlış ve/veya gereksiz tedavi de uygulayabilmektedirler. Dolayısı ile muhtemel bir hatalı pozitif, yukarıdaki iddialara halel gelmeksizin bir kişinin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayacağı gibi ve/veya kişi özgürlüğünü sınırlayacağı gibi, ülke içerisinde gereksiz önlemlerin alınmasına sebebiyet vermek sureti ile Anayasa’da yer alan birçok kişi hak ve özgürlüklerinden men edilmesini sağlayacak tedbirler alınması sağlanacak ve/veya kişilerin ve/veya spesifik olarak Davacının Çalışma Hakkı, Hayat ve vücut bütünlüğü hakkı, sağlıklı yaşama hakkı ve/veya sağlık hakkı gibi hakları da etkilenecektir.

7.Davacı iddia ve beyan eder ki, Davalının yapmış olduğu işlemlerin ve/veya almış oldukları kararlarda ve bu konuda verilmiş olan karar ve/veya yapılmış olan işlem ve/veya eylem ve/veya ihmal tamamen hatalıdır ve/veya yanlıştır. Bu karar ve/veya kararlar Davacıyı zarar ve ziyanlara düçar bırakmakta ve mağdur etmektedir ve dolayısı ile işbu kararın iptal edilmesi gerekmektedir.

8.İşbu YİM konusu karar ve/veya işlemler nedeni ile Davacının işbu YİM davasını dosyalama mecburiyeti hasıl olmuştur ve/veya işbu kararların alınması ve/veya bu hususta yapılan işlemlerin ve/veya 27/02/2019 tarihli karar nedeni ile Davacının münferiden meşru menfaatleri etkilenmektedir ve işbu davayı dosyalamakta da meşru menfaati bulunmaktadır.

İşbu dava Davacı Avukatı Boysan Boyra tarafından tanzim edilmiştir.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa’dır.

                                                              Boysan Boyra

                                                      Davacı Tarafından Avukat

………/….03…../2021 tarihinde

kaydolunup mühürlenmiştir.

                                      Mukayyit.

Not: Bu davaya verilecek bir müdafaanın davanın tebliğ tarihinden itibaren yirmi bir (21) gün zarfında kayıt kalemine bizzat veya Avukat vasıtasıyle verilir ve bir sureti davacıların tebliğ adresine bırakılır.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

  1. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle, KKTC

                Başsavcılığı  Lefkoşa, KKTC.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                                  

Yukarıdaki Müstedi tarafından yapılmış tek taraflı istida:

Yukarıdaki Müstedi işbu istidası ile;

  1. Esas başvurunun nihai bir karara bağlanmasına ve/veya Muhterem Mahkeme’ce takdir ve tayin edilecek bir tarihe kadar; Davalılar tarafından müştereken ve/veya münferiden takriben ve/veya 27/02/2021 tarihinde alınan ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair kararın icraasını men edici bir emir ve/veya geçici bir ara emri verilmesi ve/veya yürütmenin durdurulmasına dair bir emir verilmesi zımnında bir Mahkeme emri itası;
  1. Muhterem mahkemece uygun görülecek başka bir emir ve/veya çare.
  1. Bu istida masraflarının M/aleyhlere tahmili.

 için gerekli emrin isdarını talep eder.

İşbu başvuru KKTC. Anayasa’sının 152, Anayasa’nın 10. Temel Hakların Niteliği ve Korunmasına Dair maddesine, 14. Kişi Dokunulmazlığı ile ilgili maddesine, 15. Hayat ve Vücut Bütünlüğü Hakkı ile ilgili maddesine, 16. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ile ilgili maddesine, 45. Sağlık Hakkı ile ilgili maddesi ile sair ilgili maddelerine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin İnsan Haklarına Saygı yükümlülüğü ile ilgili 1. Maddesine, Yaşam Hakkı ile ilgili 2. Maddesine ve sair ilgili maddelerine, diğer ilgili mevzuat ile Doğal Adalet, Hak ve Nisfet Hukuku kaidelerine ve konu ile alakalı içtihadi prensiplere ve Yüksek Mahkeme Tüzüğüne istinad eder.

Bu istidada istinad edilen gerçekler Lefkoşa   sakinlerinden Seda Okgül’ün  ilişikte sunulan  yemin varakasında gösterilmektedir.

 

Bu istida Müstedinin Avukatı Boysan Boyra tarafından yapılmıştır.

Tebliğ Adresi: Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı altı, Lefkoşa’dır.

                                                                                                          Boysan Boyra

                                                                                              Müstedi Tarafından Avukat.

2021  senesinin Mart  ayının   2. günü

dosyalanmıştır. Dinlenmesi için  2021 senesi

Mart ayının …………..gününe tayin edilmiştir.                 

                                                                                                                                                                    Mukayyit.

YÜKSEK İDARE MAHKEMESİNDE

ANAYASANIN 152. MADDESİ HAKKINDA.                          YİM:………../2021

Davacı:Seda Okgül, Mahmut Paşa Kapalı Otoparkı Altı, Lefkoşa.

                                               -ile-

Davalı:1.KKTC Bakanlar Kurulu, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa.

2.KKTC Sağlık Bakanlığı, KKTC Başsavcılığı vasıtasıyle, Lefkoşa. KKTC.

3.Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, KKTC Sağlık Bakanlığı vasıtasıyle                   Başsavcılık  Lefkoşa.

                                                                                                          ARASINDA.

                                                                           

 

                                                        YEMİN BELGESİ

Ben aşağıda imza sahibi Lefkoşa  sakinlerinden Seda Okgül , yemin eder ve bu yeminimle aşağıda gösterilen hususları beyan ederim.

  1. Yukarıda unvan ve sayısı gösterilen başvuruda davacı ve işbu istidada ise  Müstediyim.
  1. Bu istida maksatları bakımından esas başvurumdaki tüm iddiaları burada aynen tekrarlar ve benimserim.
  1. DSÖ tarafından ilan edilen pandemi nedeni ile Covid-19 virüsünün tespiti bir nevi PCR testlerine bağlanmıştır. Oysa ki PCR testleri dışında başka alternatif testler vardır. Mesela kan testleri ve sair testler uygulanarak virüsler tespit edilebilir. Davamda da açık olarak belirtmiş olduğum gibi, PCR testleri ciddi hatalar vermektedir. Her halukarda özetle;

Bu testlerin yasal dayanağı yoktur. Herhangi bir kimsenin bir başka kimseyi Bulaşıcı Hastalıklar yasası Tahtında muayene edebilmesi için Mahkeme emrine ihtiyaç duyması gerekmekte iken, Davalı/M/aleyhler yasa dışı bir şekilde ve/veya Almış oldukları ve yayınladıkları kararlar ile zorunlu olarak PCR testi yaptırtmak surety ile muayeneye tabi tutmaya çalışmaktadırlar. Ancak az önce bahsettiğim üzere bunu yapabilmek ilgili yasada Mahkeme ermine bağlanmışken, Davalılar yetki aşımı yapmak suretiyle ve icbar ederek, PCR testi vasıtası ile Covid-19 virüsünü tespit etmeye çalışmaktadırlar. Her halukarda mezkur muayeneyi hasta oluğundan şüphelenilen kişiler yerine sağlıklı kişiler üzerinde yapmaktadırlar ki, bu test ve alınan kararlar amacı aşmaktadır.

Yine mezkur testler birçok sebeple hatalı sonuç vermektedirler. Herhangi bir virüsün varlığı ve/veya ölü bir virus varlığı dahi, PCR testlerinin döngüsünde çoğaltılmakta ve aşırı çoğaltmada (-ki döngü sayısı değiştirilmiş olmasına rağmen) Davalılar PCR testlerinin ve/veya ilk nazarda DSÖ nün Kabul edip daha sonra değiştirdiği döngü sayısını uygulamakta ısrar etmekte ve hatalı pozitifler yaratmaktadırlar.

Bir diğer önemli husus ise mezkur testler sürüntü testleri olup, bu testler burun ve akabinde boğaza sürüntü yapılarak yani, tükürük de alınarak yapılmaktadır. İddia ederim ki, PCR testleri DNA analizleri yapmak için kullanılan test türleridir. Davalılar müştereken ve/veya münferiden kararlar almak suretiyle şahsıma ait DNA analizlerini çıkarabileceklerdir. Ancak böyle bir hususa rızam yoktur. Böyle birşey bedenime ait olan anahtarın tümü ile Davalıların eline geçmesine neden olacağından, bedenimin tüm zayıflıklarını tespit edebilme ihtimaline de yol açacaktır. Kaldı ki, mezkur testlerin imha edilip edilmediği, ve/veya nasıl ve ne şekilde imha edildiği belli değildir, hiç açıklanmamıştır. Şahsen bu husus beni ayrıca rahatsız etmektedir.  Kendi bedenim ve sağlığım üzerinde söz hakkım bulunmakta olduğuna inanmaktayım.

  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların bu kararı aynı zamanda Anayasa ile korunma altına alınan kişi hak ve özgürlüklerin özüne dokunmaktadır.
  1. Her halukarda Davalıların baz aldığı bu PCR testleri ifade etmiş olduğum gibi hatalı pozitif vermekte ve/veya bir kimse önce pozitif, sonra negatif veya döngüye göre pozitif vermektedir. Herhangi bir şekilde hatalı pozitif temin edilmesi halinde,  Anayasaya aykırı olduğunu düşündüğüm karantina otellerine kapatılarak tedavi edilmem sonucunu dahi doğurabilecektir ki, Davalı No.2’nin uyguladığı sağlık protokolleri belirsizdir ve/veya yanlış uygulamalar olduğu duyumlarını almaktayım .
  1. Yukarda yer alan tüm nedenlerle  ve açık olan sektörlerde çalışan kişilerin her on beş günde bir PCR testlerini yineleyeceklerine dair karar inancım odur ki, yoklukla malul bir karardır ve/veya hatalıdır ve bu nedenle de hükümsüz ve/veya etki doğurmaması gereken bir karardır ve işbu nedenle de iptal edilmesi gerekmektedir.
  1. İddia ve beyan ederim ki, Davalıların almış olduğu karar ve/veya işbu karar doğrultusunda yapılan işlemler, açıkça kanuna aykırıdır. Hatta kanuni değildir ve yasal dayanağı yoktur.
  1. Yine,  iddia ve beyan ederim ki, karara bağlanması gereken kony ciddidir ve iddialarımda haklı olduğuma dair belirtiler mevcuttur, keza ara emri verilmez ise ileride telafisi mümkün olmayacak bir zararın doğması mümkündür. Mesela mezkur karar çalışma hakkımı engellemekte, hatalı bir netice de ortaya koyabileceği ve tedavi görmeme neden olabileceği gibi, DNA mın temin edilmesine de neden olacaktır. Kaldı ki, alınan kararlar gereği PCR testi yaptırmış değilim ve yaptırmak konusunda da rızam yoktur ve/veya yaptırmak zorunda olmadığıma da inanmaktayım. 
  1. Yukarıdakiler gereğince karara bağlanması gereken konunun çok ciddi ve acil olduğu inancındayım ve davanın adilane bir şekilde kararlaştırılabilmesi için böyle bir emrin verilmesine ihtiyaç olduğuna inanmaktayım.
  1. Tüm yukarıda iddia etmiş olduğum sebeplerle bu  istida ile talep edilen emrin verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız zarar ziyana uğramam söz konusu olacak, geriye dönüş imkansızlaşacaktır ve/veya çok zorlaşacağına inanmaktayım.
  2. Yukarıda gerçekler ışığında istida da olduğu gibi emir verilmesinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu inancı ile bu doğrultuda talepte bulunurum.

                                                                      Yemin eden

                                                           ……………………………………

Seda Okgül  

2021Yılı Mart ayının 2..günü

yemin ve imza edilmiştir.                   Mukayyit.         

 

 

https://www.habervakti.com/gundem/korona-nin-dayandigi-temel-cokebilir-pcr-testi-kibris-ta-h137719.html

https://www.5gvirusnews.com/hukuk/pcr-dunyada-ilk-kez-kktcde-yargilanacak-h484.html

 

 

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]
Pandemi Yok, Covid Aşıları Gereksiz ve Tehlikeli

Pandemi Yok, Covid Aşıları Gereksiz ve Tehlikeli

İşin uzmanından görüş almak ister misiniz?

Burada konuşan doktorların büyük çoğunluğu ya işinden oldu ya karalandı ya emekliliğini almaya zorlandı ve istisnasız hepsi sansürlendi.

Tek soru: Neden?

Kritik eşikteyiz.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

Son haberler

SANTRAL DOGMA, mRNA AŞISI ve ÖLÜMSÜZLÜK ÇIKMAZI!

“Tanrı yoksa, her şey mübahtır” Dostoyevski (1). Kelime mânâsı ‘temel hakikat’ olarak anlaşılması îcab eden ‘santral dogma’dan ilk defa 1957’de DNA’nın helezonî yapısını keşfeden Francis Crick bahsetmiş. Gencecik yaşında DNA’nın yapısını çözmek için maruz kaldığı...

Corona Sürecindeki Hikayelerine Talibiz

Bizimle konu hakkındaki her türlü duygu, düşünce ve yorumunu paylaşarak bu platforma sen de katkı sağlayabilirsin.

Bize Katıl

Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri konusunda destek olmak ya da kendi alanın çerçevesinde paylaşımlarımıza katkı sağlamak istersen, bize yazabilirsin.

Bizi takip et

Güncel paylaşımlardan haberdar olmak ister misin?