..elbette, ‘baştan sona komplo’ derken; şimdiki zaman -bugün- yaşananlar, ya da insanlığa yaşatılanlar bakımından, konunun hiç de hafife alınacak bir yanı olmadığını söyleyelim.. yani ‘salgın’ bir gerçektir ve hızla yayılmaktadır, cepte bir söylem.. benim/bizim başından beri ve hatta senelerden beri karşı çıktığımız iki husus vardır; birincisi, her şeyin doğal yollardan geliştiği.. yayıldığı yalanı (aids, ebola, sars, mers, kuş gribi, domuz gribi vesaire..).. ikincisi ise; hangi şartta olursa olsun, ‘bize-bana bir şey olmaz’ cehaleti ile.. gerçeği arayışların bir birine karıştırılıyor olduğu..
..bu elbette bilinçli yapılıyor!. yani ‘gerçek’leri komplo!. komploları ise, ‘gerçek’ kıvamında sunuyorlar halka. Bugün insanlığın ‘doğru bilgi’yi, konu ne olursa olsun medyadan alması mümkün değildir; ancak internet ortamından ‘doğru bilgi’ye erişmek de sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü bol miktarda asılsız ve yanıltıcı ‘bilgi’ yanında, maksatlı, yönlendirici ve hatta, ilk bakışta ‘doğru’ algısı yaratan pek çok yayın ve paylaşım vardır. Her kesimden insanın, yeri geldiğinde her seviyeye hitap etmeyen yayını aynı anda okuması, ve farklı çıkarımlarda bulunarak paylaşıyor olması da, ayrıca bam-başka bir kirlilik ve kafa karışıklığı yaratmaktadır. Sosyal medyada ‘öjeni’ konusunu işlediğim bir paylaşıma, belli ki bazı paylaşımlar neticesinde ulaşan bir kişi, aslında yaşlılara saygılı oldukları ve onları düşündükleri için biraz sert çıktıklarından bahsediyor ve neden bir iki vaka için milleti suçluyorsunuz, diyordu.. oysa yazı bam başka bir şeyden bahsediyordu. Baktım bu yoruma ‘orantısız’ karşı çıkış (yazıyı anlamadığı konusunda) cevaben başka yorumlar yapılıyor, yorumu sildim..
..bilmeyeni.. ya da ilgi alanı bakımından konuyu anlamayanı eleştirmek.. hele hele kalabalık içerisinde, bence çok doğru bir davranış şekli değil.. elbette, fazlaca anlamadığı bir konu üzerine ‘yorum yapma’ ihtiyacı duymak da..
Gelelim ‘corona virüs’ mevzusuna, okumayanlar için aynı isimli birinci yazının okunmasını, bu yazının sağlıklı anlaşılması için öneririm. Yazının birinci bölümünde mealen dediğimiz şuydu; sorgulama, ‘neden’ sorusunu sorma yetisinden uzaklaşan -uzaklaştırılan- insan, sistem ve medyanın ‘orantısız’ korku ve panik yaratma sürecine ortak edilmişti!. oysa bize çocukluktan beri öğretilen bir ‘gerçek’; olağanüstü durumlarda veya her hangi bir kriz yönetimi ihtiyacında ilk yapılması gereken şeyin, ‘sakin kalabilmek’, ‘paniğe kapılmamak’ olduğu idi!. oysa bugün ‘WHO’ (Dünya Sağlık Örgütü), tüm hükumetler, yazılı ve görsel tüm medya organları, provakatif sosyal medya fenomenleri akla zarar bir biçimde insanlığı korku ve paniğe sürüklüyor ve doz, günden güne arttırılıyor!.
..ve sözüm ona ‘yaşlı nüfus’ korunma bahanesi ile tüm hakları ellerinden alınarak, yeni yetme ergenlerin şamar oğlanına dönüştürülüyor.. alaya almalar, aşağılamalar; bunlar elbette şu an için bilinçli davranışlar olarak değerlendirilemez; ancak küresel sermayenin uzun zamandır belli yaşın üzerindekileri sisteme birer yük olarak gördüğü herkesçe malumken, uzun vadede ve ‘bilim’in arka bahçesinde her devir ve zamanda yer almış olan ‘karanlık düşünce’ ÖJENİ’yi görmezden gelemeyiz.. ne tesadüftür ki; bu ‘virüs’ daha ziyade yaşlı ve hastalıklı olan kişileri hedef alıyor. Tesadüfe bakar mısınız!. öjeni ile ilgili kısa ‘not’uma yorum yapan değerli bir okuyucunun yorumunu bu vesile ile sizlerle tekrar paylaşayım.. benden çok daha iyi ifade ettiğini belirterek;
”Yaşlı insanlara kendilerini suçlu hissettirecek şekilde davranışlar ortaya çıkmaya başladı. Yanlış şeyler oluyor. Sağduyunun korunması lazım. Yoksa ortaya çıkacak sonuç virüsten daha fazla zarar verir.”
..bu elbette bazılarının zannettiği gibi sadece bizde gözlenen bir durum değildir; küreselleşen dünya dedikleri ‘büyük köy’de, artık insanlar; aynı şeye gülüyor, aynı şeye hüzünleniyor, aynı endüstriyel yiyecek ve içecekleri tüketiyor, aynı kıyafetleri giyiyor, aynı tip erkek ve kadından hoşlanıyor -çoğaltılabilir- ve davranış şekilleri de fazlaca benzer.. çaydanlık boyutunda kupalarla kahve içmeler.. Yeni Delhi’de de aynı, Los Angeles’da da..
..dolayısı ile bir iki videolu haber ile aynı ‘algı operasyonu’na uğramaları ve aynı tepkiyi vermeleri de bundandır.. yani ‘SYSTEM’ son elli yıldır iyi çalışmış, ‘eğitim’ ve ‘sağlık’ sistemine yaptığı yatırımın karşılığını almıştır; en azından bu son ‘salgın’dan elde ettikleri veriler, tüm bunları doğrulamakta..
..artık ‘aşı’ karşıtlığı büyük oranda kan kaybedecek, itiraz edenler ciddiye alınmayacaktır..
..her hangi şüpheli bir durum karşısında, yine aynı medya organları vasıtası ile; ”virüsün doğal olmadığını söyleyen komplocular halkı yanıltma peşinde, bakınız -bilmem ne bilim dergisinde- bugün yayınlanan makalede, virüsün tamamen doğal olduğu ve dışarıdan müdahale olmadığını söyleyen bilimsel bir makale yayınlandı”!. Sistem artık fazlaca bir detaya girmeden, tek merkezden istediği her şeyi; yine insanın ‘güvenlik’ ve ‘sağlık’ endişelerini kullanarak bu kez çok daha kolay bir biçimde hayata geçirmiştir!. Benim fikrim, bu denli ‘ikna oluş’, onların da beklediği bir durum değildi.. zannımca ‘korku’ ve ‘panik’in bu denli körüklenmesi bundandır..
..yoksa bahse konu olan virüsün bu hızlı yayılışı, ancak yaratılan bu korku ve panikle mümkündü.. görsel medyaya dikkat ediniz, -tüm dünya- halkı ‘sağduyu’lu olmaya çağırırken bile, sıradan her insanın paniğe kapılmasına yol açacak görsel ve anlatımlar arka planda yer almakta.. bu bile, ortada ‘doğal’ olan hiç bir şeyin olmadığının, en basit kanıtı olsa gerek.. ki bu konuda pek çok video ve anlatım dolaşmakta, muhtemelen bu yazıyı okuyanların pek çoğundan haberi vardır. Fransa’da bazı sağlıkçıların şimdiki sağlık bakanının, yine Vuhan’la olan -eşi vasıtası ile- bağlantısı üzerine suç duyurusunda bulunmaları.. Sonra yine Fransızların Çinlilerle birlikte Vuhan’da bir P4 laboratuvarı inşa etmeleri (P4 En yüksek biyolojik güvenlik seviyesi olan).. bu ve benzeri kaynak aktarımları, ne denli gerçekçi ve emek ürünü olsa da, araya sıkıştırılan -maksatlı- bazı basit ve bazen alaya konu olan diğer paylaşımlar neticesinde gözden düşürülerek..
..daha doğrusu ortada olan bir ‘gerçek’in etrafına yüzlerce yalan sıkıştırılarak, insanların doğru ve gerçeğe ulaşması imkansız hale getirilmektedir.. acı olan budur!.
Olayın ekonomik boyutu elbette var; daha doğrusu zaman içerisinde pek çok yorum ve açılım bu yönde olacak; ki doğrudur.. dijital devrim çok yakında insan hayatı ve yaşam biçimini önce ekonomik açıdan, daha sonra da emek-sermaye ve üretim ilişkileri bakımından kökten değiştirecek, zayıf, hasta, yaşlı nüfusun daha fazla taşınamayacağı fikri pek çok yan faktörle birleşerek, ‘biyolojik devrim’ -belki anlaşılması şu an için güç olsa da- yani demem o ki; gdo-gmo (tarım ve hayvancılık alanındaki gen suikastları) benzeri müdahaleler -aşının dışında- insan dna’sına da uygulanacaktır. Bugün yaratılan durumun insan üzerinde yarattığı korku ve endişeyi baz alacak olursak, bu ‘komplo’dan çok daha büyük ve çok daha vahim oldu bittilerle, insanoğlu ve de kızı her şeye razı edilecektir!.
mottoları; ..yoksa ölürsünüz!. olacak..
Ekonomik boyutu aslında çok açık, Çin’li elektronik devi Huawei 5G alt yapısı özelindeki çalışma ve alt yapıları ile abd’ye sanılandan çok daha büyük bir fark atmış, neredeyse telekomünikasyon alanında rakipsiz hale gelmişti.. ki halen öyledir. sözüm-ona küreselcilerle savaştığı yanılgısı yaratılan Trump denen karikatürün, bu firma ile olan hukuk tanımaz (tabi ki küresel ticaret hukuku) savaşını bilmeyen yoktur.. ve ne tesadüftür ki, Huawei’nin merkezi Shenzen ile Vuhan arasındaki mesafe de, Çin’in yüz ölçümü baz alınacak olursa, hiç de uzak sayılmaz..
Bütün devlet başkanlarının neredeyse benzer tepki ve önlem arayışında olduğu, muhtemelen çoğunluğun dikkatini çekmiştir. Neredeyse her ülkede bir kaç ‘ünlü’ ya da siyasetçinin test sonuçlarının ‘pozitif’ çıktı haberleri ya da.. olağan-dışı durumun ‘halkla ilişkiler’ -PR- boyutu müthiş çalışıyor.. Bütün devlet başkanlarının -neredeyse tümü- nüfusun yüzde yetmişi ‘enfekte’ olacak söylemi, ve bu söylemi sorgulama gereği duymayan ‘büyük kalabalıklar’!. belki size tuhaf gelecek ama, herkesin bir şekilde bu virüse yakalanacağı fikri, enteresan bir şekilde kabullenildi.. sıradan bir şey gibi.. ‘corona mı’?. ‘ha, bende yokta, bizim biraderde var.’ gibisinden..
..düşünsenize, insanlığı tehdit ettiği söylenen bir ‘vaka’, mizah konusu oldu!. o derece kanıksandı yani.. PR derken bunu kastediyoruz. bu sonuçlar alındıktan sonra, zannımca diğer operasyonları daha öne çekebilirler.. emin olun, onlar bile bu denli hızlı bir kabulleniş beklemiyorlardı!.
..en az bizim kadar şaşkınlar..
İnsanlar, biliyorsunuz algı ve geliştirilebilir zeka bakımından pek çok farklılık gösterir; zeka geriliği ya da ileri zeka anlamında değil.. aynı filmi izleyen insanların bazıları, ‘hayatımda izlediğim en iyi film’ derken, bir diğeri, ‘zamanınız varsa izlenebilir’.. bazıları da, ‘tamamen zaman kaybı’ şeklinde yorumlarda bulunabilir.. işte ‘yaşlı nüfusun’ hedef alındığı söylendiği zaman da.. kendi babası zannedenler olduğu gibi, biraz daha olgun fikirlisi, şu an yaşayan yaşlı nüfusun kast edildiğini düşünür..
..işte bu farklılıklar sosyal medyada her alana girip yorumlar yaparlar, İsrail, derler.. Amerika.. illuminati.. biraz daha gelişmişleri, Rockefeller, Melinda vesair, Sharp gibi.. elbetteki bu kelimeleri kullanmak insanları daha bilgili göstermez; ama bazıları gerçekten öyle sanıyor.. bir de Soros tabi..
..yaşlı nüfusla ilgili, bir üstten devamla, oysa kast edilen ilerleyen günler ve nesiller açısından uygulanan bir programın, şimdilik çalışılan, denenen ‘PR’ıdır.. alınacak sonuçlara göre, sonraki çalışmaların zaman ve coğrafya takvimi, şiddeti belirlenecektir, gibi..
..tıpkı Ergenekon sürecinde her gün yinelediğimiz gibi, ‘bir günde devrim olmaz, devrim bir süreç işidir’ misali.. insanın ‘dna’sını da bir günde bozamazlar, bu da benzeri bir süreç gerektirir; ancak düşünen ve sorgulayan beyinler için şu bir gerçek, domatese, çileğe yaptıklarını, bir gün insana da yapacaklardır!. ve enteresan olan, bunu insanı ‘ikna’ ede ede yapacak olmalarıdır..
Birinci yazıda söylemiştim; ancak önemli olduğunu düşündüğüm için yinelemekte fayda görüyorum.. ..insanları iki şekilde etkisiz hale getirebilirsiniz; birincisi, ‘güvenlik zafiyeti yaratarak!. ikincisi ‘sağlık’ endişesi yayarak!.
Güvenlik zafiyetini uzun yıllardır yaratılan ‘terör’ vasıtası ile yaşıyoruz; ki ‘işid’ bu işin ‘pik’ noktası idi ve daha ileri boyutları için de hazırlıklı olunmalı.. en basitinden ‘drone’lu saldırılara hazır olun!.
Bu Corona vakası da; aslında, ‘biyolojik terör’ün 11Eylül’ü sayılabilir.. artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.. bunu ‘onlar’ da söylüyor zaten.. ‘kritik eşik‘tesiniz!. Bundan dört yıl önce ‘edebiyatgazetesi’ni kapatıp yeni bir isimle yola çıktık, ‘Kritik Eşik’!. bu isimde karar kılarken, gerçekten de kritik bir eşikte olduğumuzun farkındaydık..
..şunu hiç bir zaman unutmayınız, Galileo, ‘Dünya yuvarlaktır’ dediği zaman, Dünya’nın yuvarlak olduğu ‘komplo teorisi’ olarak algılandı!. bugün ise gerçeğin ta kendisi.. -tam yuvarlak değil tabi-.. bugün ‘komplo teorisi’ adı altında binlerce video, milyonlarca yayın elbette var; ancak aralarında yatan ‘gerçek’lere sırtınızı dönmeyiniz.. insan bu hataya düşerse, bir daha ‘gerçek’le yüzleşmesi imkansız olacaktır!.
..çünkü;
..gerçek, inanılması en zor seçenektir..
Sistemin sizi ‘ikna’ etmesine müsaade etmeyin.. bir kere ‘ikna’ olursanız, çocuklarınız yerine de karar vermiş olacağınızı unutmayın!.
Ben kızıma ‘çileğin kokusu’nu anlatıyorum; o benim aldığım tadı alamadı çünkü.. umarım bir gün o da çocuğuna, ‘özgürlük’ün nasıl bir şey olduğunu anlatmak zorunda kalmaz!..
..insanlar bilmedikleri bir şey için ‘savaş’mazlar!. bizi ‘sonsuz faşizm’e ‘ikna’ etmeye çalışıyorlar!. ‘ikna’ olmayın!..
Sağlıkla kalın..
Kaynak:
http://kritikesik.com/2020/03/24/bastan-sona-komplo-2/