Ünlü Patolog: Çok öfkeliyim, bu uygulamalar yarından tezi yok, durmalı !

Ünlü Patolog: Çok öfkeliyim, bu uygulamalar yarından tezi yok, durmalı !

Kanadanın önde gelen başarılı patologu, aynı zamanda Covid19 test kitlerini de üreten şirketin CEOsu Dr. Roger Hodkinson, bir görüşme sırasında Alberta’daki hükümet yetkililerine, mevcut koronavirüs krizi için “şüphesiz halk üzerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük aldatmaca” şeklinde konuştu.

Kendisinin de viroloji uzmanı olduğuna dikkat çeken Hodkinson, COVID testleri üreten bir biyoteknoloji şirketinin CEO’su olarak, duruma oldukça vâkıf olduğunu belirtti. Hodkinson , “Medya ve politikacılar tarafından yönlendirilen tamamen temelsiz bir kamu korkutmacası var; bu çok çirkin ve şüphesiz bir halk üzerinde şimdiye kadar yapılmış en büyük aldatmacadır” dedi.

Doktor, virüsün yayılmasını durdurmak için yaşlı ve savunmasız insanları korumaktan başka hiçbir şey yapılamayacağını, fakat yapılanın ilaçlarla oynanan bir siyaset olup, bunun çok tehlikeli bir oyun olduğunu söyledi.

Sosyal mesafe faydasızdır.

Hodkinson sosyal mesafenin faydasız olduğunu belirterek, kısıtlamaların, kapatmaların neden olduğu hasarı önlemek için bunların derhal iptal edilmesi çağrısında bulundu.

Hodkinson ayrıca zorunlu tutulan maske kullanımının tamamen anlamsız olduğunu söyledi.

“Maskeler hiçbir işe yaramaz. Etkinlikleri konusunda hiçbir kanıt yok ” 

Kağıt maskeler ve kumaş maskeler sadece semboliktir. Çoğu zaman etkili bir şekilde giyilmezler bile. Bu tamamen saçma. Bu eğitimsiz insanları görmek – bunu aşağılayıcı bir anlamda söylemiyorum – bu insanların yüzlerine maske takmak için herhangi bir bilgisi olmadan sadece söylenene itaat eden lemmingler (kemirici bir hayvan) gibi dolaştığını görmek gibi. “

Doktor ayrıca, “pozitif test sonuçlarının klinik bir enfeksiyon anlamına gelmediğini” ve artık testlerin durdurulması gerektiğini, çünkü yanlış sayıların kamusal paniğe yol açtığını” belirterek, PCR testlerinin güvenilmezliğini de eleştirdi.

Hodkinson, Alberta eyaletinde 65 yaşın altındaki insanlar için ölüm riskinin “üç yüz binde bir” olduğunu ve bazı doktorların anlamsız söylemleri yüzünden toplumu bu denli kısıtlamanın “çirkin” olduğunu söyledi

Dr. Hodkinson , “Bu durum bu seviyelere ulaştığı için kesinlikle öfkeliyim, bu uygulamalar yarından tezi yok durmalı” dedi.

Okumaya Devam Et

Baştan Sona Komplo-3

Baştan Sona Komplo-3

.bu ‘salgın’, küreselcilerin; sağlık endişelerini ve ‘insan’ın sağlığı söz konusu olduğunda içine düştüğü çaresizliği kullanan ilk ‘DARBE’ girişimidir.. geçmişte küçük ölçekli denemeler olmuşsa da, bugün yaşadığımız dünyada insanları ‘ölüm’ korkusuyla taciz ve provoke etmek çok daha kolaydır!.

..ne olduğu belirsiz bir ‘test’!. (ki sistem dahili çalışan sağlıkçılardan bu konuda muhalif görüş alamazsınız.. mesleki kaygıları ağır basar!)..

..çok yakın zamanda ateşi 37 ve üzeri çıkanlar muhtemelen karga tulumba içeri alınacak!.

..hasta olduğu ilan edilen insanlar ‘veba’lı muamelesi görecek.. ki, başlamıştır..

Aşağıdaki görselde grip aşısı ve covid 19 ile ilgili oldukça aydınlatıcı bilgiler mevcuttur.. elbette henüz covid19 aşısı (27-09-2020 tarihi itibariyle) kullanımda değildir; ancak yaratılan bu korku ile, ‘büyük kalabalıklar’ın zaten eksik olan ‘sorgulama’ yeteneği de dikkate alınacak olursa.. artık önlerine ne konulursa (koldan-bacakdan-kıçtan-kafadan) itirazsız ‘aşı’ vurulacakları kesin!.

..ısrarlı ‘maske kullanımı’; ki artık faşist cunta yöntemleri de devreye girmeye başlamıştır; şimdi bu ve benzeri yöntemleri eleştirirken -ki benim kadar ‘iktidar’ karşıtı olmayın!. sadece yerel siyaset eleştirisi ile; ki yine en son Giresun valiliğinin aldığı, yürürken ‘sigara içme yasağı’ ilk bakışta çok ‘medeni’ ve ‘gerekli ve doğru’ gibi gelebilir.. ancak yasaklar bir kere konmaya başladı mı!. aynı kafanın yarın neyi yasaklayacağını kestiremezsiniz, tarih bu ve benzer örneklerle doludur!.  ‘bu kafa’ derken, ‘pandemi’ yani salgın bahanesi ile sadece bizde değil, Kolombiya dahil!. adını hiç duymadığınız Afrika ülkelerinde de, benzer yasak kararları alınmakta.. İngiltere ve Almanya dahil..

..iktidara muhalefet edeceğim diye; yine dünyanın her yerinde benzer halk kitleleri ve ‘büyük kalabalıklar’ küreselcilerin bu ‘büyük oyun’una gelmektedir!. bu ‘salgın’ mevzusu ‘iç siyasetin’ yani iktidarların çok tercih ettiği bir durum doğurmamıştır; çünkü ağır aksak ilerleyen sistemleri tümden felç etmiştir; hükümetleri, orta sınıf sermayeyi, küçük esnafı’ eğitim çağında olan.. ki utanmadan ve hiçbir bilimsel dayanağı olmayan ‘maske’ kullanımını 3 yaşındaki ‘bebek’lere dahi reva görmüşlerdir!. Tüm insanlara aynı havayı solutuyorlar (karbondioksit) ve yine utanmadan her devir ve her çağda olduğu gibi bu ‘garabet uygulmaya’ taraf olan ‘sistem köleleri’ (her meslekten ve her sınıftan) , her yerde ve ortamda ‘maskeni tak’!. ya da ‘maskeni doğru tak’ diye toplum polisliğine soyunuyorlar!. 

..-yukarıdan devamla- ..felç etmiştir; hükümetleri, orta sınıf sermayeyi, küçük esnafı’ eğitim çağında olan çoluk-çocuk, genç.. yaşlı ,65 yaş ve üzeri, neredeyse; yaşadığı için kendisini suçlu hissetmeye başlamış ve artık kendini bilmez bazılarınca da ‘aşağılanma’ ve ‘hakaretlere’ maruz bırakılmıştır; ki bu da yine dünyanın her yeri ve ülkesi için geçerli -bu bir iç siyaset malzemesi- değildir!. (birileri için söylüyorum, benim-bizim kadar mualif olamayın, ama mevzu bu değil; sonra size anlatacağım) 65 yaş ve üzerini şimdilik zatürre ve grip aşıları ile müthiş bir koruma kalkanına almış durumdalar; acaba diyorum bazen, haksızlık mı yapıyoruz!. aşılamalar can-hıraş bir şekilde yapılıyor; sanırım bizim içimiz fesat!. 

..biraz etrafımıza baksak, tüm dünya ülkeleri ‘sağlıklı’ insan kaynıyor.. hastalıklar bitmiş, kanser, Alzheimer, demans hepsinin kökü kurutulmuş, şu an tek sorun ‘kızamık’!.  

..bugün ‘WHO’ (dünya sağlık örgütü) şöyle bir açıklama yapsa; ”bugünden sonra halkın sağlığı söz konusu olduğu için herkesin ‘tasma’ takması mecburidir!” dese.. size; gelmiş-geçmiş tüm tanrı ve benzerleri adına yemin ederim ki, ‘böyle bir şey olabilir mi’ sorgusuna girmeden takacak ‘insan kalabalıkları’ mevcuttur!. medya ne derse o!. (İstanbul sözleşmesine ters düşmemek için yukarıdaki cümleme ‘tanrıçaları’ da eklemek isterim..) 

..mevzu yine aşı ve aşılanma konusuna geldiği için size ‘Vitamingiller’ sitesinde rastladığım bir yazı ve yazının sahibi ile ilgili bilgi vereceğim, yine siteden alıntı.. (yazıyı ayrıca yayımlayacağım) 

“İşte böyle. İnsanlar bu işin kolay olduğunu sanıyor, hele sağlıkçılar. Alay eder gibi bakıyorlar. İki arkadaşım var doktor Üniversite yıllarından tanıdığım. Saatlerce anlattığım halde ikisi de aynen şu cümleyi kurdular “ben tıp doktoru olarak aşıları tavsiye ediyorum” öne sürdüğüm argümanların hiçbirine karşı bile çıkmaya gerek duymadan. Oysa bu iş öyle kolay değil. Ben 5 yıl okudum uçak teknisyenliği yapabilmek adına. Oysa meslegimin 11. Yılında görüyorum ki okulda öğrendiklerim mesleğimi icra ederken öğrendiklerimin yanında yüzde 1’i bile değil. Sen tıp okulunda ne kadar immunoloji ye eğilmiş olabilirsin ki. Ben neredeyse iki senedir bu işi araştırıyorum. Neyse, doktorlara fakültede ne hapı iciriyorlarsa çoğu duyma yetisini kaybediyor onları bırakalım.

Eşim kızıma hamile iken başladı araştırmalarım. Halen devam ediyor. Uzunca bir süre kararsız kaldım. Kolay değil, doktorun ağzından çıkan hep aynı, ya çocuğun ölür veya sakat kalırsa ne olacak. Her anne babanın elini kolunu böyle bağlıyorlar. Yabancı doktorları da sürekli izliyordum ama sonuçta elle tutamadığınız insanlar yüzde yüz güvenemiyorsunuz. Sonrasinda Alişan Yıldıran beye rastgeldim. Her yazısını defalarca okudum. Allah kendisinden binlerce defa razı olsun. Artık rahat rahat kararımızı vermiştik. Eşim de zaten annelik içgüdüsüyle mi nedir, hiçbir araştırmamız yokken bile oğlumun aşılarını istememişti.”

 

Muhammet A. Peker (Beyfendinin eşi de yüksek lisans (iktisat) mezunu..)

..yukarıdaki bu notu fikriniz olsun diye paylaştım, çünkü yavaş yavaş hayatın gerçeği haline gelmekte olan ‘merkezi otorite’ -şimdilik WHO-DSÖ- yarın alacağı bir kararla nesillerin sağlığını koruma’ gerekçesi ile.. anne ve babanın çocuk üzerindeki tüm haklarından vazgeçmesi gerektiğini ‘önce tavsiye’ sonra da toplum sağlığı’nı öne sürerek tümden yok sayabilir!. emin olun olacak olan budur!.. 

..dikkatsiz ‘büyük kalabalıklar’, yavaş yavaş sıranın önce gençlere, ardından çocuklara gelmeye başladığının (getirilmeye çalışıldığının) farkında değil.. tarih boyunca da hiçbir şeyin farkında olmamışlardır!. (haçlı seferleri, emperyalizm, kölelik, misyonerlik, hayvan katliamları, savaşlar vesaire) Hep sonradan gelmiştir akılları başlarına; ancak geçmiş ile bugün arasındaki en büyük fark; artık geriye dönüşün olmayacağı.. hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, ya da geri döndürülemeyeceği zamanlara geldiğimizdir!. artık ‘kobay’ insandır ve değişimi.. hiç içime sinmese de ‘kaçınılmazdır!. ve insanlık ‘Bill Gates ve Elon Musk’ benzeri ‘psikopatlara’ (Bill Melinda Gates Vakfı’nın Afrika’da neler yaptığını, nasıl bir yıkım yarattığını, kendi adıma söyleyeyim yaklaşık 10-12 yıldır yazıyorum.. bugün bilip-bilmeden sokaktaki insanlar  Bill Gates ismi mırıldanıyorsa bunda az da olsa benim de payım vardır!. ancak mevzuya hakimiyetin sadece isim bilmek veya mırıldanmakla olmayacağını hepiniz bilirsiniz.. ancak bilip-bilmeden bu isimleri söyleyenlerin çokluğu ve cehaleti sizi yanıltmasın; siz daha derinine inin, gerçeği göreceksiniz!. gerçeğin sesinin nereden geldiğinin önemi yok; ya da kimin seslendirdiğinin.. bir ‘papağan’ bile tekrar edebilir bu ‘bilgi’yi ve bu durum’gerçeği’ değersiz yapmaz!.)

..bazen komplo, bir gerçek.. sizin gerçek sandığınız ise, komplo olabilir.. Bugün ‘medya’ dediğimiz oluşumlar, ‘sosyal medya’ dahil, haklıyı haksız,.. yanlışı doğru.. ya da benzersiz bir şeyi sizin için ‘benzer’ yapabilir..

..evde televizyon izlerken, kendinizi bir anda büyük bir bombalama olayının kaçan saldırganlarından biri olarak görebilirsiniz.. saklanın; muhtemelen ölü ele geçirileceksinizdir!. 

 ..kendinize şunu sorun, ‘yukarıda isimlerini verdiğim; ki sayıları binlerle ifade edilebilir.. neden ‘insan sağlığı’ ve ‘gelecekle’ bu kadar ilgililer.. daha odaklanmak isterseniz ‘Elon Musk’ denen ‘ruh hastası’nın fabrikalarında çalışan işçilerle yapılan röportaj ve sohbetleri okuyunuz.. yeni doğmuş çocuğuna matematiksel bir ‘kodlama’ ile isim veren bir ‘hasta’nın, bir de ‘Mars’ takıntısını ve altında yatan sebepleri düşünün.. demiri düşünün, ovaları, gölleri.. denizi düşünün.. bir de cennetten kovulma hikayesini.. yapay zeka ve ‘melek’ diyalektiği üzerine düşünün.. transhumanizm, üstün insan ve her şeyin insan için yaratıldığı üzerine.. ateizm.. ya da tersten ‘vaat edilen topraklar’ miti üzerine..

 Alman virolog Stefan Lanka’yı bilenleriniz olabilir; biz, bilmeyenler olabilir düşüncesinden hareketle devam edelim.. Vitamingillerden konu ile ilgili makaleden bir alıntı yapalım, daha anlaşılır olması bakımından..

 

2017 yılında Alman virolog Stefan Lanka’nın olağanüstü bir çabayla ta Anayasa Mahkemesi’ne kadar götürdüğü ve sonunda kazandığı davayı hatırlarsınız. Lanka burada, kızamığa yol açanın virüs filan olmadığını ve hatta ortada kızamık virüsü diye bir şey de olmadığını kanıtlamıştı. Lanka şu an hummalı şekilde çalışarak, kaleme aldığı makalelerde (İngilizce’ye çevrilmiş hali, “The Misconception Called Virus”) anaakım bilimin yaptığı çıkarımların nasıl yolunu fena halde şaşırmış olduğunu, hatta bunların çıkarımdan ziyade varsayımlardan ibaret olduğunu, hastalık yapma kabiliyeti (patojenisite) bile olmayan gariban virüsün nasıl yersiz yere şeytanlaştırıldığını anlatıyor.

vitamingiller.com

ve Stefan Lanka şimdiki ‘salgın’ (pandemi) uydurmacası ile ilgili şu yorumu yapıyor;

“Ölü doku ve hücrelere ait partiküllerden birtakım moleküller alınıyor, virüse ait parçacıklar bunlar diye yanlış yorumlanıyor, bu parçalar sonra tamamen teorik bir şekilde birleştirilip ortaya bir virüs modeli çıkarılıyor … Kızamık “virüs”ü için neyin ne olduğu, hangi molekülün virüse ait hangisinin olmadığı üzerinde uzlaşıya varabilmek camianın onyıllarını almış, uzun yıllar boyunca görüşme ve tartışmalar devam etmişken, bu yeni oluşumlu dedikleri Çin Koronavirüsü 2019 (2019-nCoV) üzerinde mutabakata varmaları fareyle birkaç tıktan öteye geçmemiş gözükmektedir.

Bugün salt bir iki fare tıkıyla bilgisayar programı size, ölü doku ve hücrelere ait nükleik asit parçacıklarının moleküllerinden istediğiniz biyokimyasal kompoziyona sahip virüsü yaratabilir. Bunları dilediğiniz aranjmanda birbirine ekleyip daha uzun bir genotip oluşturabilir, sonra da bakın işte yeni virüsün komple genomu budur, diyebilirsiniz … “Virüs DNA’sı”nın bu şekilde tamamen teoriye dayalı inşaatı çıkılırken, yapıya uymayan sekanslar (gen dizileri) ordan burdan kırpılıp “düzlenir”, eksik-gedik yer varsa, oralar da dolduruluverilir. Alın size hiçbir zaman bulunmamış, bir bütün olarak bilimsel manada mevcudiyeti ortaya konulmamış, gerçekte var olmayan, fakat imal edilmiş bir DNA sekansı.”

Stefan Lanka

Alman virolog

..”Tabi tüm bu bilgileri okurken, tümden kabul veya ret meselesi değildir mevzu.. önemli olan dış etkenlerden -medya-siyaset- soyutlanmış bir şekilde doğru fikre ulaşmak olmalı amaç.. mesela salgının başladığı varsayılan günlerin en önemli konularından olan ‘5g’ konusundan nasıl bu denli uzaklaşıldığı ayrıca düşünülmeli.. toplu hayvan ölümleri, göç yollarını şaşıran kuşlar, böcek ve arı türlerinin yok olması.. ilk başlarda video görüntülerinde yer alan ani ölümler ve yine ‘5g’ ilintisi.. ki hazırlanmakta olan ‘6g’ alt yapısından bahsetmek bile istemiyorum..

Yine büyük bir ilerleme olarak lanse edilen ‘6g’ teknolojisi ile ilgili basında yer alan bir haberden alıntı yapalım: ”6G teknolojisinin planlanması, danışmanlığı ve önemli meselelerde öneriler getirmekle sorumlu olan ekip, 6G’nin kullanıcılarına 5G’den yaklaşık 100 kat daha hızlı internet sunacağı görüşünde.”

..100 kat!. işte bunun adı ‘ilerleme’ oluyor; oysa ‘pozitif’ anlam yüklenen ilerleme hadisesi, şayet gerçekçi bir bakış açısı ile geçmişten bugüne incelenecek olursa.. dillere pelesenk olan ‘yaşam kalitemiz yükseldi’,’hız’landık, ‘daha da hızlanacağız’.. ya doğaya verdiğimiz zarar ve bu zararın bize dönüşümü ve ödeteceği bedel.. ki ödemeye şimdiden başladık!. 100 kat hızlı!. artık ‘yaşam kalitemiz’in nasıl artacağına siz karar verin!.

..ikiye bölünmüş olan ‘büyük kalabalıklar’ın bir kısmı ‘dogma’ üzerinden yol alırken.. diğer kısmı sırf ‘dinci ve muhafazakar’ hegemonyadan kaçmak-kurtulmak için ‘küreselci düşünce’ ve tuzaklarına yem olduğunun farkında değil.. bu ‘salgın’ fikri ve uygulaması ‘küresel dikta rejimi’nin öncülerince kurgulanmış ve diğerlerinin aksine bu kez ‘bilim’i arkalarına almışdır!. elbette bu ‘bilim’ tarifinden ne anladığınızla çok ilintili bir mevzu.. dünyanın her yerinde, yine yukarıda bahsettiğimiz gibi; tüm ‘ilerleme’mize karşın her beş binadan neredeyse biri ‘hastane’ olmuşken (endüstriyel sağlık)-(ya da daha anlaşılır olması bakımından ‘müşteriye ihtiyaç duyan ticarethane).. her doğan bebeğin yüksek bir yüzde oranı ile ‘allerjik bünye’ye sahip olması.. kalp ve damar hastalıklarının neredeyse yirmili yaşlara indirgendiği günümüzde.. (epey ilerlemişiz ama..)

..yine ‘kadın hakları’ hassasiyetiyle; neredeyse ‘dişi’ nüfusun yarıdan fazlasının ‘antidepresan’ bağımlısı (müşterisi) olması.. erkek nüfusunun düşen ‘sperm sayıları’.. (bunlar hep ilerleme.. gittikçe hızlanıyoruz.. etrafımız hız manyaklarından geçilmiyor.. Elon Musk gibi..)  Buradan hareketle, ‘zeka’nın her zaman iyiye.. ya da doğru olana meyl edeceği diye bir düşüncenin de, doğru olmayacağını bir ‘kuram’ olarak sunmak isterim..  geçmiş ve kendi içinde ön-görülebilir bir gelecek tasavvuru olan yine geçmişin bugüne olan dayatılmış tarihinde görüyoruz ki; hasta ruhlu dehalar, bütün bir insanlığı felaketlerden felaketlere sürükleyegelmiştir.. ancak dün ile bugünün bir farkı var; o da, artık geriye döndürülemeyecek etkiler yaratabilecek ‘negatif’ bir kıvamdayız.. ilerleme kıvamımız bu!. bu gidişata karşı çıkacak olanların, illa da; ‘binalar çoğaldı, zinalar çoğaldı’ mitsel düşüncesinden hareketle birilerinin kucağından kaçarken, diğerlerinin kucağına düşmesi anlamına gelmez.. ‘üçüncü bir yol’ her zaman vardır!.

..demem o ki, küreselcilerden kaçarken dincilerin.. ya da dincilerden kaçarken küreselcilerin kucağına düşmeniz gerekmiyor.. kendi ‘özgün’ düşüncenizle, kendi özgün dünya görüşünüzü oluşturabilir.. illa da bir ‘taraf’ olmadan.. ya da ber-taraf olmadan, kendi tarafınızda.. insanlığın tarafında yer alabilirsiniz.. bilimden; ancak ‘gerçek bilim’den taraf olabilirsiniz; elbette bir şeylere inanabilir, kutsal sayabilirsiniz; bu ‘bizim’ aynı tarafta olmamamız için bir gerekçe değil!.

Doğanın mucizesi ‘insan’ için ve diğer tüm canlar için.. ya da yaratıcınızın mucizesi insan için.. doğa için, ‘doğal’ olan her şey için.. biraz ‘yavaş’!.

Hız öldürür!.

..siz yeter ki buzdolabınızın kapısını ‘ben açabilirim’ deyin.. 

..ya yüzümüzü ‘doğa’ya çevireceğiz, ya da ‘doğa’ bizden yüz çevirecek!.

 

cem yağcıoğlu  27-09-2020  

edebiyatgazetesikritik eşik

Vitamingiller ailesine ve ayrıca Asena Devlet’e teşekkürlerimle, katkılarından dolayı..

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

Son haberler

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir: Covid'den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca GerekçelerKanadalı Hekimler Suskunluğunu Bozuyor Dr. Stephen Malthouse – British Columbia Giriş Covid'den neden korkmamamız gerektiği ile...

KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI? ALMAN MI, ÇİNLİ Mİ?

- Prof.Dr. Alişan Yıldıran Bu yazıyı dün arzetdiğimiz ‘Aşı ve antikor bağışıklık anlamına gelmez’ başlıklı yazımıza zeyl olarak yazmak iktiza etdi (1). Daha evvel söylediğimiz gibi bir makaleyi bihakkın mütalaa etmek saatlerce sürebilir, hatta tamamına vâkıf...

AŞI ve ANTİKOR BAĞIŞIKLIK ANLAMINA GELMEZ!

Çocuk İmmünoloji-Allerji Uzmanı, Prof.Dr. Alişan YıldıranAllah Teâlâ ARK hocada razı olsun, sayesinde, hem hadiselerden haberimiz oluyor, hem de bizim erişemediğimiz yerlere münasib cevapları, münasib şekilde veriyor (1). Üzücü olan husus şu ki, memleketimizin...

Corona Sürecindeki Hikayelerine Talibiz

Bizimle konu hakkındaki her türlü duygu, düşünce ve yorumunu paylaşarak bu platforma sen de katkı sağlayabilirsin.

Bize Katıl

Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri konusunda destek olmak ya da kendi alanın çerçevesinde paylaşımlarımıza katkı sağlamak istersen, bize yazabilirsin.

Bizi takip et

Güncel paylaşımlardan haberdar olmak ister misin?

Baştan Sona Komplo-2

Baştan Sona Komplo-2

..elbette, ‘baştan sona komplo’ derken; şimdiki zaman -bugün- yaşananlar, ya da insanlığa yaşatılanlar bakımından, konunun hiç de hafife alınacak bir yanı olmadığını söyleyelim.. yani ‘salgın’ bir gerçektir ve hızla yayılmaktadır, cepte bir söylem.. benim/bizim başından beri ve hatta senelerden beri karşı çıktığımız iki husus vardır; birincisi, her şeyin doğal yollardan geliştiği.. yayıldığı yalanı (aids, ebola, sars, mers, kuş gribi, domuz gribi vesaire..).. ikincisi ise; hangi şartta olursa olsun, ‘bize-bana bir şey olmaz’ cehaleti ile.. gerçeği arayışların bir birine karıştırılıyor olduğu..

..bu elbette bilinçli yapılıyor!. yani ‘gerçek’leri komplo!. komploları ise, ‘gerçek’ kıvamında sunuyorlar halka. Bugün insanlığın ‘doğru bilgi’yi, konu ne olursa olsun medyadan alması mümkün değildir; ancak internet ortamından ‘doğru bilgi’ye erişmek de sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü bol miktarda asılsız ve yanıltıcı ‘bilgi’ yanında, maksatlı, yönlendirici ve hatta, ilk bakışta ‘doğru’ algısı yaratan pek çok yayın ve paylaşım vardır. Her kesimden insanın, yeri geldiğinde her seviyeye hitap etmeyen yayını aynı anda okuması, ve farklı çıkarımlarda bulunarak paylaşıyor olması da, ayrıca bam-başka bir kirlilik ve kafa karışıklığı yaratmaktadır. Sosyal medyada ‘öjeni’ konusunu işlediğim bir paylaşıma, belli ki bazı paylaşımlar neticesinde ulaşan bir kişi, aslında yaşlılara saygılı oldukları ve onları düşündükleri için biraz sert çıktıklarından bahsediyor ve neden bir iki vaka için milleti suçluyorsunuz, diyordu.. oysa yazı bam başka bir şeyden bahsediyordu. Baktım bu yoruma ‘orantısız’ karşı çıkış (yazıyı anlamadığı konusunda) cevaben başka yorumlar yapılıyor, yorumu sildim..

..bilmeyeni.. ya da ilgi alanı bakımından konuyu anlamayanı eleştirmek.. hele hele kalabalık içerisinde, bence çok doğru bir davranış şekli değil.. elbette, fazlaca anlamadığı bir konu üzerine ‘yorum yapma’ ihtiyacı duymak da..

Gelelim ‘corona virüs’ mevzusuna, okumayanlar için aynı isimli birinci yazının okunmasını, bu yazının sağlıklı anlaşılması için öneririm. Yazının birinci bölümünde mealen dediğimiz şuydu; sorgulama, ‘neden’ sorusunu sorma yetisinden uzaklaşan -uzaklaştırılan- insan, sistem ve medyanın ‘orantısız’ korku ve panik yaratma sürecine ortak edilmişti!. oysa bize çocukluktan beri öğretilen bir ‘gerçek’; olağanüstü durumlarda veya her hangi bir kriz yönetimi ihtiyacında ilk yapılması gereken şeyin, ‘sakin kalabilmek’, ‘paniğe kapılmamak’ olduğu idi!. oysa bugün ‘WHO’ (Dünya Sağlık Örgütü), tüm hükumetler, yazılı ve görsel tüm medya organları, provakatif sosyal medya fenomenleri akla zarar bir biçimde insanlığı korku ve paniğe sürüklüyor ve doz, günden güne arttırılıyor!.

..ve sözüm ona ‘yaşlı nüfus’ korunma bahanesi ile tüm hakları ellerinden alınarak, yeni yetme ergenlerin şamar oğlanına dönüştürülüyor.. alaya almalar, aşağılamalar; bunlar elbette şu an için bilinçli davranışlar olarak değerlendirilemez; ancak küresel sermayenin uzun zamandır belli yaşın üzerindekileri sisteme birer yük olarak gördüğü herkesçe malumken, uzun vadede ve ‘bilim’in arka bahçesinde her devir ve zamanda yer almış olan ‘karanlık düşünce’ ÖJENİ’yi görmezden gelemeyiz.. ne tesadüftür ki; bu ‘virüs’ daha ziyade yaşlı ve hastalıklı olan kişileri hedef alıyor. Tesadüfe bakar mısınız!. öjeni ile ilgili kısa ‘not’uma yorum yapan değerli bir okuyucunun yorumunu bu vesile ile sizlerle tekrar paylaşayım.. benden çok daha iyi ifade ettiğini belirterek;
”Yaşlı insanlara kendilerini suçlu hissettirecek şekilde davranışlar ortaya çıkmaya başladı. Yanlış şeyler oluyor. Sağduyunun korunması lazım. Yoksa ortaya çıkacak sonuç virüsten daha fazla zarar verir.”

..bu elbette bazılarının zannettiği gibi sadece bizde gözlenen bir durum değildir; küreselleşen dünya dedikleri ‘büyük köy’de, artık insanlar; aynı şeye gülüyor, aynı şeye hüzünleniyor, aynı endüstriyel yiyecek ve içecekleri tüketiyor, aynı kıyafetleri giyiyor, aynı tip erkek ve kadından hoşlanıyor -çoğaltılabilir- ve davranış şekilleri de fazlaca benzer.. çaydanlık boyutunda kupalarla kahve içmeler.. Yeni Delhi’de de aynı, Los Angeles’da da..

..dolayısı ile bir iki videolu haber ile aynı ‘algı operasyonu’na uğramaları ve aynı tepkiyi vermeleri de bundandır.. yani ‘SYSTEM’ son elli yıldır iyi çalışmış, ‘eğitim’ ve ‘sağlık’ sistemine yaptığı yatırımın karşılığını almıştır; en azından bu son ‘salgın’dan elde ettikleri veriler, tüm bunları doğrulamakta..

..artık ‘aşı’ karşıtlığı büyük oranda kan kaybedecek, itiraz edenler ciddiye alınmayacaktır..

..her hangi şüpheli bir durum karşısında, yine aynı medya organları vasıtası ile; ”virüsün doğal olmadığını söyleyen komplocular halkı yanıltma peşinde, bakınız -bilmem ne bilim dergisinde- bugün yayınlanan makalede, virüsün tamamen doğal olduğu ve dışarıdan müdahale olmadığını söyleyen bilimsel bir makale yayınlandı”!. Sistem artık fazlaca bir detaya girmeden, tek merkezden istediği her şeyi; yine insanın ‘güvenlik’ ve ‘sağlık’ endişelerini kullanarak bu kez çok daha kolay bir biçimde hayata geçirmiştir!. Benim fikrim, bu denli ‘ikna oluş’, onların da beklediği bir durum değildi.. zannımca ‘korku’ ve ‘panik’in bu denli körüklenmesi bundandır..

..yoksa bahse konu olan virüsün bu hızlı yayılışı, ancak yaratılan bu korku ve panikle mümkündü.. görsel medyaya dikkat ediniz, -tüm dünya- halkı ‘sağduyu’lu olmaya çağırırken bile, sıradan her insanın paniğe kapılmasına yol açacak görsel ve anlatımlar arka planda yer almakta.. bu bile, ortada ‘doğal’ olan hiç bir şeyin olmadığının, en basit kanıtı olsa gerek.. ki bu konuda pek çok video ve anlatım dolaşmakta, muhtemelen bu yazıyı okuyanların pek çoğundan haberi vardır. Fransa’da bazı sağlıkçıların şimdiki sağlık bakanının, yine Vuhan’la olan -eşi vasıtası ile- bağlantısı üzerine suç duyurusunda bulunmaları.. Sonra yine Fransızların Çinlilerle birlikte Vuhan’da bir P4 laboratuvarı inşa etmeleri (P4 En yüksek biyolojik güvenlik seviyesi olan).. bu ve benzeri kaynak aktarımları, ne denli gerçekçi ve emek ürünü olsa da, araya sıkıştırılan -maksatlı- bazı basit ve bazen alaya konu olan diğer paylaşımlar neticesinde gözden düşürülerek..

..daha doğrusu ortada olan bir ‘gerçek’in etrafına yüzlerce yalan sıkıştırılarak, insanların doğru ve gerçeğe ulaşması imkansız hale getirilmektedir.. acı olan budur!.

Olayın ekonomik boyutu elbette var; daha doğrusu zaman içerisinde pek çok yorum ve açılım bu yönde olacak; ki doğrudur.. dijital devrim çok yakında insan hayatı ve yaşam biçimini önce ekonomik açıdan, daha sonra da emek-sermaye ve üretim ilişkileri bakımından kökten değiştirecek, zayıf, hasta, yaşlı nüfusun daha fazla taşınamayacağı fikri pek çok yan faktörle birleşerek, ‘biyolojik devrim’ -belki anlaşılması şu an için güç olsa da- yani demem o ki; gdo-gmo (tarım ve hayvancılık alanındaki gen suikastları) benzeri müdahaleler -aşının dışında- insan dna’sına da uygulanacaktır. Bugün yaratılan durumun insan üzerinde yarattığı korku ve endişeyi baz alacak olursak, bu ‘komplo’dan çok daha büyük ve çok daha vahim oldu bittilerle, insanoğlu ve de kızı her şeye razı edilecektir!.

mottoları; ..yoksa ölürsünüz!. olacak..

Ekonomik boyutu aslında çok açık, Çin’li elektronik devi Huawei 5G alt yapısı özelindeki çalışma ve alt yapıları ile abd’ye sanılandan çok daha büyük bir fark atmış, neredeyse telekomünikasyon alanında rakipsiz hale gelmişti.. ki halen öyledir. sözüm-ona küreselcilerle savaştığı yanılgısı yaratılan Trump denen karikatürün, bu firma ile olan hukuk tanımaz (tabi ki küresel ticaret hukuku) savaşını bilmeyen yoktur.. ve ne tesadüftür ki, Huawei’nin merkezi Shenzen ile Vuhan arasındaki mesafe de, Çin’in yüz ölçümü baz alınacak olursa, hiç de uzak sayılmaz..

Bütün devlet başkanlarının neredeyse benzer tepki ve önlem arayışında olduğu, muhtemelen çoğunluğun dikkatini çekmiştir. Neredeyse her ülkede bir kaç ‘ünlü’ ya da siyasetçinin test sonuçlarının ‘pozitif’ çıktı haberleri ya da.. olağan-dışı durumun ‘halkla ilişkiler’ -PR- boyutu müthiş çalışıyor.. Bütün devlet başkanlarının -neredeyse tümü- nüfusun yüzde yetmişi ‘enfekte’ olacak söylemi, ve bu söylemi sorgulama gereği duymayan ‘büyük kalabalıklar’!. belki size tuhaf gelecek ama, herkesin bir şekilde bu virüse yakalanacağı fikri, enteresan bir şekilde kabullenildi.. sıradan bir şey gibi.. ‘corona mı’?. ‘ha, bende yokta, bizim biraderde var.’ gibisinden..

..düşünsenize, insanlığı tehdit ettiği söylenen bir ‘vaka’, mizah konusu oldu!. o derece kanıksandı yani.. PR derken bunu kastediyoruz. bu sonuçlar alındıktan sonra, zannımca diğer operasyonları daha öne çekebilirler.. emin olun, onlar bile bu denli hızlı bir kabulleniş beklemiyorlardı!.

..en az bizim kadar şaşkınlar..

İnsanlar, biliyorsunuz algı ve geliştirilebilir zeka bakımından pek çok farklılık gösterir; zeka geriliği ya da ileri zeka anlamında değil.. aynı filmi izleyen insanların bazıları, ‘hayatımda izlediğim en iyi film’ derken, bir diğeri, ‘zamanınız varsa izlenebilir’.. bazıları da, ‘tamamen zaman kaybı’ şeklinde yorumlarda bulunabilir.. işte ‘yaşlı nüfusun’ hedef alındığı söylendiği zaman da.. kendi babası zannedenler olduğu gibi, biraz daha olgun fikirlisi, şu an yaşayan yaşlı nüfusun kast edildiğini düşünür..

..işte bu farklılıklar sosyal medyada her alana girip yorumlar yaparlar, İsrail, derler.. Amerika.. illuminati.. biraz daha gelişmişleri, Rockefeller, Melinda vesair, Sharp gibi.. elbetteki bu kelimeleri kullanmak insanları daha bilgili göstermez; ama bazıları gerçekten öyle sanıyor.. bir de Soros tabi..

..yaşlı nüfusla ilgili, bir üstten devamla, oysa kast edilen ilerleyen günler ve nesiller açısından uygulanan bir programın, şimdilik çalışılan, denenen ‘PR’ıdır.. alınacak sonuçlara göre, sonraki çalışmaların zaman ve coğrafya takvimi, şiddeti belirlenecektir, gibi..

..tıpkı Ergenekon sürecinde her gün yinelediğimiz gibi, ‘bir günde devrim olmaz, devrim bir süreç işidir’ misali.. insanın ‘dna’sını da bir günde bozamazlar, bu da benzeri bir süreç gerektirir; ancak düşünen ve sorgulayan beyinler için şu bir gerçek, domatese, çileğe yaptıklarını, bir gün insana da yapacaklardır!. ve enteresan olan, bunu insanı ‘ikna’ ede ede yapacak olmalarıdır..

Birinci yazıda söylemiştim; ancak önemli olduğunu düşündüğüm için yinelemekte fayda görüyorum.. ..insanları iki şekilde etkisiz hale getirebilirsiniz; birincisi, ‘güvenlik zafiyeti yaratarak!. ikincisi ‘sağlık’ endişesi yayarak!. 

Güvenlik zafiyetini uzun yıllardır yaratılan ‘terör’ vasıtası ile yaşıyoruz; ki ‘işid’ bu işin ‘pik’ noktası idi ve daha ileri boyutları için de hazırlıklı olunmalı.. en basitinden ‘drone’lu saldırılara hazır olun!.

Bu Corona vakası da; aslında, ‘biyolojik terör’ün 11Eylül’ü sayılabilir.. artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.. bunu ‘onlar’ da söylüyor zaten.. ‘kritik eşik‘tesiniz!. Bundan dört yıl önce ‘edebiyatgazetesi’ni kapatıp yeni bir isimle yola çıktık, ‘Kritik Eşik’!. bu isimde karar kılarken, gerçekten de kritik bir eşikte olduğumuzun farkındaydık..

..şunu hiç bir zaman unutmayınız, Galileo, ‘Dünya yuvarlaktır’ dediği zaman, Dünya’nın yuvarlak olduğu ‘komplo teorisi’ olarak algılandı!. bugün ise gerçeğin ta kendisi.. -tam yuvarlak değil tabi-.. bugün ‘komplo teorisi’ adı altında binlerce video, milyonlarca yayın elbette var; ancak aralarında yatan ‘gerçek’lere sırtınızı dönmeyiniz.. insan bu hataya düşerse, bir daha ‘gerçek’le yüzleşmesi imkansız olacaktır!.

..çünkü;

..gerçek, inanılması en zor seçenektir..

Sistemin sizi ‘ikna’ etmesine müsaade etmeyin.. bir kere ‘ikna’ olursanız, çocuklarınız yerine de karar vermiş olacağınızı unutmayın!.

Ben kızıma ‘çileğin kokusu’nu anlatıyorum; o benim aldığım tadı alamadı çünkü.. umarım bir gün o da çocuğuna, ‘özgürlük’ün nasıl bir şey olduğunu anlatmak zorunda kalmaz!..

..insanlar bilmedikleri bir şey için ‘savaş’mazlar!. bizi ‘sonsuz faşizm’e ‘ikna’ etmeye çalışıyorlar!. ‘ikna’ olmayın!..

Sağlıkla kalın..

Kaynak: 

http://kritikesik.com/2020/03/24/bastan-sona-komplo-2/

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

Son haberler

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir: Covid'den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca GerekçelerKanadalı Hekimler Suskunluğunu Bozuyor Dr. Stephen Malthouse – British Columbia Giriş Covid'den neden korkmamamız gerektiği ile...

KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI? ALMAN MI, ÇİNLİ Mİ?

- Prof.Dr. Alişan Yıldıran Bu yazıyı dün arzetdiğimiz ‘Aşı ve antikor bağışıklık anlamına gelmez’ başlıklı yazımıza zeyl olarak yazmak iktiza etdi (1). Daha evvel söylediğimiz gibi bir makaleyi bihakkın mütalaa etmek saatlerce sürebilir, hatta tamamına vâkıf...

AŞI ve ANTİKOR BAĞIŞIKLIK ANLAMINA GELMEZ!

Çocuk İmmünoloji-Allerji Uzmanı, Prof.Dr. Alişan YıldıranAllah Teâlâ ARK hocada razı olsun, sayesinde, hem hadiselerden haberimiz oluyor, hem de bizim erişemediğimiz yerlere münasib cevapları, münasib şekilde veriyor (1). Üzücü olan husus şu ki, memleketimizin...

Corona Sürecindeki Hikayelerine Talibiz

Bizimle konu hakkındaki her türlü duygu, düşünce ve yorumunu paylaşarak bu platforma sen de katkı sağlayabilirsin.

Bize Katıl

Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri konusunda destek olmak ya da kendi alanın çerçevesinde paylaşımlarımıza katkı sağlamak istersen, bize yazabilirsin.

Bizi takip et

Güncel paylaşımlardan haberdar olmak ister misin?

Baştan Sona Komplo

Baştan Sona Komplo

Corona virüs salgını mı, yoksa salgın vasıtası ile yaratılan ‘panik’ havası mı daha tehlikeli.. ya da salgın gerçekten kendiliğinden mi başladı; yoksa gözlerden uzak bir plan dahilinde ‘enfekte’, yani enfeksiyon bulaştırılmış insanlar vasıtası ile mi yayıldı?. Enfekte olmuş insanlar diyorum; zira başlangıç aşamasında aniden yere yığılan insan videolarını hatırlarsınız.. bilim-kurgu film sahnelerinden enstantaneler..

Bahse konu olan corona, belki bilmeyenler olabilir diye yazalım; oldukça kalabalık bir virüs ailesidir. hayvanlar arasında daha yaygındır, ‘zoonotik’, yani hayvanlardan insanlara bulaşabilir; ki iddialar da bu yöndedir. Yani sanıldığı gibi yeni değil, ya da çok da bilinmeyen rastlanmayan bir tür değil, yaratılan ‘algı’nın aksine..

..uzaydan gelmiş olabileceğini iddia eden ‘dangalak’ların dediği gibi, ‘sır’lık bir durum yok ortada.. işte bu bir ‘komplo teorisi’dir!.

..ancak hatırlayanlarınız olacaktır; bir süre önce Microsoft’un kurucusu ‘melek’ insan Bill Gates’in ‘hayır işlerine’ daha çok zaman ayırmak için sahibi olduğu şirketten istifa etmesi ve benim-bizim bu istifayı yeni bir ‘komplo’ geliyor diye yazmış olmamız ise, bir ‘komplo teorisi’ değil!. gerçeğin.. ya da niyetin ne olduğu ile çok ilgilidir!. daha önce de yazmış ve iletmiştik, sevgili Bill Gates’in ‘ted’ konferansındaki konuşmasından bazı bölümleri, şu kısacık cümle bile yeterlidir ‘anlama sorunu olmayan’lar için..;
“Dünyada 6,8 milyar insan var ve bu rakam 9 milyara doğru çıkıyor. İyi bir aşılama programı ve sağlık hizmetiyle bunu (nüfusu) %10-15 azaltabiliriz.”

Dünyada ‘aşı’ karşıtlığının yükseldiği günümüzde, ‘corona virüs’ aşısının bulunması için ‘dua’ eden insan manzaraları.. ‘bir an önce bulsalar da kurtulsak’ yakarışları ve daha pek çok beklenti içine sokulan insanoğlu.. ya da kızı.. yani daha düne değin ‘aşı’ ve türevi pek çok sağlık ürününe şüphe ile yaklaşan büyükçe bir kalabalık, artık ‘aşı’nın aslında nasıl da vazgeçilmez bir yöntem olduğu konusuna ikna olmuş durumda!.

..bu ‘başarı’ değil de nedir!. verilen, ya da verilmek istenen ‘mesaj’ çok açık; ‘her şekilde bize muhtaçsınız!. ya da ‘siz kim oluyorsunuz da, aşı konusunda kafa karışıklığı yaratıyorsunuz!’ gibi..
madem öyle; ‘o zaman öpüşmeyeceksin!’, ‘sinemaya, tiyatroya gitmeyeceksin!’, ‘maçlara, diğer etkinliklere katılmayacak, kısaca eve hapis olacaksın!’..

..’ha bir de, biraz daha zorlarsanız, çocuğuna da sarılamayacaksın!’.. o halde, ‘aklınızı başınıza alın, aşınızı olun!’.. meali..

..yine de karşı çıkanlar olursa, cahaletle, ‘statüko’cu olmakla, hatta daha ilerisi, ‘ahmak’ ve ‘bilim’ düşmanı olmakla suçlanacaktır.. ki benzer tepkileri en yakınlarımızdan bile almıyor değiliz!.

Bu işin sadece bir yüzü; artık ‘aşı’ karşıtlığı toplumsal bir taban bulamayacaktır!. gerçi bu cümle çok doğru değil; zira mevzu ‘aşı’ düşmanlığı değil, ‘aşı’ adı altında piyasaya sürülen materyallerin ‘içeriği’ ile ilgilidir.. yani sanıldığı gibi, ya da lanse edilmeye çalışıldığı gibi; kimsenin ‘aşı’ karşıtı olduğu falan yok!. Bill Gates’in yukarıda verdiğimiz sözünü yinelersek eğer; ”
“Dünyada 6,8 milyar insan var ve bu rakam 9 milyara doğru çıkıyor. İyi bir aşılama programı ve sağlık hizmetiyle bunu (nüfusu) %10-15 azaltabiliriz.”

..inançlılar fikri ile ‘tanrıyı oynamak’!. ya da benim-bizim fikrimizle, ‘doğa’nın ırzına geçmek’!. hangi yetki, ya da ‘irade’ ile bu fikri hayata geçirme peşindeler!. ya da kimin yaşayıp, kimin öleceğine karar vermek!.

..elbette corona virüs aşısı da çok yakında bulunacak (baştan beri olmadığına inanalar için); ancak insanların bu yaratılan panik ve kaos ortamı vesilesi ile dikkatinden kaçırılacak olan şudur; bu ‘aşı’ vasıtası ile elbette salgını kontrol altına alacaklar, lakin yine bu ‘aşı’ içeriğinde bulunan ‘diğerleri’ ile neyi ‘enjekte’ edecekler!. emin olun yaratılan bu korku ile, kimse ‘aşı’ları ve içeriklerini sorgulama gereği duymayacak!. sorgulamaya kalkanları da, modern tıp karşıtı olmakla suçlayıp ‘kalabalıklar’ içinde eriteceklerdir!. dedim ya, bu işin bir yönü..

Çok yönlü bir ‘operasyon’ bu.. ve oldukça da başarılı sonuçları olan bir operasyon..

..insanları iki şekilde etkisiz hale getirebilirsiniz; birincisi, ‘güvenlik zafiyeti yaratarak!. ikincisi ‘sağlık’ endişesi yayarak!. Güvenlik endişesi ile her yerin kameralarla donatılmasına ses çıkarmayan insan; ki faydaları saymakla bitmez!. en azından küçük hırsızları yakalarsınız!. meali..

..’ya büyük hırsızlar?’..

..onların, kameraları kuranlar olduğundan habersiz yaşamak!.. ne güzel.. ve ‘güvenlik endişesi’ istismarının gelecekte.. hem de yakın gelecekte varacağı boyut; yatak odalarına değin girecek olan kameralardır!. tüm çıplaklıklarını ve sevişme görüntülerini (cloud computing) ‘bulut‘lara yükleyenlerin itiraz edeceğini düşünmüyorsunuz sanırım!. (modern embesiller)..

..ya da sevdiklerinin ‘sağlık’ları ile sınanmak!. istersen o ‘aşı’yı yaptırma!. çocuğunun geleceği ile sınanmak!.

Çoğu defalar dile getirdiğim gibi, ‘büyük kalabalıklar’ akla aykırı pek çok şeye büyük bir oranla bağlanır ve inanırken; çok basit ve akla yatkın pek çok şeye inanmakta güçlük çeker!. ‘WHO’ (Dünya Sağlık Örgütü) nün ne denli ‘şaibeli’ bir kurum olduğunu ‘Tezgâh’ isimli kitabımda, küçük bir bölümde olsa dahi, ‘kuş giribi’ bahsi ile yazmıştım.. işte bu corona virüs bahsini de, aynı bağlantı ve ilişkiler ağı ile eşitleyebilirsiniz..

WHO‘nun, yani Dünya Sağlık Örgütü‘nün genel sekreteri Tedros Adhanom‘un mart 2019 yılında yaptığı konuşmanın bir bölümünde;
“Hayvanlardan insanlara bulaşan ve potansiyel olarak küresel bir salgına neden olacak yeni bir grip virüsü tehdidi her zaman mevcuttur.”

Aslında bu ‘salgın’ın hiç de yabancı olmadığını, ve sandığınızdan daha tanıdık olduğunu şu şekilde de açıklamak mümkün; ki bilindik medya ve türevlerinde bu bilgilere ulaşmak mümkün değildir.. öyle ki; 2002 yılında yine Çin’de ortaya çıkan ve ‘sars’ olarak da bilinen Şiddetli Akut Solunum Sendromu da, aslında bir corono virüs salgını idi!. Covid-19 türü virüs salgını.. o salgında da en çok etkilenen yine yaşlılardı..

Yine yukarıda söylediğim gibi, bu salgının çok yakında biteceğini rahatlıkla ve konu hakkında bir uzman olmamama rağmen söyleyebilirim.. ancak bu ‘deneme’lerin.. ‘deneme’ler diyorum; çünkü bu boyutlarda yaratılan ‘küresel salgın’ düzeyinde ölüm oranlarının ‘düşük’ oluşu; ihtimaldir ki, gelecek salgınlar için ‘piar’ niteliği taşımaktadır.. burada önemli olan, gelecek ‘büyük salgın’larda; öncelik, salgın esnasındaki ‘ölüm’ oranları mı baz alınacak!. yoksa ‘salgın’ın durdurulması için piyasaya sürülecek olan ‘aşı’lar vasıtası ile mi ‘nüfus kontrolü’ sağlanacaktır!.

Daha önceki pek çok yazımda, okuyucularım iyi bilir.. ‘kadın üreme’ işlevine ve ‘erkek sperm’ sayılarına, yine ‘sağlık endişeleri’ yaratılarak nasıl müdahale edildiği gerçeğinden sıklıkla bahsetmekteyim!. gdo-gmo’lu besinlerin insan vücudunda ve sıklıkla cinsel üreme alışkanlıkları ve cinsel tercihler konusunda ne gibi değişikliklere yol açtığı ve bu değişiklikleri ‘evrim’ sürecinin doğal akışından çok daha hızlı bir şekilde.. neredeyse bir-iki nesil içerisinde ortaya çıkardığı.. hatta bir önceki yazıda ‘parkinson’ hastalarının kullandığı ilaçların erkek hastalarda ‘homoseksüalite’ye yol açtığının, mahkeme kararı ile onandığı.. ve daha nice ‘absürd’ gelişmenin ‘bilim’ adı altında insanlığa dayatıldığı gerçeği; ve yine tüm bu gelişme ve gidişata karşı çıkanların ‘cehaletle’ suçlandığı bir garip durum içindeyiz..

..demem o ki; bu son ‘salgın’ ve akabinde yaratılan korku, panik ve kaos ortamı neticesinde uzunca bir süre her şeye amiyane tabir ile, ‘eyvallah’ denilecek bir ortam hazırlandı!.

..Melinda ve Bill Gates Vakfı ve benzerlerinin önü alabildiğince açıldı!. Bu vakıf; ‘yarı aydın’ tarafından Afrika’nın kurtarıcı melekleri gibi görülse de, gerçekte; Afrika’nın ve diğer kıtaların felaketine yol açan bir yapılanmadır!.

..yine pek çok defa dile getirdiğim gibi, bu ‘salgın’ ve yaratılan etkilerinin, çeşitli ‘dinci’ gruplarca ‘tanrının laneti’!. gazabı!. dünyanın sonu yaklaşıyor gibi tarif edileceği ve son dönemde oldukça gündemde olan ve artık gündemden düşmeyecek, ‘mehdi-mesih’ beklentilerine bir cevap olarak değerlendirileceği açıktır.. bu da işin diğer bir boyutudur ve ‘arka plan’ bir-biriyle her açıdan çoklu bağlantı içinde çalışmakta..

..ez-cümle, kendi kişisel temizliğinize dikkat etmek elzem olandır; ortada bir ‘salgın’ olduğu aşikardır ve kaldı ki bu yazı da, ‘yoktur’ dememekte!. ancak korku ve endişelerinizin, gelecek nesillerin şekillendirilmesi için ‘araç’ olarak kullanılmasına rıza göstermeyin!.

..inananlar da ölecek!.. benim gibi olanlar da.. zannımca tek ortak noktamız, topraktan geldik, toprağa döneceğiz..

..paniğe gerek yok!.

..son olarak; tedbirli olmak başka bir şey.. tedbir için yaşamak başka!.

abartmaya gerek yok!.

..elbette bu yazıya da ‘komplo teorisi’ diyenler olacaktır!. normaldir.. ancak, bugün yaşananların ‘komplo’ olmadığını kim ispatlayabilir!.

..siz yine de ‘sağlıkla’ kalın..

 

cem yağcıoğlu 15-03-2020

edebiyatgazetesi / kritik eşik

Kaynak:
http://kritikesik.com/2020/03/15/bastan-sona-komplo/

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

Son haberler

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir: Covid'den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca GerekçelerKanadalı Hekimler Suskunluğunu Bozuyor Dr. Stephen Malthouse – British Columbia Giriş Covid'den neden korkmamamız gerektiği ile...

KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI? ALMAN MI, ÇİNLİ Mİ?

- Prof.Dr. Alişan Yıldıran Bu yazıyı dün arzetdiğimiz ‘Aşı ve antikor bağışıklık anlamına gelmez’ başlıklı yazımıza zeyl olarak yazmak iktiza etdi (1). Daha evvel söylediğimiz gibi bir makaleyi bihakkın mütalaa etmek saatlerce sürebilir, hatta tamamına vâkıf...

AŞI ve ANTİKOR BAĞIŞIKLIK ANLAMINA GELMEZ!

Çocuk İmmünoloji-Allerji Uzmanı, Prof.Dr. Alişan YıldıranAllah Teâlâ ARK hocada razı olsun, sayesinde, hem hadiselerden haberimiz oluyor, hem de bizim erişemediğimiz yerlere münasib cevapları, münasib şekilde veriyor (1). Üzücü olan husus şu ki, memleketimizin...

Corona Sürecindeki Hikayelerine Talibiz

Bizimle konu hakkındaki her türlü duygu, düşünce ve yorumunu paylaşarak bu platforma sen de katkı sağlayabilirsin.

Bize Katıl

Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri konusunda destek olmak ya da kendi alanın çerçevesinde paylaşımlarımıza katkı sağlamak istersen, bize yazabilirsin.

Bizi takip et

Güncel paylaşımlardan haberdar olmak ister misin?