Tüm dünya koronavirüs salgınıyla mücadele ederken aşı çalışmalarına da hız verildi. Rusya ve Çin’in ardından ABD’li Pfizer ile Alman BioNTech firmaları koronavirüs aşısı geliştirdiklerini açıkladı.

Aşı çalışmalarını Yeni Akit’teki köşesinde değerlendiren Abdurrahman Dilipak, “Aşıla-ma” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Dilipak bugünkü yazısında, geliştirilen aşılardaki soru işaretlerine değindi.

Dilipak, “Daha tanı kiti yapılamamış, mutasyondan söz ediliyor, birileri de aşıdan söz ediyor. Birileri gözünü karartmış, bu konuda gecesini gündüzüne katıp, bir an önce bu işi bitirmek istiyor sanki” dedi.

Abdurrahman Dilipak’ın yazısı şöyle:

“Daha tanı kitinin doğru çalışmasını sağlayamayanlar, aşı üretmekten söz ediyorlar. Elon Musk aynı gün, aynı hastahaneye dört örnek veriyor, ikisi pozitif, ikisi negatif çıkıyor.

Mayıs ayında Tanzanya’da keçinin Covid 19 testinin pozitif çıkmasını unutmadık! Tanzanya Cumhurbaşkanı Magufuli PCR sürüntü örnekleri diye, insan isimleri vererek hayvan, meyve ve yağ örnekleri göndermişti. Gelen sonuçlar komikti. Ve son olarak halk Berlin’de Korona tedbirleri için sokaklardaydı. Biz o sıralarda köpeklerden sonra atlara Chip takıyorduk.

Kaddafi de 2009’da BM genel kurulunda bir salgın ve aşı komplosundan söz etmiş. Boş verin Kaddafi’yi, o deli, Afrikalı birine mi inanacak sizin gibi beyaz akıllılar!?. Size Portekiz’den bir haber. Sıcağı sıcağına hem de. Portekiz mahkemesi PCR testlerini güvenilmez bulmuş ve karantina uygulamasını kaldırmış. Portekizliler gider Mersin’e, biz gideriz tersine. Bu arada, Tarım Hayvancılık Bakanlığı hayvanlara Chip takmaya başlarken Sağlık Bakanlığı yetkilileri bize Chip’li bilezik takmak için tam gaz çalışmalarını sürdürüyor. Sağlık Bakanı Koca, koronavirüs aşı çalışmalarıyla ilgili «Pfizer bize 1 milyon aşı verebilecek, yıl içinde 25 milyona kadar olabileceği şeklinde görüşmelerimiz var. 16 yerli aşı çalışması var. Çin aşısını en az 10 milyon almak istiyoruz’ (…) ‘Grip aşısında artırabileceğimiz rakam sınırlı. Bu yıl 2.3 milyon grip aşısı aldık. Şu ana kadar 600 bin kişiye grip aşısı yaptık’ dedi. Bakan Koca ayrıca diyor ki, ‘Çin aşısını aralık ayında en az 10 milyon kadar almak istiyoruz, 1-2 gün içinde imzalar atılacak (…) Türkiye’nin geçen yıl yaptığı grip aşısı tedariği bir milyon 300 bin ama yapılan bir milyon 100 bin aşı. Grip aşısında artırabileceğimiz rakam sınırlı. Bu süreçte 2.3 milyona çıkardık. Şu ana kadar 600 bin kişiye grip aşısı yaptık. (…) 5 haftadır tarama yapıyoruz. Bu dönemde influenza yok (…) 16 yerli aşı çalışması var. İnaktif aşı çalışmamızda bu hafta itibariyle ilk 44 kişide tamamlanmış olacak (…) Yerli aşımızın devreye girmesi nisan ayı şeklinde olur’

İnşallah Erdoğan daha önce aşı konusunda ortaya koyduğu tepkiyi yine gösterir ve frene basar. Daha tanı kiti yapılamamış, mutasyondan söz ediliyor, birileri de aşıdan söz ediyor. Birileri gözünü karartmış, bu konuda gecesini gündüzüne katıp, bir an önce bu işi bitirmek istiyor sanki. Aynı gözü kara gidiş HES Kodu, Chip’li bilezik, hayvanlara deri altı Chip uygulaması, 5G ve aşı konusunda söz konusu. Sonuç ne olursa olsun, bu tartışma burada bitmez. Onu söyleyeyim… Bu toplumsal olaylara sebeb olabilir. Bunun hukuki ve siyasi sonuçları olur. Sahi ‘bilim kurulu’ bu konuda ne düşünüyor. Hepsi aynı görüşte mi. Kurul dışı akademisyenlerden bu konuyla ilgili kaygılarını açıkça ortaya koyanlar var. Aşı çalışmalarında malum lobinin parmak izlerini görmemek için kör olmak gerek. Adamlar bağıra bağıra geliyor. Time ya da The Economist adeta meydan okuyor.

Son birkaç hafta içinde aşıyı bulduğunu ‘kendi kendilerine’ ilan eden Pfizer’ın CEO’su ve Baş Bilim Uzmanı ile Moderna’nın Baş Bilim Uzmanı Siyonist lobinin muteber isimlerinden. Bunlar o malum ‘derin aileden’ birileri. Zaten onlar olmadan böyle bir iş bu kadar hızlı ve kolay başarılamazdı.

Biraz Alman, biraz Pfizer da olsa artık ‘yerli ve milli’ bir başarı gibi takdim edilen malum ‘CoVID aşısı’ ile ilgili bir konu var. Sahipleri Türk olduğu için bazı kesimlerin ‘övündüğü’ Biontech firmasına Bill ve Melinda Gates Vakfı 4 Eylül 2019’da 55 milyon $’lık yatırım yapmış. Gerekirse de bu rakamı 100 milyon $’a kadar çıkarabileceğini taahhüt etmiş. Yani Bill Gates ‘Covid başlamadan’ sadece aylar önce aşı çalışmaları için Biontech’e böyle bir yatırım yapıyor. Türk bilim adamlarının başarılarını tüm dünyanın konuşması güzel elbet ancak… Bill Gates’in yatırım yaptığı kişi/kurum her kim olursa olsun dikkatle izlenmeli, araştırılmalı, diye düşünürüm. Dahası şu konjonktürde Müslüman dünyada Türkiye’nin etkinliğini ve güvenilirliğini kullanmak isteyecek Türk maskesi altına saklanmış küreselciler olabilir. Dün bu çevreler FETÖ maskesi kullanmışlardı. Bill Gates’in Biontech’e yaptığı yatırım hakkında kaynak için şu adrese bakabilirsiniz: https://investors.biontech.de/news-releases/news-release-details/biontech-announces-new-collaboration-develop-hiv-and/ . Yarın bunlar Türkiye’ye gönderecekleri aşıların enjeksiyonu ya da kutularında Türk bayrağı, Atatürk’ün imzası, bozkurt resmi de koyabilirler. Hep söylüyorum ya: 

‘Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı. Bu bir.

İki: Dikkat edelim Şeytan bizi aldatmasın.

Üç: Fasıklar, müfsitler bize bir şey getirdiğinde ihtiyad edelim. 

Dört, dikkat edelim; bize ölümü gösterip kısırlığa razı etmesinler.

Bu korku pandemisinin ardından böyle bir komplo ile karşı karşıya kalabiliriz. Julian Assange’nin dediği gibi belki de ‘Bu dünyada son özgür nesil biziz!’

Bill and Melinda Gates Vakfı 10-11 Nisan 2019 tarihlerinde Dışişleri Bakanlığı ev sahipliğinde ‘sanitasyon’, ‘finansal kapsayıcılık’, ‘beslenme’ ve ‘SDG Etki Hızlandırıcısı’ konularının konuşulduğu bir çalıştay gerçekleştirmiş. Ardından Dışişleri Bakanlığı ve BM Kalkınma Programı arasında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları için 7 Mayıs 2019 tarihinde ‘Etki Hızlandırıcı Pilot Uygulama Belgesi’ imzalanmış. Bu etkinlik Bill Gates vakfı Orta Doğu Temsilcisi Asif Abbas girişimi ile vakfın Türkiye Temsilcisi Duygu Ercan Morel, Tarım ve Orman Bakanlığı Genel Müdürü Aylin Çağlayan Özcan’ın gayretleri ile gerçekleşmiş. İddia o ki, ‘Bill Gates’in desteklediği aşı sıradan bir aşı olmayacak. İçinde bulunan etken maddenin çip ile sürekli iletişim halinde olması isteniyor..

Bunun için de bağışıklık sistemimin çok güçlü olması istenmiyor. Böylece aşının etkisi kaybolmayacak ve insanlar kontrol altında kalmaya devam edecekler.’ Bir arkadaşın şöyle bir mesajı dolaşıyor sosyal mediada: ‘HES kodu olmayanlar Zonguldak’a giremeyecek’. Küresel aşı uygulamasından sonra okuyacağınız muhtemel haberler: ‘Corona aşısı olmayan bu ülkeye giremez’ Ve dijital takip başlayacak, aşı olanlar ‘dijital köle’ olacak, dijital kontrolle insanların duygu, düşünce, his ve hazlarına yön verecekler, artık onlar nasıl istiyorsa öyle yaşayacak hatta öyle mi düşüneceğiz? İnşallah yöneticilerimiz bizi böyle bir köleliğe kurban etmez!’ İtalyan virolog Giulio Tarro’nun dediği gibi ‘Korona virüs aşısı küresel bir sahtekârlıktan başka bir şey değil!’

Selâm ve dua ile…”

“İLAÇ YÜKLEMESİ”

Öte yandan Yeniçağ yazarı Arslan Bulut da “Bu Bir Aşı Değil ‘Zombi’ İğnesi” başlıklı yazısında, “Türkiye’de de Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği tedavi şeması uygulanıyor. Oysa korona virüse veya gribe karşı geliştirilmiş bir ilaç olmadığını herkes biliyor. Öyleyse bu ilaç yüklemesi nedir” ifadelerini kullandı.

Hani, gazeteci-yazar Birgül Göker Perdisa’nın derlediği İtalyan uzmanların görüşlerini, ‘İtalyan virolog: Korona virüs aşısı küresel bir sahtekârlıktır’ başlığı altında yayınlamıştım ya, sosyal medyada birileri hemen bu yazıya karşı, ‘Aşılar, antibiyotikler, milyonlarca insanı hayatını kurtarmıştır’ diyerek aşı karşıtlığının tehlikeleri üzerinde ahkâm kesmeye başladı!

Bu tutum, küresel sahtekârlığa alet olmaktır. Çünkü İtalyan virolog, aşı karşıtı olmak şöyle dursun, aşı geliştiren bir bilim adamıdır.

Zaten korona virüse karşı aşının çözüm olmadığını söyleyen İtalyan virolog Giulio Tarro, 1957’de ilk çocuk felci aşısını yapan viroloji uzmanı Dr. Albert Sabin’in öğrencisi… Üstelik iki defa Nobel Tıp ödülüne aday gösterilmiş, aşılar üzerine önemli çalışmaları var. İddiasının çarpıtılacağını bildiği için öncelikle şöyle demişti:

Ben, çocuk felci aşısını bulan Albert Sabin’in gözde öğrencisiydim. Benim, aşıların önemini küçümsemem diye bir şey söz konusu olamaz. Ancak bazı virüsler için – Covid-19 da bunlardan biri – aşı gerçekçi bir yaklaşım değil… Tüm virüsler mutasyon geçiriyor; bunların pek çoğu da bizim zararımıza mutasyonlar değil. Korona virüs, 2002-2003 yılında ortaya çıkan SARS salgınının da sorumlusudur, ama şimdi bu virüs yok mesela, ortadan kayboldu. Aynı durumun Covid-19 için de geçerli olmaması için hiçbir sebep yok.’

Bu bilimsel görüşler içinde aşı karşıtlığı var mı? Dr. Montanari de benzer bilgiler vermişti…

Dünyada uygulanan komployu görenler, Shakespeare’in, ‘Artık iyi olanların değil, iyi oynayanların dünyası burası….’ sözünü paylaşıyor…

Zira insanlar, laboratuvarda üretilip üretilmediği tartışmalı olan korona virüsten mi, yoksa hastaya ilk gün çok yoğun antibiyotik verilmesi yüzünden ve kalpten mi, çoklu organ yetmezliğinden mi veya vücudunun direnci kalmadığından mı gidiyor, orası belli değil…

Türkiye’de de Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği tedavi şeması uygulanıyor. Oysa korona virüse veya gribe karşı geliştirilmiş bir ilaç olmadığını herkes biliyor. Öyleyse bu ilaç yüklemesi nedir?

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın son tespiti şöyle

‘Bu senede aşıda durum özetle şöyle: Grip aşısı kalmadı, hangi korona aşısını verelim? Ölü virüslü mü mRNA’ lı vektörlü mü zayıflatılmış virüslü mü? Neli isterseniz hepsi de var…’

Arzu Atamer, ‘Aşı reklamı yapan basın elemanları en yakın aşı uygulaması yapılan yere gidip gönüllü denek olsun. Onlara noter huzurunda aşı yapılsın. Hepimiz görelim. Bedavaya aşı var, kim engelliyor bunları?’ diye soruyor.

Sadece basın elemanları değil, genetik yapıya müdahale eden aşıyı Türkiye’ye getirecek olanlar ve çocukları da noter huzurunda aşılanmalı!

Murat Soydan ise ‘Denemeleri bir yıl bile yapılmamış, ne olduğu belli olmayan bir sıvıyı vücudumuza enjekte ettirmek istemiyoruz. Sizin ‘bilim adamı’ dediklerinize de güvenmiyoruz. Yok aşı karşıtı yok bilmem ne gibi takacağınız karalayıcı sıfatlar umurumuzda değil’ diye meydan okuyor.

Herkesin kuşkusu, genetik yapısıyla oynanan insanların zombileşeceği yönünde… Ve ‘bu bir aşı değil, zombi iğnesi’ görüşü yayılıyor.

İtalyan virologların görüşlerinden alıntı yapan Doç. Dr. Nail Ersöz ise ‘Bir hekim olarak uyarıyorum; faz 3 çalışması yapılmamış, dünyadaki tek gen aşısı olan m RNA aşısını lütfen yaptırmayalım. Aşı olup olmamak konusunda sadece siz karar verebilirsiniz’ diye uyarıyor.

Bir aşının aşı olabilmesi için birkaç ay denenmesi yeterli değildir. Yıllar gerekir…

Kaynak:
https://odatv4.com/dilipak-ayriksi-yazarligini-surduruyor-23112025_m.html

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

Son haberler

Virolog – İmmünolog: SARS-CoV2 diye bir Virüs Yok

Viroloji ve immünoloji doktoralı, Hint asıllı akademisyen Poorniam Wagh, teknoloji, medya, çokuluslu şirketler ve dünya istihbarat birimlerinin yardımıyla dünya popülasyonunun başına örülmüş gelmiş geçmiş en kapsamlı ve koordinasyonu yüksek komploda kral çıplak...

Corona Sürecindeki Hikayelerine Talibiz

Bizimle konu hakkındaki her türlü duygu, düşünce ve yorumunu paylaşarak bu platforma sen de katkı sağlayabilirsin.

Bize Katıl

Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri konusunda destek olmak ya da kendi alanın çerçevesinde paylaşımlarımıza katkı sağlamak istersen, bize yazabilirsin.

Bizi takip et

Güncel paylaşımlardan haberdar olmak ister misin?

Okumaya Devam Et

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir: Covid'den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca GerekçelerKanadalı...