Koch Postülatları ve Rivers Kriterleri Nedir?

Modern bakteriyoloji biliminin kurucularından kabul edilen Alman Heinrich Hermann Robert Koch (1843-1910) tarafından geliştirilmiş ve spesifik bir mikroorganizmanın spesifik bir hastalığa yol açtığının ispatı için karşılanması gereken bilimsel ilkelere Koch Postülatları denmektedir ve bunlar şu şekildedir:

1. Mevzubahis mikroorganizma hastalığı gösteren tüm canlılarda yüksek miktarlarda bulunmalı, sağlıklı canlıda bu mikroorganizmaya rastlanmamalıdır.

2. Mikroorganizma, hastalanmış bir canlıdan alınan doku örneği içinden alınıp tek başına ortaya konulmalı (izolasyon) ve saf kültürde çoğaltılmalıdır.

3. Kültür ortamında saf olarak geliştirilebilen mikroorganizma, sağlam bir konağa (canlıya) verildiği zaman hastalık oluşturmalıdır.

4. Mikroorganizmaların dışarıdan verilerek hastalandırıldığı denek canlıdan sözkonusu mikroorganizma yeniden alınıp izole edilmeli ve ilk başta hastalık yaptığı düşünülen mikroorganizma ile birebir aynı olduğu gösterilmelidir.

Bu dört koşul da yerine getirildiği takdirde, belirli bir belirti grubunun mevzubahis mikroorganizma ile enfeksiyon sonucu ortaya çıktığı bilimsel olarak ispat edilmiş olur.

Aradaki neden-sonuç ilişkisini bilimsel olarak ispat etmenin tek yolu budur.

Koch Postülatları bakteriler için geliştirilmiştir, ondan bin kat küçük olan virüsler için değil. 19. yy’ın sonlarına doğru bakteriler filtrelenip ondan daha küçük partiküllerin varlığı ilk olarak fark edilmiştir. Öyle olunca Thomas Rivers 1937’de Koch’un postülatlarını virüslere uyarlayarak enfeksiyöz doğasını bu şekilde incelemek istemiştir(1). Bu kurallar şu şekildedir:

  1. Virüs hasta canlıdan alınıp tek başına gösterilebilmelidir (izolasyon).
  2. Virüs konak hücrelerine eklenip çoğaltılabilmelidir.
  3. Filtrasyon kanıtı—virüs, bakteri de ihtiva eden bir ortamdan filtrelenerek ayrılabilmelidir
  4. Filtrelenip kültür ortamında çoğaltılmış virüs, denek canlıyı enfekte etmek için verildiğinde aynı kapsamda bir hastalık oluşturmalıdır.
  5. Virüs, enfekte denekten yeniden alınıp tek başına gösterilebilmelidir (izolasyon).
  6. İmmün sistemde mevzubahis virüse özel bir yanıt tespit edilebilir olmaldır.
Rivers, T. M. Viruses and Koch’s postulates. J. Bacteriol. 33, 1–12 (1937). https://jb.asm.org/content/jb/33/1/1.full.pdf
– “It is obvious that Koch’s postulates have not been satisfied in viral diseases.”


Ne bakteriler ne de virüsler için Koch veya Rivers kriterlerininin hepsini birden karşıladığı ispat edilerek hastalığa neden olduğunu bilimsel olarak kanıtlanmış bir mikroorganizma bulunmamaktadır.
Bu durum postülatlar geçersiz, hükümsüz yahut yanlış olduğundan değil, bu mikroorganizmalar hastalığı başlatan etmen olmadıkları içindir.

SARS-CoV-2 virüsü ile ilgili ortaya konulan ilk iki yayın dürüst bir şekilde virüsün hastalığa yol açtığını kanıtlamadıklarını(2), sadece bir ilinti bildirdiklerini(3) söylemiş, ancak peşisıra çıkan ve bu ilk yayını refere eden diğer çalışma yazarları kusurlu bir şekilde SARS-CoV-2 virüsünün COVID-19 hastalığının sebebi olduğunu, çalışmalarının Koch Postülatları ile Rivers Kriterleri’ni de karşıladığını beyan etmiştir.

Zhu, N. et al. A novel coronavirus from patients with pneumonia in China, 2019. N. Engl. J. Med. 382, 727–733 (2020). https://www.nejm.org/doi/10.1056/NEJMoa2001017

İlgili cümleler:

– “We describe in this report the use of molecular techniques and unbiased DNA sequencing to discover a novel betacoronavirus that is likely to have been the cause of severe pneumonia in three patients in Wuhan, China.”

– “Although our study does not fulfill Koch’s postulates, our analyses provide evidence implicating 2019-nCoV in the Wuhan outbreak.”

Ren, L. L. et al. Identification of a novel coronavirus causing severe pneumonia in human: a descriptive study. Chin. Med. J. (Engl.)133, 1015–1024 (2020). https://journals.lww.com/cmj/Fulltext/2020/05050/Identification_of_a_novel_coronavirus_causing.3.aspx

– “These findings primarily indicate that the novel CoV is associated with the pneumonia that developed in these patients. However, it remains to be determined whether this novel CoV is capable of causing similar diseases in experimental animals.”

– In conclusion, we identified a novel bat-borne CoV associated with a severe and fatal respiratory disease in humans.
Türkçe Kaynak: Mikrobiyoloji, https://www.uozyilmaz.com/files/mikro.pdf


Yeni bir Virüs Nasıl İzole Edilir ve Özellikleri Bilimsel Olarak Nasıl Tanımlanır?

En kısa ve anlaşılır şekliyle yeni bir virüsü izole edip, özelliklerini tanımlayıp ortaya koymanın düzgün yolu şudur: İlk iş olarak, baktığınızda bu kişinin hastalığı şudur diyebileceğiniz ölçüde kendine has ve spesifik semptomlar sergilemekte olan çok sayıda insandan (örn. 500 kişi) örnek (kan, balgam, sekresyon) alınır. Kendi de genetik materyal ihtiva eden başka hiçbir doku veya ürün ile karıştırmadan virolog alır, bu örnekleri masere eder [suda bekletip yumuşatmak], filtreden ve daha sonra da ultrasantrifüjden geçirir, yani örneği [numune] saf hale getirir [pürifikasyon]. Onyıllardır hangi viroloji laboratuvarına giderseniz gidin bakteriyofaj(4) ve dev virüs [giant virus] tabir edilen yapıların izolasyonunda kullanılageldiğini göreceğiniz bu sıradan viroloji tekniği sayesinde virolog, daha sonra elektronmikroskobu ile bakıp aynı yapı ve boyuttaki binlerce partikülün görüntüsünü alabilecektir. Virüs, [hastadan alınmış örnekten] izole edilmek suretiyle saf haliyle ortaya konmuş işte bu partiküllerdir.

Hepsi birbirinin [ebat ve özellik olarak] aynı bu partiküller daha sonra fiziksel muayene ve/veya mikroskobi teknikleri ile eşbiçimlilik kontrolünden geçirilir. Materyalin saflığından emin olunduktan sonra ise sırada partikül özelliklerinin ayrıntılı biçimde çalışılması vardır. Partiküllerin fiziksel yapısı, morfolojisi ve kimyasal kompozisyonu incelenir. Ardından, doğrudan bu saf haldeki partiküllerden çıkarılan genetik materyalin, yine onyıllardır kullanımda olan Sanger sekanslama tekniği gibi yöntemlerle genetik yapısı ortaya konur. Virüslerin vücut dışından içeri alındığı konsepti üzerinden sıra, bu eşyapılı partiküllerin gerçekten de dış kaynaklı (eksojen) olduğunun, ölmek üzere yahut ölmüş olan dokuların geçmekte olduğu normal yıkımlanma sürecinin ürünleri(5) olmadığının teyidine gelmiştir. (Mayıs 2020 itibarıyla virologların, gördükleri partiküllerin virüs mü yoksa ölü veya ölmekte olan dokuların normal yıkımlanma ürünleri mi olduğunu anlamalarının yolu olmadığı bilinmektedir.)(6)

(4) Isolation, characterization and analysis of bacteriophages from the haloalkaline lake Elmenteita, KenyaJuliah Khayeli Akhwale et al, PLOS One, Published: April 25, 2019. https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0215734 — accessed 2/15/21
(5) “Extracellular Vesicles Derived From Apoptotic Cells: An Essential Link Between Death and Regeneration,” Maojiao Li1 et al, Frontiers in Cell and Developmental Biology, 2020 October 2. https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fcell.2020.573511/full — accessed 2/15/21
(6) “The Role of Extraellular Vesicles as Allies of HIV, HCV and SARS Viruses,” Flavia Giannessi, et al, Viruses, 2020 May


Bu noktaya gelindiğinde artık, eksojen (dış kaynaklı, vücut dışından doğan) bir virüs partikülü tam manasıyla izole edildi, özellikleri ortaya kondu ve gen dizilimi yapıldı demektir. Gelgelelim daha bunun hastalık yaptığının gösterilmesi lazım. Bunun için bir grup sağlıklı deneğe (bu iş için ekseriya hayvanlar kullanılır), hastalığın nasıl bulaştığı düşünülüyorsa o yolla eldeki bu izole edilmiş, saf haldeki virüs tanıtılır. Hayvanlar aynı hastalığı geliştirdiği takdirde, ki bu klinik bulgular ve otopsi sonuçları ile konfirme edilmek durumundadır, işte o zaman virüsün hastalık oluşturduğu hakikaten gösterilmiş demektir. Enfeksiyöz ajanın enfektivite ve bulaş kabiliyetini gösterir bu.

TEZLER


A. SARS-CoV-2 Virüsünün Varlığı Bilimsel Olarak İspatlı Değil – Pürifikasyon ve İzolasyon Sorunsalı

Tanımlar

İzolasyon: ”Ayırmak” anlamına gelir. Mikrobiyolojide izolasyon denildiğinde bir mikroorganizmayı saf halde elde etmek anlaşılır. İzolasyon, karışık bir kültürden sadece istenen bir ya da daha fazla mikroorganizmanın saf halde elde edilmesi, karışık bir kültürde bulunan tüm mikroorganizmaların ayrı ayrı saf halde elde edilmesi, saf olduğu sanılan mikroorganizmanın saflık kontrolünün yapılması şeklinde olabilir. Herhangi bir bozulma ve/veya hastalık etmeninin belirlenmesi için mikroorganizma saf halde elde edilmelidir.

Saf Kültür ve İzolat: Saf kültür, sadece bir tek mikroorganizma hücresinden çoğaltılmış olan mikroorganizma topluluğudur. Tanımlanacak kültürün saf olarak elde edilmesi tanımlama testlerine geçmeden önceki en önemli aşamadır. Bir diğer deyiş ile saf kültür elde edilmesi tüm tanımlama testleri öncesinde yapılmış olmalıdır. Saf kültür, standart bir Petri kutusundaki katı besiyerinde gelişen koloniden elde edilir. Buna izolat da denilir. Saf kültür elde etmek için izolasyon sırasında izole edilecek koloninin yakın çevresinde başka koloni olmamalıdır.

Kaynaklar:

Gıda Mikrobiyolojisi ve Uygulamaları, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendsiliği Bölümü, http://www.mikrobiyoloji.org/genelpdf/210010701.pdf

İzolasyon ve Tanımlama Esasları: Merck Gıda Mikrobiyolojisi Uygulamaları; “Anonymous, 2005. Merck Gıda Mikrobiyolojisi Uygulamaları. Ed: A. K. Halkman. Başak Matbaacılık Ltd. Şti., Ankara, 358 sayfa.” künyeli kitabın 36. Bölümü.

http: İzolayon ve İdentifikasyon, Mikrobiyoloji.org http://www.mikrobiyoloji.org/genelpdf/210010701.pdf


Viroloji ders kitaplarında da (7,8) anlatıldığı üzere, bir virüsün tanımlanabilmesi için diğer her tür biyolojik materyalden ayrılarak, saf biçimde ortaya konulmuş olması ön koşulu vardır; “Sars-CoV-2 virüsü” için bu şart yerine getirilmemiştir.

7. Susan Payne, Viruses: From Understanding to Investigation, Academic Press, 2017 https://www.elsevier.com/books/viruses/payne/978-0-12-803109-4

8. White/Fenner, Medical Virology, San Diego Academic Press, 1986, sf. 9
https://www.elsevier.com/books/fenner-and-whites-medical-virology/burrell/978-0-12-375156-0


“İzolasyon” ve “Saflaştırma” adı verilen bu işlemler olmadan, tetkik edilen partiküllerden elde edilen nükleik asit sekanslarının (RNA ve/veya DNA) yeni bir virüse ait olup olmadığı bilimsel olarak ispat edilemez.

  • Çin’den çıkan ilk iki yayın (Zhu et al., Wan Beom Park et al.) da dahil olmak üzere SARS-CoV-2 virüsü tespiti yapıldığı iddiasındaki bilimsel yayınların hiçbirinde virüs partikülünün tek başına ortaya konulmamış, yani bilimsel manada düzgün bir şekilde “pürifikasyon” ve “izolasyon”u gerçekleştirilmemiştir ve bu gerçek bizzat çalışma yazarlarınca kabul edilmiştir (EK1).

  • Bilgi Edinme Hakkı kanunu kapsamında SARS-CoV-2 virüsünün kurallara uygun şekilde pürifikasyon ve izolasyonunu gösteren yayın talep edildiğinde ne Almanya’nın Robert Koch Enstitüsü ne diğer ülkelerin Sağlık Bakanlıkları virüsün mevcudiyetini bilimsel olarak ortaya koyduklarını gösteren yayın sunabilmiştir (EK2). Bu durumda, varlığı ispat edilmemiş bir virüsün mutant varyasyonlarından yahut herhangi bir tip test ile tetkikinden söz etmek de mümkün olmayacaktır.

    İki Alman gazeteci tarafından Robert Koch Enstitüsü’ne (RKI) yapılan resmi bilgi talebine, yetkili Michael Laue tarafından 4 Eylül 2020 tarihinde e-posta ile verilen yanıt şu şekildedir (9):

    “Bilgimiz dahilinde, SARS-CoV-2 virüsünün pürifiye edilip izolasyonunun gerçekleştirilmiş olduğu bir yayın bulunmamaktadır.”

9. https://off-guardian.org/2021/01/31/phantom-virus-in-search-of-sars-cov-2/#Notes

  • Virüsü izole ettiği, hatta test ettiği iddiasındaki tüm yayınlar incelendiğinde aslında yapılanın şu olduğu tespit edilmiştir:

    Hastaların boğaz veya akciğerlerinden numune alınmış, ultrasantrifüjlemeden geçirilerek içerikteki geniş yapılı, ağır moleküller ile küçük ve hafif yapılı moleküllerin birbirinden ayrılması sağlanmıştır. Santrifüjleme sonrası sıvının “supernatant” ismi verilen üstte kalan kısmı alınmış, buna da “izolat” denilmiştir. Daha sonra “izolat” adı altında PCR tetkikine tabii tutulan şey işte bu “supernatant” olmuştur.

    Oysa bu “supernatant”ta türlü çeşit moleküller, ‘ekstraselüler veziküller’ (EV’ler) adındaki, vücudun kendi ürettiği ve virüslerden yapı ve karakteristik olarak ayrımının mümkün olmadığı bilimadamlarınca (Viruses adlı bilim dergisinde Mayıs 2020 tarihinde) ifade edilmiş(10) eksozomlar da dahil olmak üzere milyarlarca farklı mikro ve nano ölçekte partikül bulunacağı aşikârdır.



Yeni virüse ait olduğunu düşündüğünüz partikülleri, kalan milyarlarca eş yapıdaki partikülden ayırmadığınız müddetçe bu karışımın içinden “virüs”ü bulup çıkarmanız imkansızdır. Mikrobiyoloji yönergelerine göre virüsü gerçek manada saf halde ortaya koyduktan sonra genetik yapısı tanımlanmalı, ardından da hastalık yapıcı özellikleri tanımlanmalıdır. Ancak bu izolasyon ve saflaştırma işlemi SARS-CoV-2 virüsü için yapılmamıştır.

10. “The remarkable resemblance between EVs and viruses has caused quite a few problems in the studies focused on the analysis of EVs released during viral infections. Nowadays, it is an almost impossible mission to separate EVs and viruses by means of canonical vesicle isolation methods, such as differential ultracentrifugation, because they are frequently co-pelleted due to their similar dimension
The role of extracellular vesicles as allies of HIV, HCV and SARS viruses, May 2020, Viruses DOI: 10.3390/v12050571

https://www.researchgate.net/publication/341584122_The_role_of_extracellular_vesicles_as_allies_of_HIV_HCV_and_SARS_viruses



B. Virüse Ait Olduğu İleri Sürülen Gen Bölümleri Bilgisayar Marifeti ile Birleştirilip Ortaya Yapay bir Genom Çıkarılmıştır ve Bilimsel Aldatma Suçu İşlenmiştir

Bilimadamları, “izolasyon” ve “saflaştırma” tanımlarını karşılamayan bu “izolat”-yerine-”supernatant”-kullanma teknikleri ile ortaya koyamamış oldukları “virüs” yapılarını pratikte PCR cihazı ile “yaratmış” durumdalar. PCR’de, suni ve tamamen farazi birtakım primerler (gen bankalarına daha önceden girilmiş gen dizisi bölümleri) alınıp, hastadan alınmış boğaz veya bronkoalveoler lavajdan elde ettikleri ve on milyarlarca RNA ve DNA molekülü ile dolu supernatant ile bir araya getiriliyor. Bu kısacık primerlerin ortamdaki genetik materyal çorbasından eşleştiği bölümler olursa bunları alıp, ters transcriptaz enzimi yardımıyla DNA oluşturup oluşturmadığına bakılıyor. Oluşturuyorsa, o zaman bu gen dizilimlerinin, aradıkları yeni SARS-CoV-2 virüsüne ait olduğu ilan ediliyor.

SARS-CoV-2 virüsünün genomunun 30.000 baz çiftinden oluştuğu öne sürülmekte. Oysa PCR’de eşleşen virüs geni var mı diye kullanılan primerlerin baz çifti sayısı sadece 18 ila 24 adet! Yani, milyarlarca virüs benzeri partikülün yüzdüğü bir yerde, virüs geninin sadece %0.07’si kadarlık bir bölümü ile arama yapıp, üstelik de yeni oluşumlu ve bilinmezlerle dolu olduğu öne sürülen bir virüsü bulduklarını iddia ediyorlar.

  1. 30 binlik gen dizisinin sadece 18 çiftini alıp, milyarlarca benzer partikülün ve bunların genetik materyalinin bulunduğu bir yerde, başka hiçbir şeyin değil de sadece yeni virüsün genleri ile eşleştirmiş olduklarını nasıl iddia edebiliyorlar? Kesinlikle imkansız.
  2. Yeni olduğunu ileri sürdüğümüz virüsün genetik materyalini eşleştirmek için bankadan seçip kullanacağımız primerler ancak “tahmini” olup, olsa olsa “yeni virüse yakın” dizilimler olabilir.
  3. İçinde yalnız yeni virüsün bulunduğu saf kültür ortamından değil, içinde milyarlarca başka partikülün bulunduğu supernatant çorbasından ultra kısa primerlerle bulunacak şeyin gerçekte neye ait olduğunu bilmek imkansızdır.

Bunu teknik olmayan bir dille ifade edecek olursa şu örneğe benzetebiliriz:

Dev bir veritabanında (arşiv) İngiliz edebiyatının gelmiş geçmiş bütün eserleri, basılmamış ve bu yüzden varlığı bilinmeyen kısa öykü ve şiirler de dahil olmak üzere kaydedilmiş, duruyor olsun. Biz de, içinde geçtiği tarihi dönem için pek mühim olduğunu düşündüğümüz, ancak henüz gün yüzü görmemiş (“yeni”) bir şiiri bulmak istiyoruz burada. Aşk şiiri olduğu dışında, başka hiçbir bilgimiz de yok bu şiirle ilgili. O yüzden bilgisayara anahtar kelime girip aratmak durumundayız, ancak onda da en fazla 18 ila 24 karakter girebiliyoruz. Biz de oraya “Seni çok özlüyorum aşkım” diye 24 karakterlik bir cümle yazıyoruz. Bununla, yarısı aşk şiirinden oluşan veritabanındaki 28 milyar şiir arasından aradığımızı bulmamız gerekiyor. Başka hiçbir şiiri değil de tamı tamına istediğimiz şiiri bulma olasılığımız sizce nedir? Sıfıra yakındır elbette. RT-PCR ile ‘yeni ve hakkında bir şey bilinmiyor’ denilen bir virüsü aramak da aynen buna benzemektedir işte.


Ve zaten baktığımızda, Amerikan CDC’sinin dünya genelindeki diğer araştırmacılara referans olması bakımından yirmi viroloğu biraraya getirerek hazırlattığı SARS-CoV-2 virüsünün izolasyon, pürifikasyon (saflaştırma) ve biyolojik karakteristiklerini tanımlama projesinin ürünü olan 20 Haziran 2020 tarihli yayında(11), SARS-CoV-2 denilen virüsün “parçalarının” bilgisayarda “biraraya getirilerek” ortaya çıkarılmış olduğu kesinleşmiş oluyor. Bağımsız doktor ve bilimadamlarına göre esas itibarıyla bu durum, “bilimsel aldatma suçu” kapsamına girmekte

11. Jennifer Harcourt, Thornburg et al., Severe Acute Respiratory Syndrome Coronavirus 2 from Patient with Coronavirus Disease, United States, June 6, 2020 https://wwwnc.cdc.gov/eid/article/26/6/20-0516_article


Yayındaki ‘Tam Genom Diziliminin Ortaya Çıkarılışı’ başlıklı bölümde dendiğine göre, virüsü izole edip tüm genlerini baştan sona sırasıyla yazmak yerine CDC, Gen Bankası’nda genelgeçer koronavirüsler için kayıtlı gen dizilerini referans alan 37 çift primer düzenekli, özel ‘nested PCR’ teknolojisi ile genom taraması yaparak ortaya bu referans primerlerle eşleşen yapay bir genom çıkarmış oluyor.


Yine, teknik olmayan bir dille bu durum Dr. Thomas Cowan’ca şuna benzetilerek açıklanıyor:

“Bir grup araştırmacı yolda giderken bir toynak parçası, bir at kuyruğu teli, bir de boynuzdan kopup düşmüş parça buluyorlar. Bunların bilgisini bilgisayara girip, hadi buradan bize “unicorn”un (tek boynuzlu at) aslını göster bakalım diyorlar. Fakat “unicon”un kendini görmüş değiller tabii, o yüzden de ellerindekiler gerçekten unicorn’dan mı düşmüş diye genetik karşılaştırma yapacak durumda da değiller.”

Çalışmada dendiğine göre, bu yirmi virolog SARS-CoV-2 virüsünün gerçek genomunun ne olup ne olmadığına “uzlaşı” (fikir birliği; konsensus) ile karar vermiş bulunuyorlar; yani bir nevi oy kararı ile. Farklı bilgisayar programları bu hayali “unicorn”un farklı farklı versiyonlarını verecek diye, bu bilimadamları oturup bunlardan hangisini bizim hayali unicorn’un gerçek hali olduğuna karar vermişler.

Kaynak: https://wwwnc.cdc.gov/eid/article/26/6/20-0516_article

Netice itibariyle, bu tür çalışmalarda hazırlanmış doku örneklerinden “çıkarılarak” daha sonra PCR testlerine “kalibre edilmiş” RNA gen dizilerinin spesifik bir virüse, bu durumda SARS-CoV-2 virüsüne ait olduğunu iddia etmek bilimsel olarak mümkün değildir. Bilhassa da, SARS-CoV-2 virüsünü gösteriyor diye sunulan elektronmikroskopisi ile alınmış fotoğraflarda görünen partikül boyutları inanılmaz farklılıklar gösteriyorken. Yayımlanan bir çalışmada aynı virüs (SARS-CoV-2) diye gösterilen partiküllerin çapı 60nm ila 140 nm arasında değişmekte. Adı konulmuş, ne olduğu belli bir virüsün ebadında böylesi geniş çaplı değişkenlik, virüsün tanımı gereği olamaz.


C. Virüsün Enfeksiyöz Olduğu ve Hastalık Yaptığı (Patojenisite) İspatlanamamıştır

20 viroloğun biraraya gelip kaleme aldığı aynı yayında(11) asıl şok edici bilgi ise şu paragrafla geliyor:

“Bu yüzden SARS-CoV-2 virüsünün enfekte etme ve çoğalmaya gitme kapasitesini aralarında insan adenokarsinom hücreleri (A549), insan karaciğer hücreleri (HUH 7.0) ve insan embriyonik böbrek hücreleri (HEK-293T) de olmak üzere türlü primat (maymun) ve insan hücre dizilerinde (cell lines) inceledik. Vero E6 ve Vero CCL81 maymun hücrelerinin yanısıra… . Hücre dizilerinin herbiri yüksek multiplisitede enfeksiyon ile inoküle edildi ve enfeksiyon sonrasındaki 24 saat boyunca müşahede altında tutuldu. Enfeksiyondan sonraki 24 saat içerisinde 107 kat arttığı görülen Vero hücreleri hariç diğer hiçbir hücre dizisinde CPE gözlemlenmedi. HUH 7.0 ve 293T’de çok az bir viral replikasyon görülürken, A549 hücreleri SARS-CoV-2 enfeksiyonu ile uyumlu çıkmadı.”


Viroloji camiasının yapmış olduğu en şok edici açıklamadır bu. Şöyle ki, virologların enfeksiyon ispatı için üzerinde deney yürütebileceği üç “host” (konakçı) veya model var. Bunlardan ilki insan. Fakat etik olarak doğru bulunmadığı için mikroorganizmalar genellikle insan vücuduna tanıtılmıyor; SARS-CoV-2 virüsü veya diğer herhangi bir koronavirüs için de yapılmış değil böyle bir uygulama. Kullanılabilecek bir diğer konakçı ise hayvanlar. Fakat ne hikmetse, hayvanda enfeksiyon oluşturup oluşturmayacağı ve onu hasta edip etmeyeceğini görmek için virüs hiç saf halde verilmiyor hayvanlara? İçinde virüs olduğunu öne sürdükleri birtakım solüsyonları veriyorlar hayvanların vücuduna. Ve SARS-CoV-2 de farede denenmiş durumda. SARS-CoV-2 virüsü taşıdığını ileri sürdükleri solüsyondan normal farelerin hiçbiri hasta olmuyor. Genetik olarak hastalığa yatkın hale getirilmiş fare grubunun ise istatistiksel olarak anlamlı bir kısmı biraz tüy döküyor. Covid 19 diye bilinen hastalıkla(EK3) uzaktan yakından alakası olan bir şey geçirmiyorlar.

Enfeksiyon oluşturuculuğu ve patojenikliği kanıtlamada virologların esasen en sık başvurduğu üçüncü yöntem ise virüslü olduğunu ileri sürdükleri solüsyonları türlü doku kültürlerine ekmek (inokülasyon). Bu işlemde ise, doku önden aç bırakılıp türlü kimyasallarla zehirlenmediği müddetçe ekimi yapılan bu tarz bir solüsyonla öldüğü vaki değil.

Sonuç itibariyle, kendi ifadelerine göre, bizzat kendi metodlarıyla bu virologlar —epey de yüksek miktarda SARS-CoV-2 virüsü ihtiva eden solüsyonlar kullanılmış olmasına rağmen— seçtikleri üç çeşit insan doku kültüründen hiçbirini enfekte e de me miş ler dir! Yani tamamen kendi kural ve kaidelerine göre yürüttükleri deneyler, bu “yeni koronavirüsü”nün insanda enfeksiyon oluşturmadığını kanıtlamış durumda! Tek enfekte edebildikleri maymun hücreleri, o da ancak karışıma böbrekte toksik etkisi bilinen güçlü ilaçlar (gentamicin ve amphotericin) verildiğinde oluşuyor.

Bir daha bir daha ifade etmekte fayda var.

CDC’nin yayınladığı çalışmada bu virologlar hiçbir şüpheye mahal vermeyecek biçimde, SARS-CoV-2 virüsünün insana zarar veremediğini / dokunamadığını kanıtlamış durumdalar. Oysa makalelerinin “sonuç” bölümünde bu bulgudan bahis dahi etmedikleri, yazarların bu çıkarımı yapmaktan açıkça imtina ettiği görülmekte. Tek söyledikleri, camiadan isteyen olursa sadece maymun hücresinde kültürlenmiş virüs stoğu sağlayabilecekleri oluyor?!

Fil dişi kulelerde yapılan ulvi, ulaşılamaz bilim böyle bir şey işte. Bilimin şeffaf, dürüst, ahlâklı ve doğru icra edilmesini istemek hakkımız, bunu sağlamak görevimizdir.



EK1Virüsün Varlığı Bilimsel Olarak İspatlı Değil



SARS-CoV-2 virüsü tespiti yapıldığını belirtmiş yayınların yazarlarına, laboratuvar deneylerinde elektron mikroskopisi ile elde ettikleri fotoğrafların ilgili virüsü tek başına (pürifiye edilmiş haliyle) gösterip göstermediği sorulduğunda hiçbiri “evet” yanıtı veremiyor.

Bazı yayınların yazarlarından alınan cevapların Türkçe tercümesi şu şekilde:

Yayın: Leo L. M. Poon; Malik Peiris. “İnsan sağlığını tehdit eden yeni bir insan koronavirüsü ortaya çıkmış bulunuyor” Nature Medicine, Mart 2020

PMID: 32108160 – DOI: 10.1038/s41591-020-0796-5 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32108160/

Çalışma kadrosundan soruya yanıt veren kişi: Malik Peiris
Tarih: 12 Mayıs 2020
Yanıt: “Şekilde virüs, enfekte hücreden çıkarken görülmektedir. Saflaştırılmış hali değildir.”
İngilizcesi: “The image is the virus budding from an infected cell. It is not purified virus.”
Yayın: Myung-Guk Han ve ark. “Kore’de COVID-19’lu hastadan izole edilmiş koronavirüsün tanımlanması”, Osong Public Health and Research Perspectives, Şubat 2020
PMID: 32149036 – DOI: 10.24171/j.phrp.2020.11.1.02 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32149036/
Yanıt veren kişi: Myung-Guk Han
Tarih: 6 Mayıs 2020
Yanıt: “Saflaştırmanın derecesini kestiremiyoruz çünkü hücrelerde kültürlenmiş virüsü saf hale getirip konsantre ederek çalışmıyoruz.”
İngilizcesi: “We could not estimate the degree of purification because we do not purify and concentrate the virus cultured in cells.”
Yayın: Wan Beom Park ve ark. “Kore’deki SARS-CoV-2’li ilk hastadan virüs izolasyonu”, Journal of Korean Medical Science, Şubat 24, 2020
PMID: 32080990 – DOI: 10.3346/jkms.2020.35.e84
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32080990/
Yanıt veren kişi: Wan Beom Park Tarih: 19 Mart 2020
Yanıt: “Saflaştırma derecesini gösterecek şekilde elektron mikrografisi almadık.”
İngilizcesi: “We did not obtain an electron micrograph showing the degree of purification.”
Yayın: Na Zhu ve ark., “2019’da Çin’deki Pnömonili Hastalarda Tespit Edilen Yeni Tip Koronavirüs”, 2019, New England Journal of Medicine, Şubat 20, 2020
DOI: 10.1056/NEJMoa2001017 https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa2001017?fbclid=IwAR2xgUH7hMwPSF3oIGwVqAreZWlMIlGMM8kG54AZvTjaBtbF36cl86kTFi0
Yanıt Veren: Wenjie Tan Tarih: 18 Mart 2020
Yanıt: “Yayında çökelti halindeki virüs partiküllerini gösterdik, saflaştırılmış hallerini değil.”
İngilizcesi: “[We show] an image of sedimented virus particles, not purified ones.”

Yayın: Sharon R. Lewin ve ark., “Avustralya’da COVID-19 teşhisi almış ilk hastadan izole edileip hızlı paylaşımı yapılan 2019 yeni oluşumlu koronavirüsü (SARS-CoV-2)”, The Medical Journal of Australia, Haziran 2020, sf 459-462
PMID: 32237278 – DOI: 10.5694/mja2.50569 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32237278/

Yanıt Veren: Jason A. Roberts ve Julian Druce Tarih: 5 Ekim 2020

Yanıt: “Nükleik asit çıkarma işlemi enfekte hücrelerden alınmış izolat materyalinde gerçekleştirilmiştir. Bu materyal santrifüjlenmemiş, yani yoğunluk bantlarına ayrılacak şekilde sukroz gradyanı vasıtasıyla saf hale getirilmemiştir.”

İngilizcesi: “The nucleic acid extraction was performed on isolate material recovered from infected cells. This material was not centrifuged, so was not purified through sucrose gradient to have a density band as such. The EM images were obtained directly from cell culture material.”



EK 2

https://www.fluoridefreepeel.ca/fois-reveal-that-health-science-institutions-around-the-world-have-no-record-of-sars-cov-2-isolation-purification/

EK3


⇨ İtalya’daki 38 hastada otopside belirlenen Covid-19 belirtileri:

Carsana et al., Pulmonary post-mortem findings in a series of COVID-19 cases from northern Italy: a two-centre descriptive study, The Lancet, June 8, 2020

PMID: 32526193 – DOI: 10.1016/S1473-3099(20)30434-5
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32526193/


> Diffüze alveolar hasar

> Pnömositlerde nekroz

> Hiyalin zarlar

> Interstisyel ödem (konjesyon)

> Metaplazi [Bir dokunun diğer bir doku haline dönüşmesi; doku hücrelerinin başka bir doku hücrelerine değişmesi]

> Küçük arteryal damarlarda kan pıhtıları


⇨ Almanya’da otopsisi yapılan 12 hastanda saptanan patolojiler (Wichmann, Annals of Internal Medicine, August 18, 2020):

Wichmann et al., Autopsy Findings and Venous Thromboembolism in Patients With COVID-19: A Prospective Cohort Study, Ann Intern Med, 2020 May 6.
PMID: 32374815 DOI: 10.7326/M20-2003 https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32374815/


> Diffüze alveolar hasar

> Hiyalin zarlar

> Metaplazi

> Pulmoner embolizm (kan pıhtısı)