Pek çok ülkeden farklı olarak, Türkiye’de bugüne kadar (8 Haziran 2020), korona virüs salgını nedeniyle olağanüstü hâl ilân edilmedi. Türkiye’de siyasî iktidar, korona virüs salgınıyla olağan dönemler için yürürlüğe konulmuş mevzuatın verdiği imkânlarla mücadele etmeye çalışıyor.

Salgınla mücadele etmek amacıyla alınan tedbirlerin hemen hemen hepsi Anayasamızın güvencesi altında olan bir temel hak ve hürriyetin sınırlandırılması niteliğindedir. Örneğin;

  • sokağa çıkma yasağı ve yurtlarda 14 günlük zorunlu tecrit “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nı (m.19),
  • maske takma zorunluluğu “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı hakkı”nı (m.17),
  • şehirlerarası seyahat yasağı “yerleşme ve seyahat hürriyeti”ni (m.23),
  • camilerde namaz kılma yasağı “ibadet hürriyeti”ni (m.24),
  • iş yerlerinin kapatılması “mülkiyet hakkı”nı (m.35) ve “çalışma ve sözleşme hürriyeti”ni (m.48),
  • icra takiplerinin ertelenmesi “hak arama hürriyeti”ni (m.36),
  • okulların tatil edilmesi “eğitim ve öğretim hakkı”nı (m.42),
  • işçi çıkarma yasağı “sözleşme hürriyeti”ni (m.48) ihlâl eder niteliktedir.

Yazar, yazının tamamının, kaynağından okunmasını talep etmektedir. Lütfen şu adreslere tıklayarak devamını okuyunuz:


  • Kemal Gözler, “Korona Virüs Salgınıyla Mücadele İçin Alınan Tedbirler Hukuka Uygun mu?” www.anayasa.gen.tr/korona.htm (Yayın Tarihi: 5 Temmuz 2020).
    ——-
  • Kemal Gözler, “Korona Virüs Salgınıyla Mücadele İçin Alınan Tedbirler Hukuka Uygun mu? (2)” www.anayasa.gen.tr/korona-2.htm (Yayın Tarihi: 6 Temmuz 2020).