BOŞ İNANÇ, BİLİM VE AKIL ‘KARŞITLIĞI’-Prof.Alişan Yıldıran

BOŞ İNANÇ, BİLİM VE AKIL ‘KARŞITLIĞI’-Prof.Alişan Yıldıran

Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın yazısı:

Dr. Alişan Yıldıran Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları doktoru

 

Sondan başlayalım, farklı bir şeyler söyleyenleri kategorik olarak uydurmasyon ‘karşıt’ kelimesi ile etiketliyorlar, merak ediyorum bu kelimecik zihinlerinde nasıl bir çağrışım yapıyor?

Herhalde ‘aleyhdar’ı demek istiyorlar, muhalif, muârız ve zıt için de aynı kelimeyi kullanan boş inançlarını mutlak hakikat zanneden bu okumuş cehaletine ancak üzülüyorum.

Farklı görüşleri, fikirleri teâtî ederek makul ve mantıklı, toplumun menfaatine olanı düşünmeden ‘Aşı zorunlu olsun, yapdırmayanların sigorta ödemeleri yapılmasın’ gibi akıl, mantık ve vicdanla ve dahi etdikleri Hipokrat yemini ile bağdaşmayacak, tahakkuk edemeyecek iddialarda bulunuyorlar.

Anlaşılacağı gibi mevzuumuz mahut ‘koronavirüs ve aşı planı’….

Daha evvelki yazımızda (1) konuya temas etmiş ve enfeksiyon/fatalite (ölümcüllük) oranı çok düşük bir hastalık için geri alınması mümkün olmayan ve panzehiri olmayan, içinde ne olduğu tam olarak bilinemeyecek olan bir enjeksiyon yerine, ağır hastalar için poliklonal (İVİG) veya monoklonal (REGENERON) antikorların yan etkisi olmaksızın uygulanabileceğini, bu sebeple aşının yaygın uygulanmasının gereksiz ve tehlikeli olabileceğini arz etmişdik.

Yaygın aşı uygulamasının gereksiz hatta zararlı olabileceğine dair not düşmek lazım geldi.

Başlayalım;

Bir: Daha evvel hiç aşı üretmemiş, çalışdığı konu olan kanser üzerine hiç bir başarısı olmayan, kullandığı mRNA teknolojisinin yan etkileri bilinmeyen, etkisi eski konjuge aşılar gibi son derece düşük, muhataralı bir aşıyı tercih etmeyerek hükümet doğru olanı yapmışdır.

İki: Bir buçuk milyar nüfuslu bir ülkenin kendisinin hemen hiç uygulamadığı, etkinliği şüpheli, daha evvel hiç uygulanmamış bir aşıyı, nisan ayında üretilmesi beklenen yerli aşılar gelene kadar uygulanacağını söylenmesi zaman kazanma stratejisi olmalıdır.

Üç: Her iki aşının da etkisi serumda virüse karşı antikor seviyesini arttırmaya yönelik olup, güçlü ve devamlı bir hücresel hafıza husule getirmeleri ihtimali çok düşükdür.

Dört: Salgın pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bilhassa havanın soğuk olduğu dönemde iki pik yapmışdır. Pikin inişe geçdiği durumda yaygın aşılamanın tabii olarak husule gelmiş toplum bağışıklığını bozacağı açıkdır. 

Beş: Herd immünitenin aşılarla ortaya çıkdığına dair gerçek ve güvenilir çalışma olmadan, enfeksiyon/fatalite oranı çok düşük bir ‘enfeksiyon’ için yaygın aşı koruyucu tababete uygun değildir.

Altı: Herd immünitenin kendiliğinden ortaya çıkacağını iddia eden ve bunu yaşayarak ortaya koyan İsveç (Dr. Anders Tegell) göz ardı edilemez.

Yedi: Çocukluk çağı aşı takviminin en katı ve geniş şeklini uygulayan bir ülkede çocuklara aşı yapılmayacağını söylemek en azından bir çelişki değil midir? Bu durumda çocukları koruyacağı iddia edilen aşılar neden erişkinlere yapılmamakdadır?

Sekiz: İngiltere vatandaşlarına D vitamini dağıtarak doğru olanı yapıyorken, ülkemizde D vitamini kısıtlaması neden yapılmakdadır?

Dokuz: Mutasyon geçirdiği gösterilen bir grip virüsüne aşı yapılacaksa, grip aşıları gibi her sene yapılması gerekeceği neden vatandaşa anlatılmamakdadır?

On: Bağışıklık sistemini etkilediği aşikâr olan bir enfeksiyonda hastalara İVİG uygulaması kolay, maliyeti uygun , enfeksiyonun uzamasını, tekrarlamasını önleyerek yatak ve yoğun bakım doluluğunu azaltacaktır.

Gerçekler aşıya, Hayat ise eve SIĞMAZ……

(1) https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/11/15/misafir-yazar/covid-19-asisi-devsirme-ve-kobay/

Okumaya Devam Et

Somatoscope

  (Bu videolar bakteri oluşum görüntülerinin tüm aşamalarını değil sadece 13 aşamasını göstermiştir.) Sormamız gereken önemli bir soru var:Modern...

Peki Ama Bu İnsanlar Neden Ölüyor?

COVID-19 Resmi Mortalite Verileri Yaşanan Ölümlerin Viral Hastalık Kaynaklı Olamayacağını, Ana Etmenin Tedavi için Kullanılan İlaçlar Olduğunu...

KIZAMIKÇIK, COVİD VE TALİDOMİD FACİÂSI-Alişan Yıldıran

KIZAMIKÇIK, COVİD VE TALİDOMİD FACİÂSI-Alişan Yıldıran

Evvelâ bir BUGÜN çıkan haber

‘…DSÖ Avrupa Bölgesi’nin resmi kurulu olan Bölgesel Doğrulama Komitesi tarafından 2017-2019 yılları arasında kızamıkçık virüsü dolaşımının üç yıl art arda kesilmesi nedeniyle Türkiye’de kızamıkçığın tamamen yok edilmiş olduğu’ beyan edilmiş… (1).

Aynı gün başka bir haber:

‘Türkiye’nin Çin’den aldığı Kovid-19 aşısının 11 Aralık olarak planlanan ilk teslimatı ‘Çin’deki prosedürler’ nedeniyle yeni yıla kaldı’ (2). Hani şu ÇİN’de uygulanmayan ve Bill Gates’in virüsün ortaya çıkmasından evvel fonladığı şirketin üretdiği aşı (3).

İki haberin aynı gün çıkması iyi bir pazarlama tekniği gibi görünüyor…

Tutarsız açıklamalarını (4) gördükçe kendisi için çok üzüldüğüm (!) beyefendi yine doğrular ile yanlışları harmanlayıp kendisini hala patron hatta hükümetin sahibi görerek bir açıklama yapmış:

‘Bizim amacımız nüfusun en az yüzde 60’ının bağışık hale gelmesi. Diyelim ki yüzde seksen etkili bir aşı uyguladık. Dolayısıyla Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde seksenini aşılamanız lazım. Bu aşılar bilimsel etik kurallara göre çocuklarda uygulanamıyor. Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin çocuk olduğunu düşündüğümüzde, neredeyse bütün erişkinlere bu aşıyı yapmak zorundasınız. Aşı karşıtlığı ve aşıya karşı olan güvensizlik de göz önünde bulundurulduğunda orada çok ciddi bir mücadele olacak. Diyelim ki yüzde 30 insan aşı yaptırmadı; salgını aşı ile kontrol altına alamazsınız’ (5).

Yüzde seksen! Zaman ve imkân sebebi ile ASLA ulaşılamayacak bir hedef. Ülkemizde çocuk olarak kabul edilen 18 yaş altı nüfus %30’dur (6). Yapılan anketlere göre aşı yapdırmak isteyenlerin oranı %15 gibi oldukça düşük (7). Grip aşısındaki durum da bunu açıkça gösteriyor 600 bin sağlıkçının sadece 55 bini bu aşıyı yapdırmış (8). Zaten bu sebeble toplumun %98’inin aşılandığı ve bağışık olduğu da bir illüzyondur, çocuklara aşı yapılarak herhangi bir enfeksiyon etkenine karşı bağışıklık temin etmek mümkün DEĞİLDİR! Aşı oldukdan bir hafta sonra antikor seviyesinin bir mikdar artması ile sevindirik olan arkadaşa buradan selam gönderiyorum :).

O halde daha evvel de yapdıkları gibi (Şekil) aşı illüzyonunun bozulmasını önlemek, aşı satmak, toplumu kontrol etmek, diğer ürünlerin satışını arttırmak maksadı ile bir hikaye olmalı ki, salgın bitdiğinde sadece bir kaç yüz bin aşı yapıldığı halde, ‘bakın toplumu aşıladığımız için salgın bitdi’ diye üfürebilmek mümkün olsun.

Şekil. ABD ve İngiltere’de kızamığa bağlı ölümlerin aşı ile ilgisinin olmadığı açıkça görülüyor (9).

Leicester & Smallpox

Gelelim kızamıkçık hikayesine…

Basit bir çocukluk döküntülü hastalığı olup, yegane riski genç yaşda hamile kalan kadınların fetuslarında nadiren doğuşdan defektlere sebep olabilen ki, muhtemelen bu kadınlarda primer veya sekonder immün defektler olmalıdır, bu aşı (karma aşı olarak) hiç bir tetkik yapılmadan uygulanmakdadır. Muhtemelen yan etkileri ve teratojenik (yapılmasına gerekçe gösterilen etken!) de etkileri  daha fazladır. Tam da burada ülkemizde talidomid faciasının yaşanmasına mani olan merhum Süreyya Tahsin Aygün’ü hatırlatalım (10).

İşte bu menhus hastalık artık ülkemizde elimine edilmiş yani hiç görülmüyormuş…

Acaba?! Çalışdığım müessese Orta Karadeniz Bölgesinin referans merkezidir ve yıllık poliklinik sayısı bir milyon civarındadır. İstatistik bürosundan akut kızamıkçık enfeksiyonu için iyi bir diagnostik değeri olan anti-rubella IgM pozitif çıkan hastaların on yıllık dökümünü istedim.  Buna göre on yılda yaklaşık 28 bin anti-rubella IgM pozitif hasta görülmüş. Bunların sadece yüksek pozitif olanları ise 170 kişi ve bu 170 kişiden sadece dördü ölmüş ve bunların hepsi 50 yaş üstünde. Yüksek pozitif hastaların 33 tanesi 2020 yılında tesbit edilmiş. Yani bu hastalık en azından bu bölgede elimine EDİLEMEMİŞ. Sakın bana IgM’nin aşı sebebi ile artmış olduğunu söylemeye kalkmayın.

Son söz DSÖ’nün ipi ile kuyuya inilmez….

Kaynaklar:

1. https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-bilim-kurulu-sonrasi-bakan-kocadan-kritik-asi-aciklamasi-6170547/

2. https://www.evrensel.net/haber/421336/cinden-11-aralikta-gelmesi-planlanan-asilar-yeni-yila-kaldi

3. https://www.sec.gov/Archives/edgar/data/1084201/000114420411022647/v218786_ex99-1.htm

4. https://vitamingiller.com/ulkemizde-asilamanin-patronu-kimdir/

5. https://www.yenicaggazetesi.com.tr/prof-dr-mehmet-ceyhan-asi-karsitlarina-isyan-etti-tarikat-ve-cemaatlere-fena-catti-320017h.htm

6. https://www.nufusu.com/turkiye-nufusu-yas-gruplari

7. https://www.oncusehir.com/covid-19-asisi-anketinden-dikkat-ceken-sonuclar/63964/

8. https://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/2899434-fahrettin-koca-asi-dusmanlari-da-asi-olmak-isteyecek-bundan-emin-olun

9. https://childhealthsafety.wordpress.com/us-uk-measles-1901-1965/

10. https://www.turktoyu.com/komutan-veteriner-ve-kok-hucre-arastirmacisi-ord-prof-dr-tahsin-aygun

Okumaya Devam Et

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir: Covid'den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca GerekçelerKanadalı...

AŞININ MUHTEMEL YAN ETKİLERİNE HAZIR MISINIZ?

AŞININ MUHTEMEL YAN ETKİLERİNE HAZIR MISINIZ?

Bildiğiniz gibi sonuna geldiğimiz 2020 yılı tarihde daha evvel görülmemiş bir salgın ve tedbir görünümlü faşizm yılı idi. Açık havada maske taktırmak başka türlü izah edilemez!

Trilyon dolarlık ilaç sektörünün maşası olduğu iyice ortaya çıkan dünya sağlık örgütünün (mahiyeti teşkilat kelimesinden daha uygun) toplum bağışıklığı tarifini tamamen aşıya endekslemesinden (1), üstelik aşının koruduğuna dair bilgimiz yok (2) demesinden sonra hâlâ aşı olacak kadar cesur ve/veya meraklı iseniz, karşılaşabileceğiniz durumlar hakkında kısa bir malumat vermek lazım gelir.

Evvela ‘Tarih tekerrürden ibaretdir’ ve bundan mülhem ‘Hiç ibret alınsa idi tekerrür mü ederdi’ lafzına binaen, 1960’da yaşanan respiratuar sinsityal virüs (RSV) aşısı hadisesini hatırlatmalıyız. Hayatın ilk bir yılında bilhassa erken doğan bebeklerde solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı ölümlerin başda gelen sebeplerinden biri de RSV enfeksiyonudur. Günümüzde erken doğan bebeklere aşı yerine daha evvel de belirttiğim gibi palivizumab denilen bir monoklonal antikor yapılıyor.

İşte bu enfeksiyondan korunmak için KADİM (!) (eski yani) inaktivasyon metodu kullanılarak hazırlanan RSV aşısı uygulanan bebeklerde faciaya yol açmıştı (3). Kaynak makale asistanlığımda lösemili hastalara uyguladığımız meşhur St. Jude protokolünün neşet ettiği hastane ekibinden immünolog-vaksinolog bir hanımefendiye ait ve onbir sene evvel yazılmasına rağmen oldukça bilgilendirici. Tabii 1960’larda yaşanan trajedinin neden kaynaklandığı o devirde anlaşılamadığı gibi, bu makalede de izahat yok.

Bakterilerde, mesela tifüsde (4) çok işe yarayan ama virüslerde işe yaradığı çok şüpheli olan (5) formalin ile zaten bir canlı türü olmayan virüsün öldürüldüğü (!) farz ediliyor*. Çok şüpheli dedim çünkü, bunun tipik örneği meşhur çocuk felci aşısına bağlı ölüm ve sakatlanmaların husule geldiği Cutter kazasıdır (5).

Son günlerde çocuklarda Sars-Cov-2 enfeksiyonuna (enfeksiyon olduğu bile belli değil esasında) bağlı ortaya çıkan MIS-C (çocukda multisistemik iltihap sendromu) olup çocuk hekimlerinin aşina olduğu MAS, HLH ve Kawasaki tablosuna çok benzer ve kuvvetle muhtemeldir ki benzer genetik ve epigenetik (aşılar tabii) sebeblerle immün sistemin terörize olması ile ortaya çıkar ve ölüm ihtimali fevkalade yüksekdir (6).

Peki bütün bunlara yol açabilecek ortak mekanizma ne olabilir?
Daha evvel de belirttiğim gibi immün sistem askerî bir sistemdir ve nizami harp mantığı ile çalışır.
Bağışıklık sistemi yabancı proteinleri tanımak üzere tasarlanmış ve programlanmışdır. Sindirim ve solunum sistemi bu yabancı proteinler için doğumdan sonra profesyonelleşir (7). Deri ve kas içine yabancı antijenik proteinlerin verilmesi zayıf ve sapkın bir antikor cevabı teşkil eder yani gayr-i nizamidir.

Yakın zamanda tarif edilen antibody dependent enhancement (antikorun sebep olduğu şiddetlenme, antikor iltihabı demek daha doğru kanaatindeyim) işte tam da RSV aşısının, deng humması aşısının, grip ve diğer aşıların yol açtığı ‘aşırı iltihabi durumun’ sebeplerinden biri de budur.

Coronaloji Ed Not: Fransız İlaç ve Aşı Şirketi Sanofi Pasteur’ün 20 yılda, 2 milyar dolar harcayarak geliştirdiği Dengvaxia adlı deng humması aşısı vurulduktan sonra hayatını kaybeden Filipinli çocukların ailelerini görmekteyiz. 2016 Nisan’ında uygulanmaya başlanan ve vurulduğu 100 bin dozdan sonra 600 çocuk ölümüne yol açtığı için kullanımı durdurulan Deng aşısı, şu an piyasada olan CV-19 hastalığı için geliştirilmiş aşılarla aynı çalışma mekanizmasına sahip.

Gayr-i nizami antikorlar tabii yolla veya aşı ile giren etkenin monosit-makrofajlarda aşırı çoğalmasına ve yine aynı hücrelerin aşırı tepkisine sebep olmaktadır. RNA temelli aşılar ise etkeni bulundurmasa bile ilk veya tekrarlayan tabii karşılaşmada aynı hadiseye sebebiyet verebilir (8).

Şekilde CD32 (FcgamaIIR) olarak verilen reseptör bağışıklık sistemi hücrelerinde bulunur, inhibisyon veya aktivasyon yapabilen alt tipleri vardır ve nötralizan veya nonnötralizan özellikteki antikorları bağlar. Nötralizan antikor virüsün etkinliğine mani olurken, doğru yere bağlanamayan nonnötralizan antikor ise aksi tesir husule getirir (9).

Asıl dikkat çekmek istediğim nokta ise hakiki toplum bağışıklığı, mutasyon ve heterosubtipik bağışıklık sayesinde (faşist tedbirlerle değil) düşüşe geçen ve kısa süre sonra ortadan kalkacak olan bu enfeksiyon için daha evvel defalarca yaptıkları gibi ‘aşı yapdık böylece hastalığı yendik’ diyeceklerini şimdiden buraya not ediyorum.

Son bir söz de, aşı sünnetullaha uygundur diyen kardeşlerime, insan ve hayvanlara eziyet ederek elde edilen, içinde bulunması mecburi olan gayr-i nizami kimyeviler ve yukarda anlatılan yan etkileri sebebi ile uygundur denilemeyeceği kanaatindeyim. Faruk Beşer hocanın bu konudaki yazısı fevkalede mühimdir (10).

*Nasib olursa bu konuyu da ele almak isterim.

Prof.Dr. Alişan Yıldıran

(1) https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/12/25/yazilar/tip-yazilari/koronavirus-medya/who-suru-bagisikligi-sadece-asilama-ile-saglanabilir/
(2) https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/12/25/yazilar/tip-yazilari/koronavirus-medya/dunya-saglik-orgutu-asilarin-kovid-19a-karsi-korudugunu-gosteren-kanitimiz-yok/
(3) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3255794/
(4) https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/305077
(5) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1383764/
(6) https://en.wikipedia.org/wiki/Multisystem_inflammatory_syndrome_in_children
(7) https://en.wikipedia.org/wiki/Hygiene_hypothesis
(8) https://en.wikipedia.org/wiki/Antibody-dependent_enhancement
(9) https://en.wikipedia.org/wiki/Neutralizing_antibody
(10) https://www.yenisafak.com/yazarlar/farukbeser/tip-ve-fikih-2055960

Coronaloji Ed-Not: Yazı içindeki vurgular bize aittir.

Sağlık Çalışanları Aşı Dayatmasına Karşı Çıkıyor

Sağlık Çalışanları Aşı Dayatmasına Karşı Çıkıyor

Sayın yetkili,

Ben Diş Hekimi Mahmut Demirkan. Covid salgınına inanmıyorum. Dünya Sağlık Örgütünün otoritesine ve onun yönlendirmesi ile ülkemizdeki Bilim Kurulunun bilgilendirmelerine ve hükümetin yönergelerine güvenmiyor yani inanmıyorum.

Bu bir ulusal güvenlik sorunudur. Siz yetkilileri de Allah’ın huzurunda şahitliğimi doğru yapmak adına uyarıyorum. ( Nisa suresi 135. ayete bakın lütfen) Yalancı şahitlik yapamam. Lütfen siz de yapmayın.

Siz de bilgi sahibi olmadan yukarıdan gelen ve Dünya Sağlık Örgütünün yani otoritenin yönlendirmelerine koşulsuz itaat ediyorsunuz. Burada birçok insana zarar verilecektir. İşlenen insanlık suçunda katkınız olmasın lütfen araştırın.

Bana düşen sizi uyarmak. ( Fatır Suresi 37. ayete bakınız)

Gerçekleri merak edenler peşine düşer ve insanlık suçuna ortak olmaz.

Ben, ailem ve ekibimden hiç kimse aşı yaptırmayacaktır. Bunu bize zorlama hakkınız yoktur. Covid Aşısını yaptırmayacağız.

Tüm sağlık çalışanları, polis ve askerin aşılanması ulusal güvenlik açığıdır. Bu bir ulusal güvenlik sorunudur. Ülkesini seven ve insanlarımızı seven her vatandaş gibi sizlerin de konu hakkında araştırma yapmadan adım atıyor olmanız sizi hem bu dünyada hem de ahirette sorumlu tutacaktır.( İsra Suresi 36. ayet bakın lütfen)

Yüce Allah bize akıl vermiş. Bu akletme yeteneğini kullanmalıyız. Başkalarının akletme yeteneği ile bize hükmetmelerine izin verirsek onların kölesi oluruz. Ben yüce Allah’ın kölesiyim yani kuluyum ( Zümer Suresi 29. ayete bakınız)

Yüce Allah’tan başkasına kulluk etmem.. Karanlık güçlere değil sadece Aydınlığa hizmet ederim.

Kula minnet eylemem. İblisin tarif ettiği yola minnet eylemem. Rızkımı veren Allah’tır. Kula Minnet eylemem. Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem.

Bize Allah yeter. ( Ali İmran Suresi 173. ayet)

Aklımızı kullanmaz isek olacaklar bellidir. Üzerimize pislikler yağar. ( Yunus Suresi 100. ayete bakınız)

İlk pislik maske idi, ikinci pislik HES kodları oldu ve üçüncü pislik aşı olacak. Bunu kabul etmiyorum. Güvenliğimizi kaybedeceğiz korkusu ile özgürlüğümüzü elimizden alacaklar.

Aşı zorlaması olmasa bile ileride HES koduna işleneceği için şimdi HES kodu olmayan ulaşıma katılamayacağı için yakında HES kodu yani aşısı olmayanlar marketlere giremeyecek. Sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaklar. İnsanları aşı yaptırmaya dolaylı yoldan zorlayacaklar. Artık uyanmanız gerekiyor. Lütfen uyanın.

İleride aşısı olmayan hekim ve yardımcı personele de “aşınız yoksa hasta tedavi edemezsiniz” diyecekler ve bizi mesleğimizden ve ekmeğimizden edecekler.

Şeytan insanı fakirlikle / aç kalmakla korkutur. ( Bakara Süresi 268. ayete bakınız)

Yüce Allah ise yeryüzünde yaşayan her canlının rızkı Allah’a aittir diyor. ( Hud Suresi 6. ayete bakınız)

Siz kime inanacaksınız/ güveneceksiniz. Ben seçimimi yaptım.

Tüm övgü Allah’adır. ( Elhamdülillah) Ben yüce Tanrı’ya güveniyorum yani inanıyorum.

Bizi korkutuyorlar. Sırf medyadan, haberler ve “sözde” bilim kurulunun bilgileri ve otoriteden gelen her gün eklenen korku haberleri ile korktuğu için ve maske taktığı için kronik rahatsızlıkları olan sevgili hastamız bir hanfendi teyzemiz hastanede öldü.

Önce İnsanlara zorla maske taktırarak kaliteli oksijenden mahrum bıraktılar. İnsanlarda nefes alma ve verme sorunu yaşandı.

Ardından oksijen yetersizliği yaşayan hastalara covid tedavi protokolü ( ilaçlar günde 16 adet ) uygulandı. İlacı alan hastalarımız daha kötüye gittiler ve hastaneye kaldırıldılar ve şanssız olanlara orada daha güçlü ilaçlar verildi ve orada öldü(rül)ler. Şanslı olanlar ise ileride kullanılan ağır ilaçlar yüzünden yaşayacakları tıbbi hasarlar ile hastaneden evlerine yollandılar.

Ben insanların bu şekilde hastalandırıldığını ve ilaçlar ile öldü(rül)ğüne inanıyorum. Bu işte bilinçli ya da bilinçsiz parmağı olan herkes bana göre suçludur.

Bilinçsizleri, bu yazımla uyarıyorum çünkü araştırmadılar. Otoriteye körü körüne itaat ettiler. Bilinçlilere şimdilik yapacak bir şeyimiz yok ve ileride adalet kendilerini yargılayacaktır.

Hekim ya da tüm sağlık çalışanları bu tedavi protokolüne itiraz edenler müstesna üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmedi. Tüm dünyada sağlık çalışanları yavaş yavaş uyanmaya başladılar. İnşallah bizde de olur bu uyanma ve ardından halkımız uyanır. Merak edenler Youtube üzerinden araştırma yaparsanız aşının zararları ve covid salgını yalanını ve büyük operasyonun ne olduğuna ulaşacaklardır. Tek haber kaynağı olan televizyonlardan uzak durun lütfen.

Bu yetmezmiş gibi sokağa çıkma yasakları ile bizi evlere hapsettiler. Bizi temiz havadan ve güneşten mahrum bıraktılar. Ailelerimiz ile bağımızı kestiler. Evinde çocukları olmayan yaşlı insanları korkuları ile baş başa bıraktılar. Bu adil değil ve bunun bir bedeli olacaktır.

İnsan ne ekerse onu biçer. Bu yapılanlar insanlık suçudur. Allah izin verirse bu dunyada ve ahirette cezalandırılacaklar. İyilik eken iyilik, kötülük eden kötülük biçer.

Tarihe geçmesi adına ve şahitliğimi doğru yapmak adına size bu e-postayı iletiyorum. ( Araf Suresi 163.,164, 165 ve 166.. ayetlerine bakınız)

Biz ekip olarak Covid aşısına karşıyız ve kendi bedenimizin bütünlüğüne zarar verecek olan bu aşı ve aşıları yaptırmayacağız.

Tüm övgüm bilmediklerimizi bize öğreten yüce Allah’adır.( Elhamdülillah)

Selam ile…

Mahmut Demirkan, DDS, MS

Diş Hekimi ve İşletme Yönetimi Uzmanı

www.mahmutdemirkan.com

https://www.facebook.com/mahmut.demirkan.129

https://www.youtube.com/channel/UCp3KaOJ0X72zodqFJEWzULw

AKCİĞER

AKCİĞER

İlk haber: Türkiye’nin Gögüs Hastalıkları otörü tarafından geldi:

“Son aylarda solunum sıkıntısı şikayeti ile müracaat eden hasta sayısında ciddi bir artış var.” Dedi üstat.

Yerinde bir tespit.

Beklenen bir tespit.

Neden? diye soruldu zat-ı muhteşem’e..

“Psikolojik.” Dedi. İyi mi!..

“Psikolojik” teşhisi, çaresiz (yeteneksiz) klinisyenin (hekimin) çaresiz çıkış (sorumluluktan kaçış) kapısıdır.

“Ben bilmiyorum, ben beceremedim, benim bu konudaki bilgim eksik..” Demek yerine ızdırap çeken hastaya ” psikolojik” deyip atmak hekimin “acizliğidir”.

Bir hastanın yakınmalarını “psikolojik bir temele” bağlamadan önce hekimin asli görev ve sorumluluğu bu şikayete neden olabilecek bütün hastalıkları araştırmak ve neticede hiçbir açıklayıcı, objektif veri yok ise bu kanaate varmaktır.

Ki finalde konulan “ psikolojik” teşhisi tüm araştırmalara rağmen soyut, subjektif olarak kabul edilir.

Ama ağzı büzüseci pozitif bilim insanları geçen zaman zarfında “boş” durmayıp ha bire araştırma yapıyorlar.

Son çalışmalar gelmekte olan bir felaket konusunda bizleri uyarıyor!..

Özellikle çocuklarımızda olmak üzere,

Toplumda akciğerler adeta “alarm” veriyor.

Astım hasta sayısında çok ciddi artış var.

KOAH hastalarında çok ciddi ölüm ve hastanelere yatarak tedavi ihtiyacı olan hasta yüklenmesi var.

Üstelik sebep Covid-19!da değil.

İnsanların Akciğerleri “bilinmeyen” bir maddeye karşı “tepki” veriyor.

Bu tepki o kadar kuvvetli ki yirmi yıl sigara içen insanın akciğerlerinin verdiği tepkiden daha şiddetli.

Bilim insanları henüz bu tepkinin sebebini açıklayamıyor.

Sebebi açıklamak için önce Covid-19’a sığındılar.

“Asemptomatik hastalarda da akciğer yıkımı var dediler.”

Ama bu iddia’nın gerçek olmadığı kısa sürede ortaya çıktı.

Tazecik akciğerler “bilinmeyen?” bir sebep ile reaksiyon göstererek yıkılıyorlar!..

Sebep belli.

Hangi sentetik madde’den üretildiği ve hangi kimyasal maddeleri içerdiği toplumdan bir “sır” gibi gizlenen yüz maskeleri…

Küçücük bebeklerimiz ve çocuklarımızın solunum sisteminin giriş kapısına taktığımız “o” öldürücü “şeyler”
Lütfen ve lütfen..

Özellikle bebek ve çocuklarınıza evde tozutmayan kumaşlardan ve iyi oksijen alabilecekleri gözenekli, gevşek materyallerden maskeler yapın.

Siz ve çocuklarınız sadece kanunen mecbur oldukları ortamlarda ve mümkünse kısa süreli bu maskeleri kullanın.

Akciğerlerde meydana gelen “hasar” tıp dünyasının yeni yeni dikkatini çekmeye başladı.

Tıp dünyası bu akciğer yıkımının gerçek sebebini bulup sizleri uyarana kadar geçen sürede “iş işten geçmiş olabilir”.

Maske, kullanımı arttıkça, yaygınlaştıkça daha ağır hastalığa sebep olan çok ciddi enstrumandır.

Daha ağır hastalanmanıza sebep olmak ile kalmaz.

Kalıcı, ağır akciğer hasarı ortaya çıkarır.

Tıp insanlarının bu gün yaşadığı kafa karışıklığı ileride sizin karşınıza “net” bir hastalık olarak çıkar.

Ve tıp asla “özür dilemez.”

Dr.Bilgehan Bilge 11.11.20

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

Son haberler

SANTRAL DOGMA, mRNA AŞISI ve ÖLÜMSÜZLÜK ÇIKMAZI!

“Tanrı yoksa, her şey mübahtır” Dostoyevski (1). Kelime mânâsı ‘temel hakikat’ olarak anlaşılması îcab eden ‘santral dogma’dan ilk defa 1957’de DNA’nın helezonî yapısını keşfeden Francis Crick bahsetmiş. Gencecik yaşında DNA’nın yapısını çözmek için maruz kaldığı...

Corona Sürecindeki Hikayelerine Talibiz

Bizimle konu hakkındaki her türlü duygu, düşünce ve yorumunu paylaşarak bu platforma sen de katkı sağlayabilirsin.

Bize Katıl

Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri konusunda destek olmak ya da kendi alanın çerçevesinde paylaşımlarımıza katkı sağlamak istersen, bize yazabilirsin.

Bizi takip et

Güncel paylaşımlardan haberdar olmak ister misin?

Okumaya Devam Et

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir: Covid'den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca GerekçelerKanadalı...

Literatür

Literatür

 BUYURUN LİTERATÜRE!..

Sizlere söz verdim bir kere.

Günlük hayatta kullanmaya zorlandığımız maskelere “bilim” ne gözle bakıyor?

– Bu maskeler , bu tip bir virüse karşı ne derece koruyucu?

– Maske kullanmanın faydasızlığı dışında ne gibi zararları var?

Bu iki ana başlık halinde bu güne kadar yapılmış bilimsel araştırmaları liste halinde yayınlayacağım.

Hepsini yayınlamam imkansız. Çünkü yüz binlerce yayın var.

Genellikle karşıma çıkan ilk elli makale içerisinden en çok atıf alan ve saygın dergilerde yayınlananlara ağırlık veriyorum.

Ama inanın ki bu yaptığım işin ne derece “gereksiz” olduğunu, zaman kaybı olduğunu her seferinde kendime kızarak söylüyorum.

İnsanın solungacının olmadığını, dünyanın güneş etrafında döndüğünü, taşın sert olduğunu, ateşin insanı yakacağını ispat etmek gibi “gereksiz” .

Maske konusunda en fanatik tarafların bile artık kabul ettiği bir gerçek var üstelik.

“Maskelerin bu virüs için koruma sağlamadığını, özellikle günlük hayatta en sık kullanılan cerrahi maskelerin “ciddi oranda” virüs geçirdiğini artık kabul etmeyen yok gibi..”

“Ama şu teselliyi ortaya koyuyorlar: Maske takarak,kısmen de olsa daha az virüse maruz kalıyoruz. Daha az virüs demek, daha hafif hastalık demek..”

Bu gerçek anlamda beyhude bir teselli..

Unuttukları çok ciddi bir gerçek var.

O da maskenin üzerinde biriken virüs yükü!..

Bu tehlikeden bahseden hiç yok.

Maskenin zorunlu olduğu tarihten itibaren hastalığı ağır geçiren insan sayısında ciddi artışın sebebini bile açıklamaktan aciz durumdalar.

Özellikle orta yaş ve gençlerde ortaya çıkan ve yükselen “ağır hastalık tablosunun” sebebi ne?

Maske üzerinde biriken “virüs dozu” olmasın sakın?..

Hiç maske takmayan ülkeler ve bizdeki gibi uzun zamandır “zorunlu” maske takan ülkeler arasında “zorunlular” aleyhine gelişen ikinci dalga ve ağır hasta sayısındaki artış bile uyanmalarını sağlamıyor.

İşi düğüne, derneğe bağlamış durumdalar.

Neyse biz Amerikayı yeniden keşfetmek adına literatür verelim.

“Not: Google Academic adlı bir ara arama motoru var internette. Bu konuda daha fazla bilgi isteyen arkadaşlar bu kanaldan pek çok bilimsel araştırmaya ulaşabilir. Surgical mask anahtar cümlesi ile ilk etapta 400.000 (dört yüz bin) çalışma çıkacak karşınıza. Ben ilk yirmi kadar çalışmanın başlık ve link’ini veriyorum. Bu çalışmalar maskelerin verimliliği ile ilgili. Vakit bulursam bir sonraki yazım “zararları” ile ilgili çalışmalar içerecek. Haydi hepimize kolay gelsin.)

      • Effectiveness of N95 respirators versus surgical masks against influenza: A systematic review and meta‐analysis
        Youlin Long ,Tengyue Hu ,Liqin Liu ,Rui Chen ,Qiong Guo ,Liu Yang ,Yifan Cheng ,Jin Huang ,Liang Du
        First published: 13 March 2020
        https://doi.org/10.1111/jebm.12381
        The use of N95 respirators compared with surgical masks is not associated with a lower risk of laboratory‐confirmed influenza. It suggests that N95 respirators should not be recommended for general public and nonhigh‐risk medical staff those are not in close contact with influenza patients or suspected patients.
        Cerrahi maskeler ile karşılaştırıldığında N95 solunum cihazlarının kullanılması, laboratuvar tarafından onaylanmış grip riskinin daha düşük olmasıyla ilişkili değildir. N95 solunum cihazlarının, influenzalı hastalar veya şüpheli hastalarla yakın temasta bulunmayan genel halk ve yüksek riskli olmayan sağlık personeli için önerilmemesi gerektiğini önermektedir.

 

  • SARS-CoV-2’yi Bloke Etmede Cerrahi ve Pamuklu Maskelerin Etkinliği:Kontrollü Bir Karşılaştırma
    Seongman Bae, MD,Min-Chul Kim, MD,Ji Yeun Kim, PhD,Hye-Hee Cha, BSJoon Seo Lim, Doktora
    https://doi.org/10.7326/M20-1342
    Sonuç olarak, hem cerrahi hem de pamuklu maskeler, SARS-CoV-2’nin COVID-19’lu hastaların öksürüklerinden çevreye ve dış maske yüzeyine yayılmasını önlemede etkisiz görünmektedir.

 

  • N95 Solunum Cihazları ve Cerrahi Maskeler Tarafından Sunulan Solunum Performansı: Bakteriyel ve Viral Parçacık Büyüklüğü Aralığını Temsil Eden NaCl Aerosol ile İnsan Denek Değerlendirmesi
    Shu-An Lee , Sergey A. Grinshpun , Tiina Reponen
    Mesleki Hijyen Yıllıkları , Cilt 52, Sayı 3, Nisan 2008, Sayfa 177–185,
    https://doi.org/10.1093/annhyg/men005
    Bu çalışmada test edilen N95 solunum cihazlarının ve cerrahi maskelerin çoğunun, koronavirüs ve grip virüsü boyutlarını içeren yaklaşık 0,04 ila 0,2 μm arasındaki partiküllere karşı en kötü performans gösterdiği gözlemlendi.
  • Face Seal Leakage of Half Masks and Surgical Masks
    TIMO TUOMI Pages 308-312 Published online: 04 Jun 2010
    · https://doi.org/10.1080/15298668591394879
    Surgical mask filter and fit performance
    https://doi.org/10.1016/j.ajic.2007.07.008
    Sonuç
    Bu cerrahi maskelerin hiçbiri, solunum koruma cihazları olarak kabul edilebilecek yeterli filtre performansı ve yüze oturma özellikleri sergilemedi.
  • A study of disposable surgical masks
    · Author links open overlay panelPaul O.MadsenM.D.1Renate E.MadsenM.D.1
    · Show more
    https://doi.org/10.1016/0002-9610(67)90168-7

 

    • https://doi.org/10.1016/j.ajic.2010.06.002
      Sonuç: Havalandırılmış bir alanda, kaynakta takılan bir maske ile ekshale edilen partiküllerin saptırılması, alıcıdaki herhangi bir maskeden çok daha yüksek düzeyde koruma sağlamıştır. Kaynakta veya alıcıda maske filtrasyonu maruziyetin azaltılmasında önemli bir rol oynamadı.
    • Sağlık personelini şiddetli akut solunum sendromundan korumak: birden fazla cerrahi maskenin filtrasyon kapasitesi
      Yazar bağlantıları yer paylaşımı panelini açar JL Derrick C.D. Gomersall
      https://doi.org/10.1016/j.jhin.2004.10.013Bu, birden fazla cerrahi maske takmanın in vivo filtrasyon etkinliğini belirlemek için altı gönüllüde bir, iki, üç ve beş cerrahi maskenin çapraz bir denemesiydi. Maskelerin içindeki ve dışındaki ortam partikül sayılarındaki farkı ölçmek için bir Portacount kullandık. Beş cerrahi maskenin en iyi kombinasyonu, 13,7’lik bir uyum faktörüne sahipti; bu, yarım yüz maskesi için gereken minimum 100 seviyesinin çok altındadır.
      Birden fazla cerrahi maske, ortam partiküllerini zayıf bir şekilde filtreler. Alternatif olmadığı sürece N95 maskelerin yerine kullanılmamalıdır.
  •  Cerrahi maskelerin influenza bioaerosollerine karşı etkinliği
    C. Makison Booth M. Clayton B. Crook J.M. Gawn
    https://doi.org/10.1016/j.jhin.2013.02.007
    Çoğu cerrahi maske , solunum koruyucu cihazlar (RPD’ler) olarak kullanım için onaylanmamıştır. Bir grip salgını durumunda , saklama ve uygunluk testi gibi lojistik ve pratik uygulamalar, RPD’lerin kullanımını büyük miktarlarda bulaşıcı biyo-aerosol üretme olasılığı yüksek olan belirli yüksek riskli prosedürlerle sınırlayacaktır. Çalışmalar, bu tür durumlarda artan sayıda cerrahi maskenin giyildiğini, ancak bulaşıcı aerosollere karşı bir cerrahi maske ile kullanıcıya sağlanan korumanın iyi anlaşılmadığını göstermiştir.
    N95 Solunum Cihazları ve Cerrahi Maskeler Tarafından Sunulan Solunum Performansı: Bakteriyel ve Viral Parçacık Büyüklüğü Aralığını Temsil Eden NaCl Aerosol ile İnsan Denek Değerlendirmesi

 

 

  • METHOD FOR EVALUATING EFFECTIVENESS OF SURGICAL MASKS
    V. W. Greene, D. Vesley

 

A study of disposable surgical masks
Paul O.MadsenM.D.1Renate E.MadsenM.D.1
https://doi.org/10.1016/0002-9610(67)90168-78

 

  • Maruz kalma riskinin belirlenmesi: Cerrahi maskeler ve solunum maskeleri
    Yazar bağlantıları yer paylaşımı panelini açar.
    Keith T. Diaz MD Gerald C. Smaldone MD, PhD

 

https://doi.org/10.1016/j.ajic.2010.06.002
Sonuç: Havalandırılmış bir alanda, kaynakta takılan bir maske ile ekshale edilen partiküllerin saptırılması, alıcıdaki herhangi bir maskeden çok daha yüksek düzeyde koruma sağlamıştır. Kaynakta veya alıcıda maske filtrasyonu maruziyetin azaltılmasında önemli bir rol oynamadı.

Dr.Bilgehan Bilge.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir

Son haberler

SANTRAL DOGMA, mRNA AŞISI ve ÖLÜMSÜZLÜK ÇIKMAZI!

“Tanrı yoksa, her şey mübahtır” Dostoyevski (1). Kelime mânâsı ‘temel hakikat’ olarak anlaşılması îcab eden ‘santral dogma’dan ilk defa 1957’de DNA’nın helezonî yapısını keşfeden Francis Crick bahsetmiş. Gencecik yaşında DNA’nın yapısını çözmek için maruz kaldığı...

Corona Sürecindeki Hikayelerine Talibiz

Bizimle konu hakkındaki her türlü duygu, düşünce ve yorumunu paylaşarak bu platforma sen de katkı sağlayabilirsin.

Bize Katıl

Yabancı dilden Türkçe’ye çeviri konusunda destek olmak ya da kendi alanın çerçevesinde paylaşımlarımıza katkı sağlamak istersen, bize yazabilirsin.

Bizi takip et

Güncel paylaşımlardan haberdar olmak ister misin?

Okumaya Devam Et

Kanadalı Doktorlar Konuşuyor / Video

Kanada Sağlık Birliği adına halkı bilgilendirmek amacıyla çekilmiş video metnidir: Covid'den Korkmamıza Gerek Yok; İşte Başlıca GerekçelerKanadalı...